Sarıyer Belediyesi'nin başka işi yok mu?
Yerel seçimler öncesinde yerel yağma had safhaya varır her zaman.
Yerel rant, ulusal olan ama çok göz önünde olandan çok daha tatlıdır. Az kişi duyar, çok az kişi görür, çoğu zaman kimse sesini çıkarmaz.
Sesini çıkarmaya kalkan da çok kolay bastırılır ve susturulur. Mesela bir mahalleye gökten zembille indirilen bir taksi durağı, mahalleliyi pek ilgilendirmez.
Ama orada bulunan ve can derdine düşmüş taksi durağı mensuplarının canını yakar.
Şimdi asıl konumuza gelelim. Konunun muhatapları: İstanbul Büyükşehir Belediyesi.
Sarıyer Belediyesi. Belediye Başkanı Yusuf Tülün. Belediye Başkan Yardımcısı Ali Usta.
Ulaşım Koordinasyon Merkezi.
Sarıyer Belediyesi’nin inceliyorum bir süredir.
Hep memleket meseleleri, global sorunlar yazacak halimiz yok, bazen de yerel sorunlara eğilmek lazım.
Yerel sorun deyince de yaşadığımız semtten başlıyor.
Sarıyer’in AKP’li Belediye Başkanı Yusuf Tülün, kendisinin veya yakın mesai arkadaşlarının yaptığı bir takım uygulamalar nedeniyle çok tepki almaya başladı.
Kilyos sahilindeki eski Türban tesislerini heba edip ziyan olmasını sağlamalarını kastetmiyoruz.
Kılıç ailesinin 1970’lerde yaptığı binaya yıkım kararı verilip yanına önce üç katlı kaçak yapının yapılmasına müsaade edilmesi, sonra bu binanın 5 kata çıkmasından da bahsetmiyoruz. TMSF’den yatırımcılar tarafından alınan SEBACEP Binasının 3 senedir belediyenin çıkardığı zorluklarla tadilatının yapılmamasından, neden engel olunduğunun açıklanmamasından da söz etmiyoruz.
Söz edeceğimiz olay, çok daha küçük gibi görünmesine rağmen, binlerce kişiyi ilgilendiriyor.
Sarıyer Belediyesi, Belediye Başkan Yardımcısı Ali Usta ve Sarıyer Belediye Meclisi Üyesi İsmail Sandıkçı öncülüğünde taksi duraklarına müdahale etmeye başladı.
Bu ikili, istediği yere taksi durağı koyuyor, istediği yerdekini kaldırıyor.
Taksi durağı deyip geçmeyin.
Mesela, 200 metre yanına yeni bir taksi durağının Ali Usta tarafından gökten zembille indirildiği İstinye Küçük Ev Taksi Durağı’nda, 100 araç 200 şoför çalışıyor.
Her şoför 5 kişiye ekmek götürse, sadece 1 durakta 1000 kişinin rızkı kazanılıyor.
Ancak, hemşehrilik bağı ve gönül borcu dışında hiçbir sebep gösterilmeden ve yasal iki taksi durağı arasında 500 metrelik mesafe bulunması gerekirken, 200 metreye durak koymak, başka anlama geliyor.
İstinye Park Alış Veriş Merkezi’nin inşaatında deyim yerindeyse oradaki inşaat işçileri kadar çalışan, çamurlu ve bozuk yollarda araçlarının bozulmasına aldırmadan hizmet veren bu kardeşlerimizin yaptıkları sözleşmenin, bu yeni kurulacak ’ilahi’ durak yüzünden feshedilmesi ve kurulacak durakla İstinye Park’ın sözleşme yapacak olması, bizdeki şüpheleri artırıyor.
Ulaşım Koordinasyon Merkezi’ne soruyoruz: Bu yeni durağa izin verdiniz mi? Sarıyer Belediye Başkanı Tülün’e soruyoruz: Öncelikli göreviniz varolan taksi duraklarının yanına Ümraniye Bulgurlu’dan taksici getirerek yeni durak açmak mı? İlçenizin hizmet veren insanlarının hizmet kalitesini ve refahını artırmak yerine, Ümraniye’den taksici ithalatı yapmak hangi mantığın eseri?
Başkan Yardımcısı Ali Usta’ya soruyoruz: Her işiniz tamam da sıra taksi durağı dağıtımı yapmaya mı geldi?
Kadir Topbaş’a soruyoruz: Bu olanlardan haberiniz var mı?
Kamuoyuna soruyoruz: Sadece bir durak, 1000 kişinin ekmek kapısı. Birilerine iş verirken, 11 senedir yaşadığı bölgenin kahrını çekenleri cezalandırmak, hangi vicdan tarafından kabul edilir?
Sarıyer’de yazacak çok şey var, biz de yazacağız.
Kimse unutmasın, en büyük yangın bile ufacık bir kıvılcımdan çıkar.