Sarı Kantaron göz hastalıklarına iyi gelir mi

Sarı Kantaron göz hastalıklarına iyi gelir mi

Sarı kantaron otunun ‘Sarı nokta’ olarak bilinen göz hastalığının ilerlemesine iyi geldiği belirtildi. İşte ayrıntılar…

Editör: Beyza Damgacıoğlu

Gülhane Askeri Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında geliştirilen ve halk arasında ‘kılıç otu’ ya da ‘mayasıl otu’ olarak bilinen sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yöntemiyle büyük oranda durdurulabildi.

Doç.Dr. A. Hakan Durukan’da, son yıllarda en fazla başvurulan en klasik tedavi yöntemlerinden birinin ‘fotodinamik’ tedavi olduğunu belirtti. Durukan, bu tedavi yöntemiyle özel bir boyanın enjekte edildiği sarı noktanın altında gelişen anormal damarların tıkanarak küçültüldüğünü ve böylelikle hastanın görme duyusunun korunduğunu anlattı. Bu tedavide tek seansta sonuç alınmasının mümkün olmadığını kaydeden Durukan, 1-2 yıl devam eden tedavi sürecinde yılda ortalama 4-6 kez enjeksiyon yapılmasının zorunlu olduğunun altını çizdi.

İLK KEZ GELİŞTİRİLEN TEDAVİ YÖNTEMİ

GATA Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalından Prof. Dr. Güngör Sobacı tarafından dünyada ilk kez geliştirilen, sarı kantaron bitkisinin kullanıldığı tedavi yönteminde ise hastalığın ilerleyişinin durdurulmasında büyük başarı elde edildi. 2000 yılından beri yürüttüğü çalışmasında hastalara bu bitkinin ağız ya da damar yoluyla verildiğini kaydeden Sobacı, bu tedavinin klasik yönteme göre zaman ve maliyet avantajı olduğunu belirtti.

1-2 yıl süren klasik tedavide yılda 4-6 seans uygulanmasının gerekli olduğuna dikkati çeken Sobacı, geliştirdiği yöntemde ise toplam 3 seansın yeterli olduğunu söyledi. İlacın verilmesinden 6 saat sonra hastanın gözündeki sarı noktada oluşan damarların lazerle kurutulduğunu anlatan Sobacı, 3 ayda bir kontrol edilen hastanın bu süre içinde günde 3 kez ilacı almaya devam ettiğini kaydetti. Sobacı, bunun hem yeni damarların oluşmasını engellediğini, hem de hastanın psikolojik açıdan rahatlamasını sağladığını bildirdi.

Klasik tedavi yönteminin seansının maliyetinin en az 2 bin YTL, bu yöntemin seansının maliyetinin ise 30 YTL olduğunu kaydeden Sobacı, ayrıca geliştirdiği yöntemin yan etkilerinin diğer yönteme göre ‘yok denecek kadar az’ olduğunu anlattı. Sobacı, ağızdan uygulanan tedaviyi alan hastaların 3 yıldır izlendiğini ve 4. yıla girildiğini belirterek, bu hastaların yüzde 18’inde görme artışı, yüzde 20’sinde görme kaybı olduğunu, yüzde 64’ünde ise görme düzeyinin korunduğunu söyledi.