2, 3, 11, 15 ve 19. tweetlere dikkat. Sedat Peker SADAT'ı ifşa ettiği tweetleri yeniden paylaştı

2, 3, 11, 15 ve 19. tweetlere dikkat.  Sedat Peker SADAT'ı ifşa ettiği tweetleri yeniden paylaştı

Sedat Peker'den yeni bir Twitter hamlesi geldi. Peker, SADAT'a dair daha önce attığı tweetleri yeniden rt'leyerek gündeme getirdi.

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Sedet Peker, yeni bir hamlede bulundu. Peker, SADAT''ı ifşa ettiği Tweet dizisini ve gündeme getiren hesapları yeniden paylaştı.

Peker''in paylaştığı tweet dizisi şöyleydi:

''''40 yaş altı kardeşlerim, dün yayınlamış olduğum (sadat) dosyasıyla ilgili biraz daha fazla gayret sarf ederseniz sevinirim. Ne yalan söyleyeyim, bazen ben dahil hepsini çöpe atın dediğim 40 yaş üstü dostlarımız konuları daha dikkatli takip ediyorlar. (Sadat) dosyası diğer dosyaların hepsinden çok daha önemli. Çünkü ülke için planlanan en karanlık işlerin uygulayıcısı olmuş ve olacak kişiler bu yapının içinde yer almaktadır. Eğer gerekli gündemi oluşturursanız gözüne far tutulmuş tavşan gibi etkisiz hale gelmelerini sağlayabilirsiniz. Kamuoyunun önünde devamlı tartışılan hiçbir yapı faili meçhul cinayet ya da kaos çıkarmak gibi bir şeye cesaret edemez (Kardeşlerim tecrübe konuşuyor bana inanın).

Benim açıklamalarımdan sonra örgütlü olarak hareket etmediklerini kanıtlamak için hem sadat’ın kurucusu adnan tanrıverdi hem de nevzat tarhan açıklamalar yaptılar, nevzat tarhan’ın sadat’la hiçbir ilgisinin olmadığına dair. Sadece arkadaşlarmış. Yayınladığım bu evrak nevzat tarhan’ın sadat’ın hissedarı olduğunun resmi belgesidir. Ancak sadat’la ilgili ben açıklamalar yapmaya başlayınca nevzat tarhan hisselerini sadat’ın başkanı adnan tanrıverdi’ye satıyor. Yani yine hileye başvuruyorlar. Öyle ya, bunlar Yüce Dinimizin ayetlerini, hadislerini bile istedikleri gibi yorumlayıp insan aklının almayacağı fetvalar verebiliyorlar. Vallahi bunların yüzünden Yüce Dinimize genç neslin arasında inanma oranı ciddi olarak azaldı. Nakşibendi Tarikatı gibi değerli bir tarikatın önemli isimlerinden bir tanesi geçenlerde bir fetva yayınladı. 

Hayrettin Karaman isimli bu kişi fetvasında diyor ki İktidarınıza zarar verecek yolsuzlukları, hırsızlıkları, uğursuzlukları gizleyin. Hiçbir yerde dile getirmeyin, bu gücünüzü azaltır (buna benzer şeyler söyledi). Kabirlerini ziyarete gittiğim ya da hayatlarını okuma imkanı bulduğum tüm Nakşibendi büyüklerimizin adına vallahi ben utandım. Yazıklar olsun. Vallahi yazıklar olsun. Video paylaşımlarımda da söylediğim gibi Yüce ALLAH bunların üstünden elini çekti. Önceden taşı tutsalar taş pırlanta oluyordu. Şimdi ise pırlantaya dokunsalar, pırlanta taş oluyor.

Hep söyledim, Gayretullah’a savaş açanlar asla kazanamazlar! sadatçıların yasadışı bir şekilde örgütlü olarak hareket ettiklerinin delillerinden bir tanesi de diriliş postası isimli yayın organındaki bazı yazıların şifreli olarak örgüt mensuplarınca kullanılmasıdır. Bizim okuyup “a”diye anladığımız, onlar için aslında çok farklı bir anlam içermekte. Bu sistem, yapılan haberleşmeler; terör örgütü davası açmak için delil olarak kabul edilen bir şeydir (ileriki yıllarda lazım olacak).

