Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Körfez Turu’na katılan Fulya Öztürk, umre ziyaretini de aradan çıkardı!
Tek başına gitmeye kalksa sadece uçak biletine en az 8 bin TL ödeyecekti.
Gidiş geliş desek 15 bin TL!
Bu ekonomi sınıfının fiyatı!
Koskoca Fulya ekonomik uçacak değil ya!
Business uçar, 28 bin TL öderdi, sadece gidişe!
Aynı şekilde geri gelirdi elbet!
Neyse!
Fulya Öztürk’ün umre paylaşımı sonrası haklı olarak biz de eleştirdik.
Eleştirmemizin en büyük sebebi, Öztürk’ün dediği gibi bu “Nasip” değildi!
“Devletin uçağıyla gidilen umrenin sevabı bize de yazılıyor mu?” diye sorduk.
Kamu kaynaklarıyla yapılan seyahatin, şahsi ibadete indirgenmesineydi tepkimiz!
Hem suçlu hem GÜÇLÜ Fulya, “Ne vergisi kimin parası? Burada bütün masrafları biz karşılıyoruz ama anlamazlar” diyerek kendini savundu!
Yetmedi, “iftiracı, algıcı” dedi kendisini eleştirenlere!
Neresi algı hanımefendi?
Neresi iftira?
Tartışmayı umreden paylaştığın fotoğrafa indirgeyerek dini bir tartışmaymış gibi lanse etmeye çalışıyorsun.
Biz yemeyiz ama yiyen çıkar elbet!
Yolun açık olsun!
CNN TÜRK’te koltuğun hazırlanıyordur merak etme!
Fulya’yı savunmaya çalışanlar da işi ellerine yüzlerine bulaştırdı!
Önce CNN Türk Genel Müdürü Murat Yancı çıktı, “Masrafları biz ödedik” dedi.
Hani belge, fatura?
(Olsaydı boy boy yayınlardınız çoktan)
Sonrasında derin gazeteci Buket Aydın, Fulya’yı savunayım derken iyice sıvadı.
Fulya’yı savunurken aynen şu cümleyi kurdu:
“Bu seyahatlerde tek ücretsiz şey o uçakla uçmaktır”
Eeee biz de onu diyoruz ya işte!
Allah işte!
O kadar boş ve yalan konuşmasının arasında doğruları da söyletiyor ara sıra!
Aydın’ın savunmasının ardında yatan gerçek geçmişte kendisinin de o uçakta yer almasından başka bir şey değil elbet!
Son olarak Fulya’yı savunan bir diğer isim de Fatih Altaylı oldu.
Fatih Altaylı geçmişte de devlet başkanlarıyla seyahat eden gazetecilerin umre yaptığını açıkladı.
Aynen aktaralım:
“Bu kadar tartışmaya değer bir konu yok bence. Geçmişte de devlet başkanlarıyla gerek mevcut Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la gerekse daha eski Özal’la, Demirel’le falan oraya giden gazetecilerin tamamına yakını umre yapmıştır. Kızcağız da sıkılmış, kalkmış gitmiş”
Yanlış bir eylemin geçmişte yapılması bugünkü fiili aklar mı?
Yanlışları, doğruymuş gibi yapmaya devam edersek nasıl ulaşacağız ahlaklı topluma?
İletişim Fakültelerinde sorsak, pek çok öğrencinin idol olarak gösterebileceği biri olarak, birilerini savunmak için savunmayı bırakın bence!
