Türk hukukunda seçimlerin esaslarını ve işleyişinin çerçevesini düzenleyen anayasa hükmü ile Anayasa Mahkemesinin temel yorumu şöyledir. Anayasa79. madde; Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama.. ......yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna aittir.
Anayasa Mahkemesi yorumu da “Hukuk devletinin tanımına giren birçok unsurlardan birisi de kamu yararı düşüncesi olmaksızın, başka deyimle, yalnızca özel çıkarlar için veya yalnızca belli partilerin veya kişilerin yararına olarak herhangi bir yasanın kabul edilmeyeceğidir. Kamu yararı bulunmayan bir kanun, Anayasa’nın 2. maddesi hükmüne aykırı nitelikte olur ve dâva açıldığında iptali gerekir” şeklinde olup yıllarca uygulanmıştır.
Mayıs 2023''de yapılması planlanan seçimlerde uygulanması düşünülen değişiklikleri içeren teklif MHP-AKP iktidar bloku tarafından, geçen hafta TBMM''ye sunuldu bu hafta genel kurulda görüşülecek. Genel gerekçesinde, ''''temsilde adalet, yönetimde istikrar'''' ilkesine atıf yapılmışsa da hem zaman hem içerik açısından çelişkilidir. Örneğin; 1982 den beri uygulanan % 10''luk barajın 7''ye düşürülmesi neden şimdi?
Konuluşu kırk, iktidar dönemi yirmi yılı aşıncaya kadar temsilde adaletsizlik yok muymuş? Çok övündükleri mevcut sistemde hükumet doğrudan halk tarafından seçildiğine göre ''''istikrar'''' direk sandıkla sağlanmıştır. Bu açıdan da anlamsızlaşan baraj niye var ve neden yedi''dir? Ülkemizde 1950''den beri uygulanan, iktidar ve yancılarınca güvenilirliği tartışma konusu olmayan, bu iktidarın dahi defalarca kazandığı bir seçim düzeni ve geleneğini yok etmek niye?
Anayasa''nın 67/son maddesine göre, seçim kanununda yapılan her değişikliklerin bir yıl sonra yürürlüğe girmesi esas olmasına rağmen, bu düzenlemenin geçici maddeyle derhal yürürlüğe konulmaya çalışılmasıyla Anayasa''ya aykırı davranma telaşı neden?
Teklifin diğer maddeleri seçime katılma, seçmen nakli,vb konular ''''seçimlerde dürüstlük'''' ilkesi bakımından sonuca etkili değildir.
Ancak şu iki konudaki maddeler bu haliyle geçmesi seçimleri daha yapılmadan şaibeli hale getirecektir.
1- Mevcut durumda, İl ve İlçe Seçim Kurulları, o il ve ilçede görev yapan hakimler arasında en kıdemli hakimin başkan olduğu ve illerde, kıdem sırasına göre diğer hakimlerin de merkez ilçe seçim kurullarında görev yaptığı il seçim kurulları oluşturulmaktadır. Getirilmeye çalışılan düzen açıkça anayasayla teminat altına alınmış doğal yargıç ilkesine aykırıdır.
Cumhuriyetle birlikte konulan ve hiç tavizsiz uygulanan o yer en kıdemli hakiminin kurullara başkan olması, işine göre değil de bir davaya hangi hakimin bakacağının önceden yasayla belirlenmesi gibi doğal yargıç ilkesidir. Bu yargı bağımsızlığının temelin olduğu gibi seçimlerin dürüstlüğünün de teminatıdır. Değişiklik doğal yargıç ilkesiyle birlikte bağımsızlığı dolayısıyla da anayasa 79. maddedeki seçimlerin dürüstlüğü ilkesini yok eder. Kur''a ile hakim tespiti demokrasinin temeli olan seçimlerin en baştan ''hukuki kılıflı bir kumar''''a dönüştürmektir. Kur''a bazı kumar oyunlarında olduğu gibi nihayetinde bir şans işidir, hileye de açıktır.
Zira bu kur''anın nasıl ve ne surette çekileceği belirsizdir. Mevcut Adalet Komisyonlarının yürütmenin kontrolündeki HSK tarafından teşkil edildiği vakıadır. Talimatla ilgili tarafların huzuru olmaksızın çekilecek bir kur''a şaibeli olacaktır. Kaldı ki kura''ya katılmama hakkı verilmesi kurullarda olması istenmeyen kıdemli hakimleri ekarte etme amaçlıdır. Yargı işleyişinde Hakimin görevi yapmama, reddetme hak ve yetkisi yoktur. Burada getirilmesi de pek manidar olmuştur.
Bu nedenle;
-Kurulların kur''a il belirlenmesi hükmü metinden çıkarılmalıdır. Olmadığı takdirde kur''anın, çekilme hakkı olmaksızın o yerdeki kıdemli tüm hakimler arasından onların ve son seçimde o ilde en yüksek oyu almış 4 siyasi parti temsilcilerinin (ilçe seçim kurullarının oluşumu böyledir) huzuruyla çekilmesi gerekir.
2-Teklifin 11-12 maddelerindeki seçim yasakları değişikliği konusu milli iradeyi dinamitleyecek bir bombadır. Mevcut seçim kanununa (65.m) seçim dönemlerinde “başbakan ve bakanlar” seçim çalışmalarında resmi araçlarını kullanamazlar, resmi protokol uygulanamaz, karşılama törenleri yapılamaz. Yani devlet aygıtı kullanılıp iktidar lehine-muhalefet aleyhine haksız rekabet oluşturulamazdı.
Bunu Başbakan yok nasılsa bizde bakanlara yasaklayalım denilmiş. Ama asıl sorun CB Hükumet Sisteminde bakan adeta sekreter olup icranın başı CB bakanların tüm yetkilerini pervasızca kullanmaktadır. Dolayısıyla bu yasağın CB''na konulması gerekir. Hukuken dokunulamaz, harcayabildiği örtülü ödeneğin miktarı bilinemez, ceza yasasına göre özel korumalı ve siyasallaşan yargıda hakaret olacak diye eleştirilemez birine seçim yasağı konulmayıp bakanlara konulması cingözce bir göz boyamadır.
Bu iki hükümde değişiklik olmadan çıktığı takdirde derhal anayasa mahkemesine götürülerek iptali, bu olmadığı takdirde görüşülmesinin gecikmesini sağlayarak ilk seçimde uygulanmasına engel olma yoluna gidilmelidir. Bu yolda akim kalırsa derhal sahaya inerek ısrarla ve sabırla halka ekonomiyi, yolsuzlukları, israfı anlatarak seçimde ''''hakimiyetin kayıtsız şartı sahibi olan milletin'''' hakemliğine güvenerek seçim yasasıyla oynayan her iktidara dönen bumerang olması akıbeti için sandıklara sahip çıkmak yetecektir.