Halk TV''de Gökmen Karadağ''ın sunumuyla ekrana gelen Açıkça programına bağlanan İçişleri Eski Bakanı Sadettin Tantan, Sedat Peker''in iddia ettiği aylık 10 bin dolar alan siyasetçi tartışmasını değerlendirdi.
Tantan''ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
“TÜRKİYE''NİN HUKUK DEVLETİ OLMASI İÇİN ÖZGÜRLÜK, GÜVENLİK, ADALET VAR MI?”
"Sistemin çöküşünün ifadesidir. Türkiye''de şunu sormamız lazım. Türkiye''nin hukuk devleti olması için özgürlük, güvenlik, adalet var mı? Bu 3 temel ayak olmadığı için bunları konuşmanın da anlamı da yok. Ben 1980''den sonrasındaki toplumun tanıdığı ve arşivlerin bildiği, özellikle Bulgaristan Kinteks''i üzerinden o gün kullanılan kaçakçıların her türlü kaçakçılık faaliyetlerini sorguladığım için kimler tarafından kullanıldığını, neden kullanıldığını, Türkiye''nin niçin 70 cente muhtaç bırakıldığını, neden sanayileşmesinin engellendiğini biliyorum. Benim gibi bilen çok insan var. Arşivlerde de bütün bu bilgiler var. Bizim bakanlık döneminde ortaya çıkarttığımız çalışma ve çabada; özellikle geçmiş Türk Ceza Kanunu''nda olmayan ve suçludan suç örgütüne giden derin bir yaklaşım vardı. 1999 yılında Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer hocamızın büyük çabalarıyla 4422 sayılı yasa yürürlüğe girdi ve o yasa çerçevesinde delilden suçludan suç örgütlerine gidildi.
“GEÇMİŞTE DE SİYASETÇİLERE PARA VEREN MAFYA VARDI”
Geçmişte de bunu verenler vardı ama tek kişiydi. O tek kişi bulunduğu statü bakımından o mafyamsı yapıyı koruyup kollayacak yapıdaysa ve onu adliyede ve polise karşı koruyacak kimlikteyse, ona para verebilir. Önceden kurumlar kendi içindeki bu tip şeyleri kendi içindeki denetim mekanizmalarıyla soruşturma imkanlarıyla ortadan kaldırabiliyordu. Şimdi denetim mekanizması yok, demetim ve sorgulama yok. Sıkıntı bundan kaynaklanıyor. Sistemdeki çöküşten dolayı bu sistemden herkes istifade ediyor. Bu gün AKP ve yandaşlarının zenginleşmesinden tutun da PKK, KCK ve cemaatler zenginleşirken bu sistemden beslenerek zenginleştiler. Hepsi birbirine akraba oldular. Hepsi birbirini korur duruma geldiler.
“DUBAİ''DEKİ ''SANA SOLUKLANMAYA İZİN VERİYORUM KONUŞMAYACAĞIM'' DİYOR”
Bunu bugünkü Türk Cumhuriyet Savcıları ve Türk adalet sistemi çok süratli bir şekilde çözer. Önemli olan burada siyasi iradenin hareket etmesi. Bugünkü siyasi irade temiz sayfa açalım diye Biden''dan zaman istiyor, soluklanmak istiyor. O bakımdan da Dubai''deki ''sana soluklanmaya izin veriyorum konuşmayacağım'' diyor ama ''farklı şeyleri konuşacağım'' diyor. Burada açık ve net bir şekilde siyasi kadrolar, iktidar sahipleri muhalefetle birlikte bu sorunu çözmek için bir yaklaşım içerisinde olmazsa, Türkiye kirlilikle devam edecek.
“SEDAT PEKER GELSE ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANABİLİR”
Gazeteci Aytunç Erkin''in "10 bin dolar alan siyasetçiyi devlet açıklamazken, Sedat Peker ''Ben pazar günü açıklayacağım'' derse bu ne demek?" sorusuna Tantan şu yanıtı verdi:
"Dubai''deki kendisinin yaşam güvenliği için helalleşmek istiyor. ''benim yaşam güvenliğimi sağlarsanız helalleşelim'' deme istiyor. Çünkü ona arşiv bilgisi aktaran yapıda da; devletin beka sorununun ortadan kalkması ve Türk halkının kimliğini kaybetmemesi için büyük bir mücadele olduğu belli. Devlet de bu kadar zayıf bir devlet değil. Türkiye Cumhuriyeti güçlü bir devlet. Potansiyel gücü yüksek bir devlet. Yakalanmadan önce eğer bir mafya lideri veya organize suç örgütü lideri bir takım açıklamalarda bulunsa etkin pişmanlıktan yararlanabilir. Yani gelse dese ki ''Ben bütün bu suçları anlattım.'' Bunlar da suç olan deliller.''"
"SOYLU, ERDOĞAN''IN İKİ DUDAĞI ARASINDA BİR MEMUR"
Öte yandan Tantan, gazeteci Aytunç Erkin’in, “Cumhurbaşkanı 10 bin dolar alan siyasetçiyi biliyor mudur sizce? İçişleri Bakanı bilgi vermiş midir?” sorusuna ise, “Mutlaka biliyordur. İçişleri Bakanı’nın bir siyasi zemini yok. İçişleri Bakanı bir memur. Cumhurbaşkanı’nın iki dudağı arasındaki görevlendirilmiş bir memur.” yanıtını verdi.