Ayrıca sadat ile ilgili önümüzdeki günlerde başka paylaşımlar da yapacağım, İslami terör örgütlerini nasıl eğittikleri ve de nasıl haksız gelirler elde ettikleri, yaptıkları hırsızlıklara dair. Onları öyle bir göz hapsine alacağız ki muktedirlerin işine gelecek kaos çıkarma planlarından vazgeçmek zorunda kalacaklar. Hazreti Mehdi’yi bekleyen, onun geleceği güne hazırlık yapan bu yapının esas amacı saf temiz Müslümanları kullanmaktır. Gerekirse onları bir ölüm makinesi haline getirmektir. Bu anlattıklarım masal değil. Unutmayın, 2000’li yıllarda yani milenyum çağında Müslüman olmayan kadınlar savaş ganimeti olarak kabul edilip, kurulan köle pazarlarında satıldı. 25 sene evvel Irak çok modern bir ülkeydi. Çok ciddi paraları vardı. Ortadoğu’nun en güçlü ülkelerinden biriydi.

Bu söylediklerim milenyum çağında, deaş’ın kontrol ettiği Irak ve Suriye’deki topraklarda yaşandı. Tamam deyyus-u ekber’i merak ediyorsunuz, p…venklik muhabbetleri daha eğlenceli oluyor. Ancak sadat konusu çok ciddi bir konu. Bu yapının varlığını karışıklık olan, terör olan her yerde görebilirsiniz. İdlib’deki radikal İslami terör gruplarıyla bağlarına çok ufak araştırmalarla ulaşabilirsiniz. Dediğim gibi, bu konuyu ciddi olarak ele almanız lazım. Kaytarmak yok. sadat isimli yapının Türkiye’deki bazı dini cemaatler ve basın kuruluşlarıyla da örgütsel faaliyetler içerisinde olduğunu göreceğiz. Bu konulara da önümüzdeki günlerde çokça değineceğiz. Yüce ALLAH’ın dinine gerçek olarak hizmet eden herkesin benim başımın üstünde yeri var. Ancak bunlar gerçekten hasta ruhlu insanlar.

Size bir örnek vermek isterim. Bazı dini tarikatlarda şeyhler kendilerine saray gibi evler yaptırırken kulaklarımıza hep şu fısıldanırdı“Mehdi Aleyhisselam yakında zuhur edecek (yani gelecek) bu evi onun için yaptırıyorum.” Ve orada çalışan hiçbir cemaat mensubu para almazdı. Zengin tarikat üyeleri de o saray yavrusu evlerin malzemelerini kendi ceplerinden karşılamak için yarışırlardı. Çocuktum, aynı hikayeyi dinledim; 50 yaşına geldim, şimdi sadat’ta aynı hikayeyi dinliyorum. Mehdi’ye hazırlık yapıyoruz diyerek paraları çalıyorlar. İnsanları sömürüyorlar. Ancak sadat’ın durumu farklı çünkü bunların elinde çokça silah var. Bu yüzden sıkılmadan bunları takip edip üzerlerinde durmak lazım.

Yurtdışında yaşayan bazı kişilere suikast yapılması fikri yeni değil, 4-5 senelik bir konu. Mahrem odalarda bunlar konuşuldu. Ancak o an aklıselim galip gelmişti. Yaşanan uluslararası sorunlar daha büyük krizlere dönüşür diye vazgeçildi. Ancak şu an devletin içinde aklıselimle hareket edebilen insan sayısı yeterince olsa da, sadat gibi yapıların etkisiyle kontrolsüz bir şekilde bu tip eylemlere hem yurtiçinde hem yurtdışında başvurulması mümkün görünüyor. Size gelecekte anlatacağım deyyus-u ekberin en büyük özelliklerinden birisi de bu konularda geçmiş tecrübelerinin olmasıdır.

Bazıları 1 Ekim paylaşımımı neden yapmadığımı sormuşlar. O, bazı hükümet üyelerine yönelik bir paylaşımdı. Ancak sadat hükümetin bir parçası değil, bu yüzden o yasak kapsamında olmadığını düşündüğüm için yazdım. Ayrıca kendimi savunma hakkım doğmuştu. Çünkü bana saygısızca hitaplarda bulundular. Artık onlarla da ahiretlik olduk. Zaten diğer ahiretliğimi tanıyorsunuz. Beni küçültecektiniz he, benim onurumu yerlere düşürecektiniz.

