Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan binalara ilişkin soruşturmalar devam ediyor.
Bu kapsamda 64 kişinin hayatını kaybettiği Adana’daki Tutar Sitesi C blok’a ilişkin yürütülen soruşturmada, savcının binaya ilişkin ikinci karot testini istemesine karşın sonuçları beklemeden takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.
Cumhuriyet’in haberine göre; Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketinde, dört bloğundan yalnızca bir tanesi yıkılan Adana Tutar Yapı sitesi ile ilgili çarpıcı bir gelişme yaşandı. Yıkılan C blok'a ilişkin yürütülen soruşturmada, belge ve iddialara rağmen ilk bilirkişi raporu dikkate alınarak kolon-kiriş kesme iddialarına takipsizlik kararı verilmişti. Yıkılan binaya ilişkin savcılık tarafından 7 Nisan’da İstanbul Teknik Üniversitesi’nden ikinci bir karot testi talep ettiği ancak savcının bu testin sonucunu beklemeden 22 Haziran’da takipsizlik kararı verdiği ortaya çıktı.
21 Temmuz’da sonucu belli olan ve UYAP’a bu hafta yüklenen karot sonuçlarında, ilk testte “14’ten küçük” ibaresi düşülen ve 7.1 n/mm2 ve 5.3 n/mm2 çıkan basınç dayanımı yeni testte 33.9 n/mm2 ve 29.5 n/mm2 çıktı.
“YIKIMIN MALZEMEDEN KAYNAKLANMADIĞI ORTADA”
Yaşanan bu gelişme sonrası gazetemize konuşan kayıp yakını ve dava avukatı Gülsüm Özdoğru, “Yıkımın binada kullanılan malzemenin kalitesizliğinden veya zeminden kaynaklanmadığı artık bir raporla sabittir” derken “İlk raporda C5 ve C7’ye denk gelen beton kalitesi diğer raporda C25-C30’a denk geliyor. 1975 deprem yönetmeliğinde beton kalitesinin C14 olması yeterli. İki rapor arasındaki uçurum aşikar. Savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın etkinlikten çok uzak olduğu ortada” ifadelerini kullandı. Bu rapor sonrası savcı ile görüştüğünü belirten Özdoğru şunları söyledi:
"Savcılığın İTÜ gibi ülkemizin gözde kurumlarından birinden bizzat talep etmiş olduğu karot testi sonuçlarını beklemek yerine bölgesel bir laboratuvar sonuçlarından hazırlanan bir bilirkişi raporuna dayanarak derhal takipsizlik kararı vermiş olduğu anlaşılır değil. Kendisiyle dün yaptığım birebir görüşmede kendisine neden iki yerden rapor talep edip de birisinin sonucunu beklemeden karar verdiğini sorduğumda ‘İlk raporun sonuçları çok net’ yanıtını aldım.
Oysa İTÜ’den gelen sonuçların ilk rapordaki tezi çürüttüğü ortada. Dosyadaki şüpheliler hakkında verilen takipsizlik kararının derhal kaldırılması, soruşturmanın derinleştirilerek yeniden yapılması, binada yapılan tadilatların her yönden detaylıca araştırılması ve kaçma tehlikesi bariz olduğundan şüpheliler haklarında tutuklama kararı verilmesi elzem ve zaruridir. Aksi hiçbir kararın hukuki dayanağı bulunmamakta, hatta TCK m. 257’de düzenlenmiş olan görevi kötüye kullanma/ görevi ihmal suçunun unsurlarını taşıdığı kanaatindeyim.”