Seçim sistemiyle oynamak
Demokrasi, “etkin siyasal makamların seçimle belirlendiği bir sistem”dir. Temsilî demokrasilerde temsilcilere sahip oldukları vekâlet seçimle verilir. Seçim sistemleri ise oyların milletvekilliklerine dönüştürülmesini sağlayan usullerdir. Seçim sistemleriyle partilerin almış oldukları oya göre bir seçim çevresinde kaç milletvekili çıkaracakları belirlenmektedir.
Duverger, “Bir rejimin değerinin, geniş ölçüde onu temsil eden yönetici kişilerin değerine bağlı olduğu”nu söyler. Bu yüzden seçilme yöntemleri demokrasinin sağlığı açısından hayati öneme haizdir.
Seçim sistemleri ya çoğunluk ya nispi temsil ya da karma seçim sistemi esasına dayalı olurlar.
Çoğunluk ya da nispi temsil sistemiyle temsilde adalet ve yönetimde istikrarı birlikte siyasal hayata sokmak mümkün olmaz. Yönetilebilirlik sağlanmaya çalışıldığında adalet ilkesinden, temsilde adaleti gerçekleştirmeye çalışıldığında ise yönetilebilirlik ilkesinden taviz vermek zorunludur.
Nispi temsil ve çoğunluk sistemlerinin sakıncalarını gidermek amacıyla karma seçim sistemine başvurulur. Bu seçim sisteminde iki uçta yer alan çoğunluk esaslı ve nispi temsil esaslı sistemlerin bazı özellikleri alınarak ülke yapısına göre değişen bir seçim sistemi oluşturulur. Karma sistem sayesinde toplam milletvekili sayısının ne kadarının çoğunluk esasına, ne kadarının da nispi temsil sistemine göre belirleneceğine karar verilir.
Seçim çevrelerinin daraltılması, genişletilmesi ya da genel olarak ülke düzeyinde seçim barajlarının konulması karma sistemde kullanılan tekniklerdir. Dünyada her üç sistemi de uygulayan örnekler vardır.
Türkiye’de siyasi partiler tek başına iktidara geldikten sonra kendilerini iktidarda tutacak seçim sistemini getirmeleri ve bu alanda sürekli değişiklik yaparak milli irade gasbı yapmaları çok rastlanan bir durumdur.
AKP’nin üzerinde çalıştığı sistem, AKP’yi tek başına iktidarda tutacak en avantajlı sistemi getirmek amacına yöneliktir.
AKP kurmayları, iktidara en yüksek seviyede sandalye sağlayacak, muhalefete ise en fazla sandalye kaybettirecek seçim sistemi üzerinde çalışmaktadır.
Böylece on iki yıldır iş başında olan AKP iktidarı, önceki seçime göre daha az oy almasına karşın daha çok milletvekilliği kazanacak, muhalefet partileri ise, eskiye oranla daha çok oy almalarına karşın daha az milletvekilliği çıkaracak bir sistemle karşı karşıya kalacaklardır.
AKP, bir şekilde seçim sistemiyle oynayarak yasal bir biçimde milli irade gaspı yapıp, iktidarını sürdürmenin yolunu arayacaktır.
Siyasi literatürde Gerryman-dering” diye bir kavram vardır. Bu kavram seçim çevrelerinin belli bir siyasal partiyi veya adayı kayırmak amacıyla çizilmesi ve uygulanması anlamına gelmektedir.
Türkiye’de çok partili siyasal yaşam sürecinde tek başlarına iktidara gelmiş partilerin izleyen seçimlerde tek başlarına iktidarlarını sürdürebilmelerini sağlamak için özel seçim sistemi düzenlemeleri yapmaları gelenektir.
Adalet Partisi, ‘Milli Bakiye’sistemiyle 1965’te tek başına iktidara gelince, 1969 seçimlerine gitmeden önce, seçime giren tüm siyasi partilerin seçimde aldıkları oy oranında milletvekili çıkarmalarını sağlayan ‘Milli Bakiye’ sistemini kaldırarak, yerine büyük partilerin lehine, küçük partilerin aleyhine çalışan ‘Nispi Temsil’ sistemini getirmişti.
12 Eylül 1980 cunta yönetimi 1983 seçimlerine sadece kendisinin icazet verdiği partilerin katılmasına izin vermenin ötesinde bir de seçim sistemi olarak çifte barajlı bir yapı kurgulamıştı.
Özal, seçim sistemi üzerinde cuntacılara rahmet okutturacak değişikliklerin altına imza atmıştı. ‘Turgut Özal’lı Anavatan Partisi’, 1987 seçimlerinden önce muhaliflerin “siyasi yasaklarının kalkmaması” için referandum yaptırmıştı. Turgut Özal; toplam kayıtlı seçmenlerin yüzde 33’ünün oyunu almış, uygulamaya koyduğu yeni seçim sistemi sayesinde, yine partisini tek başına iktidara taşımıştı.
Seçim sistemiyle oynayarak iktidara gelmek mümkündür, ancak -Türkiye’nin bugünkü şartları düşünüldüğünde- iktidarda kalmak, işte o mümkün değildir.