Kinim bitmeyecek. Benim kızım tek başına bile geceleri odasında yatabiliyordu. Şimdi odasında bile yalnız başına kalamıyor. Ve ben bu sahneye her şahit olduğumda adeta deliriyorum, ve çıldırıyorum. Ayrıca ben paylaşım yapmasam da ortaya çıkan her skandalda iyi bakarsanız beni görebilirsiniz. Ancak kafatasının içinde beyin yerine delikli gri sünger taşıyanlar maalesef aynı soruyu sorup duracaklar. Kardeşlerim, deyyus-u ekber muhabbetlerinde çok eğleneceğiz ancak şimdi iş yapmak zamanı, çalışmak zamanı. Unutmayın en iyi savunma, saldırıdır (sokaklarda değil, sosyal medyada). SADAKALLAHÜL AZİM''''

''''Sadat ile ilgili yazmak zorunda kaldığım tweetlerden sonra sadat ekibi ve de sadat şirketinin başkanı adnan tanrıverdi şahsım ile ilgili bazı açıklamalar yapmışlar. Beni tanıyanlar çok iyi bilir ki bu benim en çok sevdiğim şeydir.

Üsküdar Üniversitesi Rektörü nevzat tarhanı melaike bir adam haline getirmişler. Bu kişi ergenekon davasında savcıların sanıklar aleyhine olan tanığıdır (yani zekeriya özün tanığıdır). O tarihlerde Ak Parti’de siyaset yapan bir iş adamı vasıtası ile kendisini tanımıştım.

Hastaneye gittiğimizde sohbetimiz esnasında uyku ile alakalı sorunum olduğundan bahsetmiştim. Bu şahıs savcılığa verdiği ifadede benim kendisine Köksal Karabay’dan bahsettiğimi; haricen Veli Küçük, Korkut Eken’den bahsettiğimi, onlarla ortak çalışmalar yaptığımı, ayriyeten de şiddet yapmaktan hiç üzüntü duymadığımı (adam öldürmekten) söylediğimi ifade olarak ergenekon mahkemesinde tanık olarak belirtmişti. Takdir edersiniz ki ben böyle bir şey söylememiştim. Ayrıca ben deli miyim?

İnsan ilk gördüğü kişiye böyle şeyler niye söylesin? Bu ifadedeki tek amaç eski dönem Özel Harp Dairesi’nin bağlı olduğu Korgeneral Köksal Karabay’ı da ergenekon davasına dahil etmekti. Bu iddialar savcılık tarafından bana soruldu.

Gizli tanık olmak ister misin, seni tahliye ederiz dendi. Ben tabii ki böyle bir iğrençliği kabul etmedim. Tabii fetöcüler tasfiye edilince nevzat tarhan gemisini yeni limanlara kırıp bir anda sadatçı oldu. Ben gizli tanıklığı kabul etmeyince saçma sapan bir bahane ile ergenekon terör örgütünden ikinci kez tutuklandım. Aynı terör örgütünden iki kere tutuklanan dünyada benden başka kimse yoktur (benim fetöyle bağlantım olduğunu söyleyen bütün namussuz kahpelere duyurulur!).

Nevzat tarhanın ergenekon davasındaki tanıklığından dolayı üzerindeki fetöcü şüphesinden kurtulmak için 15 Temmuz hain darbe kalkışmasından sonra verdiği beyanatlara bakarsanız darbe gecesi iki bin sadatçıyla beraber sokaktaydık diyor.

Bir taraftan kendini aklarken diğer taraftan da kendisini yamaladığı sadatın reklamını yapıyor. Bütün ülke sokaktaydı, darbeye tüm halkımız karşı geldi. Allah aşkına siz hiç duydunuz mu biz şu yapıyla beraber sokaktaydık diyen kimseyi? Ve tabii nevzat tarhanın bu yeni yapının içine dahil olduktan sonra var olan zenginleşmesini de gözden kaçırmamak gerekir. Tekrar söylüyorum, nevzat tarhan psikolojik harp uzmanıdır ve sadatın gayri yasal tüm işlerinin bir parçasıdır. Asla masum değildir. Ayrıca hem sadat hem de adnan tanrıverdi Rus Alfa timlerinden eğitmenler gelerek bazı özel personeline kayıt dışı bir eğitim verilmediğini söylemişlerdi. Belki saf temiz bazı Müslümanları böyle kandırabilirler ancak şunu unutmasınlar bu bilgiler bazı namuslu devlet yetkililerinin elindedir. Dönem değiştiğinde bunların hesabını mutlaka vereceksiniz.  Zaten bu pişkinlik, bu utanmazlık sizin ruhunuzda var. Kutsal ayetleri ve hadisleri istediğiniz gibi yorumlayıp her şeyi yapabilirsiniz.

