Yunanistan ile Türkiye arasındaki gerilim, son haftalarda, Ege’deki adaların silahlandırılmasından Doğu Akdeniz’deki enerji aramaları için deniz yetki alanlarına kadar pek çok konuda yeniden yükseldi.
Birkaç yıldır bölgesel ve uluslararası anlamda giriştiği diplomasi atağıyla dikkat çeken Kiryakos Miçotakis hükümetinin, son haftalarda ABD, Avrupa Birliği (AB) ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde adeta Türkiye karşıtı bir kampanya gerilimi tırmandırdı.
Özellikle Miçotakis’in ABD Kongresi’nde yaptığı konuşma, iki ülke arasında son dönemdeki en önemli kırılmayı yarattı. Bu, Ankara’da en sert şekilde karşılık bulurken, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Artık benim için Miçotakis yok!” açıklaması Yunan kamuoyundaki tehdit algısını yükseltti.
“ATALARINIZ İYİ BİLİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak “Miçotakis, ''Artık bundan sonra Türkiye''nin aleyhinde herhangi bir açıklama yapmayacağız''. demiş. Yeni bir şey söyleyeceğimiz yok. Biz adamın lafına inanırız. Adam olmayanın lafına değil. Seni ben Vahdettin Köşkü''nde ağırlayacağım. Yemekte mutabakata varacağız. Bundan sonra seninle ikimiz konuşalım. Tamam. Aradan 2-3 hafta geçti. ABD''ye gidiyorsun Senato''da konuşma yapıyorsun. F-16''lar aleyhinde. Yemezler Miçotakis yemezler. 5+4 üsler kuruldu. Ne kurarlarsa kurulsun. O üsler ne için yaptığınız diye sorduğumuzda "Ruslara karşı" diyorlar. Ya Rusya''ya karşı Ukrayna''ya ne yaptınız. Sözleri yalan dolan. Batı''ya güven olmaz. Bunlar AB üyeliğinde 1963''ten beri oyalıyorlar. Bunlarda dürüstlük yok. Dürüstlük bizim milletimizde var. Atalarınız dalgayı iyi bilir, bunları yenilemeye kalkmayın.” İfadelerini kullandı.
“BİZ ATA’MIZI NASIL BİLİYORUZ?”
FOX TV Ana Haber Bülteni sunucusu Selçuk Tepeli, 13 Haziran Pazartesi günü yayınlanan ana haber bülteninde Erdoğan’ın “Atalarınız dalgayı iyi bilir” sözlerini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı: “Sürekli şu tekrar ediliyor: Atalarınız iyi bilir. Onların ataları iyi bilir de bu zaferlerin arkadaşındaki biz Ata’mızı nasıl biliyoruz? Bu ülkede tartışmaları hatırlıyor musunuz? Böyle yeri geldiği zaman ‘Atalarınız iyi bilir, denize döküldüler.’ Kim döktü?”