Mansur Yavaş...
Türkiye'nin bildiği, tanıdığı Beypazarı'nın mimarı... Belediye Başkanlığı döneminde yaptığı hizmetler, ilçeyi baştan aşağı yepyeni bir görünüme kavuşturması taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı. Beypazarı'na giden hayran kalıyordu. Beypazarı'nın eski halini bilenler, yaşanan değişime hayret ediyordu.
Beypazarı'nda sadece görünüm değil, ticaret de değişti. Yavaş'ın belediye başkanlığı döneminden itibaren ilçe turistik bir merkez haline geldi. Beypazarı'nda üretilen ürünler Türkiye'nin her yanına dağıtılmaya başlandı.
Ek bir ödenek alınmamış, belediye borç içinde bırakılmamış, birileri zengin edilmemişti. Beypazarı; çalışılınca, istenilince nelerin başarılabileceğinin en güzel kanıtıydı.
Mansur Yavaş'ın Beypazarı'ndaki çabası ve temiz siyaseti Ankaralıların büyük alakasına mazhar oldu. Önce MHP'den sonrasında ise CHP'den aday olduğu seçimlerde tüm imkânsızlıklara rağmen çok ciddi oy aldı.
Yapılan son seçimleri yakından takip eden biri olarak, eğer sandıklara yeterince özen gösterilse, CHP Genel Merkezi'nde seçim koordinasyon merkezi düzgün çalışabilse ve yasa dışı işler o gece yaşanmamış olsaydı şu anda Ankara'yı Mansur Yavaş yönetiyor olacaktı.
O geceyi çok net hatırlıyorum. Açılmayan sandıkların büyük çoğunluğu CHP ve MHP'li seçmenin etkin olduğu bölgelerdi. Yavaş'ın o sandıklardan gelecek oylarla çok rahat bir şekilde kazanacağı belirtiliyordu. Ancak ne olduysa bir anda işler değişti. Dönemin İçişleri Bakanı YSK'ya gitti, kentin birçok noktasından helikopterler havalandı, yakılmış binlerce oy pusulası bulundu.
CHP Genel Merkezi ise bu gelişmeler karşısında sosyal medyadan "Yardıma ihtiyaç var, laptopunu alan genel merkezimize gelip, veri girişleri yapabilir" minvalinde mesajlar paylaştı. Yüzlerce genç bilgisayarlarıyla CHP'ye gitti. Ama bu son anda yapılabilecek bir iş değildi. Organizasyon ve yönetim yoktu. Ne sandıklardan doğru düzgün veri akışı sağlanabildi ne de gönüllülerin girişimleri yeterli oldu.
Ankara karanlık bir gecenin sonunda Yavaş'tan alındı!
***
Şimdi yerel seçimler yaklaşıyor. Mansur Yavaş'ın adı muhalefet cephesinde tek isim olarak ortaya çıkmaya başladı. Ancak su çok fena bulandırılıyor. İktidara yakın medya organları, satılık sözde isimler, algı operasyonları yapanlar devreye girmiş durumdalar. Belli ki Saray'dan talimat çoktan gitmiş!
"Yavaş İYİ Parti'yi reddetti" haberleri bir anda her yana servis edildi. Yavaş, sosyal medya hesabından haberlerin gerçeği yansıtmadığını belirterek "CHP ile arasını bozamadık. Bari İYİ Parti ile arasını bozalım asparagası.. Bu bilgi kirliliği ve pis oyunlar bile iki partinin temiz siyaset için bir araya gelip başkenti kazanmasını gerektiriyor. 31 Mart'ta Ankara arınacak! İttifakı önleyemeyeceksiniz. Ankara arınacak!" mesajını paylaştı.
İşte algı operasyonunun ne denli umursamaz olduğu tam da bu anda ortaya çıktı. Mansur Yavaş'ın bu mesajına rağmen algı operasyonu yapan bir haber kanalının Ankara Temsilcisi, saat başı çıktığı canlı yayınlarla aynı iddiasını sürdürdü. Hem de Yavaş'ın "reddetmedim" açıklamasına rağmen.
***
Yavaş'ın adaylığı ile ilgili iktidar medyasına, "muhalif" gibi görünen aslında iktidara çalışan bazı kalemlere ve gazetecilere talimat verildiği kesin. "Ne yapın edin Yavaş'ın adaylığını engelleyin" deniyor.
Burada Mansur Yavaş'a, CHP'ye, İYİ Parti ve Saadet'e de büyük bir görev düşüyor. Eğer gerçekten Ankara'nın iyi bir yönetime kavuşturulması isteniyorsa küçük hesaplarla, sen ben kavgasına düşülmeden, nefis yapılmadan hareket edilmeli.
Daha da önemlisi, Yavaş'ın adaylığı sonrasında sandıklara sahip çıkılması için çok büyük bir organizasyon gerekiyor.
Muhalefet eğer Ankara'yı istiyorsa bir an önce bu sistematik üzerine kafa yormalı.
Yoksa bir önceki seçimde yaşanan manzaralara şahitlik ederiz.
