Seçim güvenliğine büyük darbe

Seçim güvenliğine büyük darbe

YSK da sıfırlanıyorDanıştay ve Yargıtay üyeliklerini sıfırlayarak yüksek yargıyı adeta resmen iktidara bağlayan yasa Meclis'ten çıktı ancak Cumhurbaşkanı'nca henüz imzalanmadı. Neden?

Bunun en makul açıklaması HSYK'nın Yargıtay ve Danıştay'dan ayıklanacak isimleri tespit çalışmasını henüz bitirmemiş olduğudur. Yasa çok yakında yayınlanacak, iktidarın istediği üyeler anında atanacak, Anayasa Mahkemesi yasayı iptal etse de yasa geri yürümeyeceği için atanan atandığı, giden gittiği ile kalacaktır.

Yasanın pek seslendirilmeyen bir tahribatı daha olacak... Nedir o?

Bu yasa ile "seçimlerin yönetim ve yargısal denetimini sağlayan, seçim sonuçlarını iptal yetkisi bulunup kararları kesin olan... Özetle, genel ve yerel seçimlerin sağlıklı, dürüst ve adil yapılmasından sorumlu YSK" da aynen Danıştay ve Yargıtay gibi iktidara bağlı bir organ haline gelecektir

Bilindiği üzere YSK 7'si asıl 4'ü yedek 11 üyeden oluşuyor. Bu üyelerin 6'sı Yargıtay 5'i Danıştay Genel Kurulları tarafından seçiliyor. Halen görevde bulunan YSK üyeleri kontenjanından geldikleri Yargıtay ve Danıştay üyeliklerine iktidar tarafından yeniden seçilmezlerse bu üyelikleri otomatik olarak sona erecek. Yeni YSK üyeleri iktidarın oluşturacağı yeni Danıştay ve Yargıtay üyeleri tarafından seçilecektir.

Bu yasa ile seçim güvenliği de yok edilirse demokrasi adına ortada bir şey kalmayacak.

Melih Aşık Milliyet

 

+++++++

 

med-kari.jpg

Latif Demirci Hürriyet

 

++++++++++

 

Yüksek yargı yüksek yargıçları yargılarken!

Neredeyse 100 yıllık uğraşla erişilen uygarlık aşamasını, devletimizin temeli olan yargıyı ne hale getirdiler!

Yazıklar olsun!

Yıllarca okuyorsun, hukuk öğreniyorsun...

Yıllarca savcı ve yargıç olarak çalışıyorsun, insanların canları malları hakkında hayati kararlar veriyor, yazgılarını etkiliyorsun...

Sonunda Türkiye Cumhuriyeti'nin en yüce makamına seçiliyorsun...

Görevin adalet dağıtmak:

"Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti"ni ve bu devlet içindeki vatandaşın haklarını korumak...

Hem devleti hem de devlet karşısında vatandaşı korumak birbiriyle çelişen değil, birbirini tamamlayan görevler:

Çünkü "Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti"ni, ancak bu devlete karşı vatandaşın haklarını savunarak koruyabilirsin!

***

Yargı zaten iktidarın emrine verildiydi; şimdi Yüksek Yargı iyice yok ediliyor!

Ama bu saldırı yeni değil, üstelik tek yönlü de değil:

Daha 1970'li yıllarda, 40 yıl önce başlamıştı...

Anayasa, pozitif hukuk, laiklik, temel insan hak ve özgürlükleri yerine...

İnanç, inanca dayalı ittifaklar, cemaatçilik...

Yargıya sızdı.

Ve bu sızıntı, yargıyı ele geçirip AKP iktidarıyla birlikte Silivri'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini dinamitledi.

Fakat iktidar savaşı durmadı; hukukun ve adaletin canına okuyan bu ittifakı da bozdu ve bu kez AKP, Cemaati tasfiyeye soyundu!

