Seçim sonuçları ve partiler
Türkiye Anayasal anlamda tarafsız ve devletin başı olan Cumhurbaşkanı’nın kollarını sıvayıp miting alanlarına çıktığı bir seçim sürecini yaşadı. AKP çift koldan hem devlet ve hem de hükümet olarak seçime girdi. Erdoğan dört yüz milletvekili, Davutoğlu tek başına iktidar istedi. AKP, ’Yeni Türkiye, Yeni Anayasa, Başkanlık Sistemi ve Çözüm Süreci’ teklifiyle meydanlara çıktı. Rejimi ve ülkeyi kökten değiştirmeye kalktı. Erdoğan “Başkanlık” sistemi için dört yüz milletvekili isterken AKP, tek başına iktidar olma şansını kaybetti.
7 Haziran’da Davutoğlu ve Erdoğan halktan talep ettiği desteği alamadı. Türkiye otoriter bir parti devleti ve tek adam sultasının kenarından döndü. Böylece parlamenter sistem “bekleme odasından” çıktı. Seçimin en önemli sonucu budur.
Öyle ki, seçim sonuçları Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bile ‘herkes egolarını bir kenara koysun! Türkiye hükümetsiz ve başsız bırakılmasın...’ sözlerini söyletti.
Halk, ana muhalefet CHP’ye onlarca popülist taahhüdüne, ‘Merkez Türkiye’ projesine rağmen istediği desteği vermedi. Sonuçlar CHP’nin Türkiye’de tek başına iktidar olma potansiyelinin olmadığını bir kez daha ortaya koymuş bulunmaktadır. Dahası CHP’den HDP’ye ciddi bir oy kayması da 7 Haziran seçim sürecinin ortaya koyduğu en önemli sonuçlardan birisidir. Bu durum CHP seçmeninin önemli bir kesiminin -şu veya bu gerekçeyle- bazı temel konularda HDP’den farklı düşünmediğini göstermiştir.
CHP açısından diğer önemli bir sonuç da bu partinin muhafazakâr seçmene yönelik verdiği mesaj, yaptığı hamle ve ortaya koyduğu söylemlerin halkta fazla bir karşılık bulamadığı gerçeğidir.
Son dönemde siyasi partiler içinde çizgisi, ilkesi, istikameti ve tutarlılığı belli olan tek siyasi hareket MHP olmuştur. Üzerinde yaşadığı toprağını, gönderlerde dalgalanan bayrağını ve topraklarını vatan yapan Türk Milletini MHP tartışma konusu yaptırmamıştır.
MHP’nin ne dediği yeterince anlaşılmasa da ne demediğini Türk Milleti çok iyi anlamıştır. Bu yüzden seçmen MHP’nin oylarını ve milletvekili sayısını üçte bir oranında artırmıştır. Halk, MHP’nin Türk siyasi hayatının ‘olmazsa olmazı’ olduğunu verdiği oylarla bir kez daha ortaya koymuştur. MHP’ye verilen oylar vatanın bölünmez bütünlüğü ve devletin bekası konusundaki halk duyarlılığını göstermektedir. Seçim sonuçları MHP’nin ülkenin ve devletin bölünmez bütünlüğünün tek sigortası olduğunu ortaya koyar niteliktedir. Bu nedenle bu köşede ‘MHP’nin arkası vatan’diye yazmıştık. Seçim sonuçları bu algının vatandaş nezdinde ciddi karşılığının bulunduğunu göstermiştir.
7 Haziran seçimlerinin en önemli sonucu HDP’nin aldığı yüzde on üçlük oy ile seçim barajını geçmiş olmasıdır. HDP’nin bu sonucu almasında AKP’nin rolü tartışılmaz. 21 Mart’ta Diyarbakır’da toplanan kitleye İmralı’dan gönderilen mesajı okutan AKP’dir. AKP bu tavrıyla, Öcalan’ı meşrulaştırmış ve halkı onun arkasında toplanmaya teşvik etmiştir. Halk da Öcalan’ın ve onun gösterdiği HDP’li adayların arkasında toplanmıştır. AKP, Öcalan’ı ‘çözüm süreci’üzerinden devletle muhatap etmiştir. Öcalan da aynı süreç üzerinden HDP’yi yüzde on barajıyla seçime sokturarak halkla muhatap etmiştir. Sonuçta HDP silahla arkasına alamadığı halk desteğini, çözüm süreci sayesinde siyasetle almıştır. Çözüm sürecinin kime, neye ve hangi amaca hizmet ettiğini sonuçlar ortaya koymuştur.
Çözüm süreci sayesinde PKK, halkı, hükümeti ve kurumları etkilemede silahlı baskıyı serbestçe kullandı. PKK, siyasi hedeflerini değiştirmeden söylemlerini şartlara uyarladı. Gelinen aşamada İstanbul’da terör örgütünün organik siyasi uzantısı olan HDP üçüncü parti olarak çıkmıştır. PKK, çözüm süreci üzerinden ciddi bir meşruiyet inşasını gerçekleştirmiştir. Türkiye her zamankinden çok daha zor bir sürece girmiştir.