Selâm olsun SİT alanlarına, Atatürk Orman Çiftliği’ne, tahsisli arazilere, el değmemiş yemeyip de yanında yatılası koylara, sahillere, gözü ufukta heyecan içinde talancısını bekleyen ‘parsel parsel’ topraklara...
Selâm olsun gümrük kapılarına, delik deşik sınır boylarına, limanlara... Selam olsun sana rezervine kurban olduğumuz ey koca kamu bankası...
Paranın yeşilini iyi tanıyan, ayrı gayrı gözetmeyen, her türlüsünü götüren, hazinenin bütün değerlerini, doların, euronun, pezonun, dinarın renklerini samimiyetle kucaklayanlara selâm olsun...
Miras, düğün çıkısı, vergilendirilmemiş ticaret gibi coşanlara, menfaat birlikteliğine, şebeke ortaklığına, Dalton kardeşliğine akanlara, yağmayı, tokadı, üçkâğıdı yayanlara selâm olsun...
***
Hacı Sülün Osman’a, Gazi Raki’ye, Eyüplü Halit’e, Pir Selçuk Parsadan’a, Cüppeli Fadıl’a selâm olsun... Selâm olsun yetişmemizde emeği geçen bütün üstadlara, emeklerini inkâr edemeyeceğimiz büyüklere, ışığıyla yolumuzu aydınlatan önderlere... Selâm olsun petrol sultanlarına, terörist-i câniye...
‘Günah işleme özgürlüğü’ için kendini feda eden günahkârlara, sultanlık için adalete musallat olan gönül ve insanlık şerlerine... Selâm olsun istiklâl ve istikbâlimiz için gözünü kırpmadan havuzlara para akıtan aziz koyuculara...
Selâm olsun, alçak gönüllükten dolayı, trilyonlara ‘kuruş’ muamelesi yapan evlâtlara... Fahişenin ve memurun parasını peşin veren prensipli ve ‘hayırsever’ iş adamına... Ve o iş adamının önüne yatan fedakâr gaziye... Selâm olsun, polis koyduğu halde, ‘mağdurlar’a bavul bavul üstelik faiziyle iade edilen ‘dualı’paralara...
İçinde imam-hatip paraları saklanan o kutsal ayakkabı kutusuna, ‘okunmuş’ para sayma makinesine, belgesi peçeteden oluşan ‘saatlerin şahı’na selâm olsun... Çağa ayak uydurmak için ayetleri google’dan çakan ve her Cuma müminleri aydınlatırken montaja kurban giden ‘Bakara uzmanı’ Egemen’e selâm olsun... Selâm olsun “Ne yaptıysak beraber yaptık” diyen açık sözlü kardeşe...
***
Oslo’ya, Kandil’e, Kobani’ye, Erivan’a ve satıla satıla bitmeyen bereketli Ankara’ya selâm olsun... Biz birlikte varız... Birliğimizi dirliğimizi kimse bozamaz... Biz değil miyiz, teröristler için sadece gönlünü değil sınırlarını da açan, topraklarından yol veren? Biz değil miyiz Büyük Ortadoğu Projesi’ne hizmet için yarışan?
Selâm olsun serin sularında ‘gemicikler’yüzen Akdeniz’e, Karadeniz’e, Marmara’ya, Ege’ye... Rızkını el çabukluğuyla kazananlara... Her sabah uçanı kaçanı kaçırmamak için gözünü dört açan yandaşa... Zulalarda ter döken uyanık müteşebbise ve ona yol veren istiklâl savaşçılarına...
Büyük hayaller kuranlara, 2023’e kadar hiçbir şey bırakmamak için durmadan götürenlere... Yürüten ama yürütürken çalışanlara...
Yumuşak bilek hareketleriyle, el uzunluğuyla, raksıyla, çiftetellisiyle bir araya gelip kucaklaşanlarla, ‘kırış’ ve ‘sıvış’ şarkıları söyleyecek öz hazinemizi birlikte büyüteceğiz... Ortak geleceğimize hep birlikte ‘cep cebe’ yürüyeceğiz...
Selâm olsun yeni bahara... Atanımıza, zilletimize, kalırsa bayrağımıza selâm olsun... Birliğimize, dirliğimize, beraberliğimize selâm olsun...
***
Not: Bu da benim reklâm filmimin metni... Görüntü bulmakta zorlanmayız herhalde... Fon müziğine gelince seçici davranmakta fayda var... ‘Şiki şiki baba’ veya ‘Böyle aşka montaj derler’ isimli seçkin parçalardan birine karar vereceğiz...
