Prof. Dr. Mehmet Ali Gürer, vücutta yayılan sedef hastalığının şeker, tansiyon yüksekliği gibi hastalıklar ve inme riskini artırdığın dikkat çekerek, "İnternette yer alan çeşitli alternatif tedavilerle hastalık asla kontrol altına alınamaz. Sedef hastaları, mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurup uygun tedaviyi almalı. Erken dönemde tedavi, hastalığın yayılımını engelliyor." diye konuştu.
Prof. Gürer, AA muhabirine açıklama yaparak şu uyarılarda bulundu:
"Ailesinde sedef hastalığı olanlar risk altında. Sedef hastalığında en önemli tetikleyici faktör stres. Bunun yanı sıra sigara, bazı ilaçlar, ateşli bazı hastalıklar bağışıklık sisteminin normal giden dengesini bozuyor ve bunun sonucunda sedef belirtileri ortaya çıkıyor."
Gürer, sedefin obezitesi olanlarda daha şiddetli seyrettiğini ve bu hastaların tedaviye daha zor yanıt verdiğini vurguladı ve şöyle konuştu:
"Ayrıca hastalığın 'sedef romatizması' olarak da adlandırılan iltihaplı eklem romatizması tipi var. Her sedef hastasında bu olmuyor ama özellikle tırnak tutulumu olanlarda sedef romatizmasının görülme sıklığı daha fazla. Yapılan çalışmalar, tüm sedef hastalarının yaklaşık yüzde 20-25'inde sedef romatizması görüldüğünü ortaya koyuyor."
"CİDDİ SAĞLIK SORUNLARINA NEDEN OLUR"
Gürer, "Sedef, bütün deriyi kaplayıp, yayıldığında vücutta organizmanın dengesini de bozuyor. Ortaya çıkan yangı, vücutta başka sorunlar ortaya çıkarıyor. Sedef hastalarında şeker hastalığı, tansiyon yüksekliği, kolesterol metabolizması bozuklukları ve inme görülme riski fazla. Sedef, günümüzde kronik seyirli, yangılı, ölümle sonuçlanabilen bir hastalık olarak kabul ediliyor. Yapılan çalışmalar, sedef hastalarının normal popülasyona göre en az 5 yıl daha eksik yaşadığını gösteriyor. Dünyada 125 milyondan fazla sedef hastası olduğu sanılıyor. Ülkemizde ise hastalığın görülme sıklığı yüzde 1-1,5 civarında ve buna göre ortalama 800 bin sedef hastasının olduğu öngörülüyor. Sık görülen bir hastalık ama neyse ki hastaların büyük çoğunluğunda sedef hafif, sadece diz, dirsek gibi lokal bölgelerde seyrediyor. Fakat hastaların yüzde 25-30'unda yaygın sedef söz konusu ve hastalar ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşabiliyor." şeklinde konuştu.
HASTALIĞIN TEDAVİSİNDE DURUM NE AŞAMADA
Hafif sedef hastalığının tedavisinde kortizonlu kremlerin deride incelmeye neden olmaması için uzun süre kullanılmaması gerektiğini söyleyen Prof. Gürer, şiddetli sedef hastalığında verilen bağışıklık sistemini dengeleyici ilaçların da ciddi yan etkileri sebebiyle mutlaka doktor kontrolünde kullanılması gerektiğinin de altını çizdi. Gürer, özellikle 2000'li yıllardan sonra hastalığın tedavisinde büyük adımlar atıldığına ve biyolojik ilaçların kullanılmaya başladığına vurgu yaparak, "Biyolojik ilaçlar, sedef hastalığını direkt olarak etkileyip, onu bloke eden bir nevi 'mucize' ilaçlar. Son derece etkililer, cilt altından genellikle enjeksiyon şeklinde kullanılıyorlar. Fakat ilaçların şu an hala birtakım güvenlik sorunları var ve bu nedenle hastanelerde doktor kontrolünde, ciddi takiplerle kullanılmaları gerekiyor." şeklinde konuştu.
"HER GÖRDÜĞÜNÜZ İLAÇ TEDAVİYE ÇÖZÜM DEĞİL "
Sedef hastalarının büyük çoğunluğunun dermatoloğa başvurmadan önce sosyal medya ve internette gördüğü "alternatif tedavi" adı altındaki uygulamaları denemeye çalıştığına vurgu yapan Prof. Güler şunları da sözlerine ekledi:
"Sedefe karşı internette gördüğü çeşitli alternatif tedavileri deneyenler, akupunktur, ozon tedavisi yaptıranlar veya birtakım umut tacirlerinin ilaçlarını kullanan hastalar var. Fakat bu yöntemlerle sedef hastalığını kontrol altına almak asla mümkün değil. Ben tüm sedef hastalarına mutlaka bir dermatoloji uzmanına başvurmalarını ve gecikmeden, erken dönemde hak ettikleri, uygun tedaviyi almalarını öneriyorum. Erken dönemde tedavi, hastalığın yayılımını ve vücutta sistemik belirtilerin ortaya çıkmasını engeller."
AA