Sadat başkanı, Mehdi Aleyhisselam’ın geleceği için hazırlıklar yapan adnan tanrıverdi; bana akıl vermiş. Türk Büyükelçiliği’ne sığın, Türkiye’ye gel, suçlarının cezasını çek demiş. Türkiye’de adalet olduğuna heralde kendisinden başka kimse inanmıyordur. Davalar da siparişle açılıyor, cezalar da talimatla veriliyor. Bu gerçeği bilmeyen mi var? Hem benim suçlarım sizin suçlarınızın yanında devede kulak bile değil. Ben o vakit geldiğinde varsa kendi cezalarımı ödemeye, ancak sizin aleyhinizde tanıklık yapmaya da mutlaka geleceğim. Hem de mutlaka.

Bulunduğum ülkenin istihbaratının ve onun müttefiki olan bazı istihbarat teşkilatlarının beni kullandıklarını, posam çıkınca da benden kurtulacaklarını söylemişler. Ajan da kahpe de sizin gibi münafık hırsızlardan çıkar. Örtülü ödenekten bile çaldınız lan siz. Ben Türkiye Devleti’nin aleyhine ölürüm de ifade vermem.Ancak rüşvetçilerin, dini kendine kılıf yapıp soygun yapanların, kokain satıcılarının hepsiyle ilgili bildiklerimi tüm dünyaya anlattığım gibi, bir gün Türk Mahkemelerine de gelip anlatacağım.

Bana suç örgütü lideri diyorsunuz. Madem ben suç örgütü lideriyim, baskı yapmayı bırakın ben de rahat rahat video çekeyim. Ben suç örgütü lideriysem, neden bu kadar korkuyorsunuz? Ayrıca hiç tanışmadığımızı, konuşmadığımızı söylemişsiniz. HTS kayıtları çıkarıldığında biz telefonla konuşmuş muyuz konuşmamış mıyız zaten bu ortaya çıkacaktır. Bunların yok edilmesi zaten mümkün değildir. Ayrıca ben zaten bir yere görüşmeye gitmem. Yapımı herkes bilir. Beni temsil yetkisi olan arkadaşların sizinle kaç kere görüştüklerinin, ayrıca sadatın resmi programlarına kaç kere katıldıklarının hem HTS kayıtları hem videoları ortadadır. Zamanı geldiğinde bunların hepsi zaten ortaya çıkacaktır. Çocukluğumdan beri hayatım dini cemaatlerin içinde geçti. Dini cemaatlerde iki çeşit insan tanıdım.

Birincisi gerçekten saf, tertemiz Müslümanlar, ikincisi de sizin gibi her yalanına bir ayet hadis uydurmayı başaran şeytanlar. Suriye’deki Türkmenlere benim yolladığım yardım konvoylarımın içine sadatın el nusraya yollamak için silahlar koyduğunu söyledikten sonra, sadat yetkilisi çıkıp pişkin pişkin Suriye’ye silahlar gitti, bakın gördünüz mü Sedat Peker yollamış dedi. Edebiniz yok, hayanız yok, vallahi şerefiniz yok. Savaşta hile mübahtır hadisinin altına sığınıp tüm iğrençliklerinizi ne güzel de yapıyorsunuz.

Suriye’de varsınız. Şanlı askerlerimiz, polislerimiz mücadele veriyor. Onlar sadece maaş alıyor, şehit oluyorlar, siz tüm gelir kaynaklarını çalıyorsunuz. Libya’da varsınız, yine aynısı. 22 küsür ülkeye eğitim verdiğinizi söylemişsiniz. Yetkiliniz bu ülkelerin isimlerini vermedi. Biz hepimiz biliyoruz ki sizin en büyük özelliğiniz radikal İslami terör örgütlerini eğitmeniz. Ayrıca akit yazarı Sabri Balaman sizin içinizden biri. Benim de değer verdiğim biri. Kendisiyle görüşmelerimizin HTS kayıtları da ortadadır.

Ülkede korku iklimi yaratmak için silahlanın çağrısını yapmam ortak fikirdi. Oluk oluk kan dökülme çıkışını yapacağından haberdar değildik diyemezsiniz. O tarihlerin birkaç gün öncesinde yaptığım görüşmelerin HTS kayıtları da ortaya çıkacaktır. 25-15 Temmuz’daki halkın şanlı zaferini siz lekelediniz (sadistliklerinizle). Bizden korkma, sana zararımız olmaz demişsiniz. Eğitimlerinizde sızma ve boğma varmış. Siz Küçük Sedat’ı bile boğamazsınız (yanlış anlaşılmasın, akrabamız canımız). KİMSİNİZ ULAN SİZ?''''

İlgili Haberler