***

Bu öykü, iktidar savaşının, YARGININ GÜVENİLİRLİĞİNİ SIFIRLAYAN öyküsüdür; AKP, mevcut yozlaştırmayla da yetinmedi, Yüksek Yargıyı tümüyle kendine bağlamak istedi.

(...)

Hukuk ve adalet öyle kavramlardır ki, insanlık tarihiyle birlikte var olmuşlar ve sürekli irdelenmişlerdir.

Evrensel hukuk, tarih ve vicdanlar, bu açıklamayı yapan Yüksek Yargıçların mı, yoksa onları suçlayarak haklarında soruşturma açan Başkanlık Kurullarının mı haklı olduğunu mutlaka kesin olarak saptayacaktır...

Emre Kongar Cumhuriyet

 

+++++++

 

Alay mı ediyorsun!

-----

...Adalet Bakanı Bekir Bozdağ "Tayyip Bey'in sayesinde Türkiye huzur adası oldu" diyor...

Ben Recep Bey'in yerinde olsam, Bekir'i Saray'a çağırır "Alay mı ediyorsun" diye fırçalardım...

***

Bu nasıl bir huzur adasıdır ki... Herkes diken üzerinde yaşıyor, kalabalık yerlerden kaçıyor, metroya artık detektörle üst araması yapılarak alınıyor, caddelerde ağır silahlı polisler dolaşıyor...

Son Atatürk Havalimanı'nda ölenlerin yakınları ve yaralılar bu huzur adasında yaşamaktan mutlu mudurlar?..

Bekir Bozdağ iktidarda oldukları için mutlu ve huzurlu olabilir, ama insanlar metroya, Marmaray'a, metrobüse üstleri ve çantaları aranarak girebiliyorlar, her an bir terör saldırısı olabilir endişesi taşıyorlar...

AKP'nin yarattığı huzur adasının aslı işte budur!..

Mehmet Türker Sözcü

 

++++++

 

Canikli bir daha düşünsün

Türkiye "misafirperver bir ülke" olarak bilinse de, savaştan kaçan insanlara yardımcı olmak insanlık görevi sayılsa da, misafir sayısı 3 milyon olunca...

Suriye iç savaşı başladığından bu yana artan terör eylemleri bile sığınmacı olarak ülkeye girmiş olan milyonlarca insana "Türk vatandaşlığı ve bunun yanında Türklerin bile sahip olmadığı imkanlar sunma"nın tepki yaratması için yeterlidir.

Kilis'te Suriyeli nüfusunun Türk nüfusu geçmesi, birçok ilde sınırlı iş alanlarına Suriyelilerin ortak olması, kültür farkından çıkan çatışmalarda şimdiden can kaybı olması da gelecekte yaşanabilecek sıkıntılar, gerginlikler konusunda yeterince ipucu veriyor.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli "Bu konuda anketler yapıyoruz, hiç sıkıntı görünmüyor" dedi.

TOKİ'nin aksi yöndeki açıklamasına rağmen "Suriyeliler TOKİ konutlarına yerleştirildiği takdirde iskan kanununa göre bunların ücretsiz olacağını" söyledi.

Yoksulu, açlık sınırında yaşayanı çok olan ülkemizde Suriyeli mültecilere parasız sağlık, eğitim hizmeti, öğrencilerine Türk öğrencilerden fazla burs verilmesi gibi imkanlar zaten tepki yaratmış durumda...

Asker ve şehit aileleri kırık dökük gecekondularda yaşarken, gazilerin "takma bacaklarının parası" bile kendilerinden istenirken mültecilere bir de "parasız konut" sağlanması bu tepkinin büyümesine davetiye çıkarmaktır.

Güngör Mengi Vatan

 

+++++++

 

Tarikat işleri bakanlığı

İçişleri Bakanlığı kaymakamlar ve il emniyet müdürleri ile ilgili yeni bir atama kararnamesi hazırlıyormuş.

...Milliyet'te Tolga Şardan'ın (...) yazdığına göre il emniyet müdürleri ile ilgili kararnamelerde "biraz sorun" varmış. Sorunun kaynağının ne olduğunu biliyoruz: Emniyet'te dokuz değişik cemaat iktidar mücadelesi veriyor.

Buyurun sıralı tam liste burada: Gülencilerin transformasyonundan doğan Milli Damarcılar, Gülen'in eski imamı Kemalettin Özdemir'in adamlarından oluşan KÖZ'cüler, Nurcu hareketin Okuyucular ve Yazıcılar olarak bilinen iki dalı, Süleymancılar, Milli Görüşçüler, Menzilciler, Kırkıncı Hocacılar.

Bunlardan başka ufak tefek grupçuklar filan da var ama bunların yanında onların sözü pek edilemiyor.

Gördüğünüz gibi Emniyet Müdürleri ile ilgili olarak baktığımız şey, kimin hangi tarikata ya da gruba bağlı olduğu! Mesleki beceri, deneyim, zekâ, eğitim söz konusu bile değil. Onun için gerçek iyi polisler emniyet müdürü filan olmayı akıllarından bile geçiremiyorlar. Meydan tarikatların. Ve kendisine İçişleri Bakanı sıfatı verilen zat, bunlar arasında denge arıyormuş!

Bu bakanlıktaki terfi ve görevlendirmelerin, tarikat aidiyetliklerine bakılmadan sadece liyakat ve başarıya göre yapıldığı günleri de görecek miyiz dersiniz?

Mehmet Y. Yılmaz Hürriyet

 

+++++

 

AKP zenginleri nerede?

-----

Yılın vergi rekortmenleri açıklandı.

(...)  Devletin tüm ballı ihalelerini götürenler iş vergiye gelince toz oldular.

Kazanıp vermemek nasıl oluyor? Devlet neden hesap sormuyor? Yandaşlardan hesap sorulmaz diye bir yasa var da biz mi bilmiyoruz?

Milyarlık ihaleleri alırken "milletin a...sına koyanlar" da ortalıkta yok!

(...)

Devlet hesap sormaz, müfettişler yandaş şirketlere girmez, uğramaz bile... Onlar sadece dinci vakıf ve derneklere yüklü bağışlar yapar ve bu bağışları vergiden düşerler. Düzen böyle yürür!

Biz de "Ülkemiz neden bir türlü belini doğrultamıyor?" diye saf saf sorarız!

Rahmi Turan Sözcü

 

++++++

 

Ulaştırma Bakanı "Köprüden geçmeyen de para ödeyecek" diyor.

Bunun adı "yap-işlet-devret" değil, "yap-işlet- zararı devret" sistemi...

Akif Kökçe Milliyet (Açık Pencere)

+++++

Ne hoş muhalefet bu böyle... Millet bunlara sanki yan gelip yatma görevi vermiş.

Rauf Tamer Posta

 

+++++

 

Acilde kız bakma meselesi

Başbakan konuyu tamamen yanlış anlamış

Acil servislerin sorunlarını anlatan haberden çıktı.. Biliyorsunuz; acil servisler ücretsiz.. Acillik işi olmayan, başı ağrıyan bile soluğu acilde alıyor..

Gerçekten acil müdahaleye ihtiyacı olanlar mağdur oluyor.. Haber bunun üzerineydi.. Acilde çalışanların bunaldığını anlatıyordu..

Haberin bir yerinde Acil Tıp Uzmanları Derneği'nden Prof. Gül'ün görüşlerine de yer verilmişti..

Gül, başvurulardaki absürtlüğü anlatmak için 'Gelin adayını bulmak için bile acile başvuruyorlar' demişti.. 

*

Başbakan'a kim bilgi verdiyse.. Hangi danışmanı, nasıl aktardıysa, Başbakan övünerek ve sevinerek dile getirdi..

Hastaneleri o kadar iyi hale getirdik ki gelin bakmaya bile geliyorlar deyiverdi...

Mehmet Tezkan Milliyet