Yeniçağ / İstanbul
Geçtiğimiz günlerde Suriyeliler için dört derneğin başını çektiği eyleme tepkiler devam ediyor.
Yerel seçimlerde İYİ Parti’nin Fatih Belediye Başkan Adayı olan ve "Fatih'i Suriyelilere teslim etmeyeceğim" afişi nedeniyle hedef gösterilen İYİ Parti Gene İdare Kurulu Üyesi İlay Aksoy, söz konusu eylemi Yeniçağ’a değerlendirdi.
Fatih Saraçhane’de yapılan eylemi bir başkaldırı olarak nitelendiren Aksoy, açılan pankartlarla da vatanseverlere meydan okunduğunu belirtti.
Eylemin bir provokasyona çok açık olduğunu ve bu eyleme izin veren Valiliğin büyük bir riske imza attığını ifade eden İlay Aksoy, “Vali de bu işe ortak oldu” ifadelerini kullandı.
Aksoy’un açıklamaları şu şekilde:
"Saraçhane’deki olayı skandal olarak görüyorum. İçişleri Bakanlığı ile organize bir eylem olarak görüyorum ben bu eylemi. Çünkü İçişleri Bakanı “Bu eyleme izin vermeyeceğiz” dedi.
Ben o gün İlçe Emniyet Müdürü’nü aradım, “Eylem yapılacak” dedi. Vali’den izsin istemişler Valilik de izin vermiş basın açıklaması yapılsın diye. İçişleri Bakanı izin verilmeyecek dedikten sonra Valilik buna nasıl izin verebilir."
“VATANSEVERLERE MEYDAN OKUYORLAR”
"4 tane dernek vardı. Orada tehlikeli bir kafa yapısına sahip insanlar. ÖZGÜR-DER’in başkanının Rıdvan Kaya’nın şöyle bir ifadesi var “IŞİD Sünni hareketin lokomotifidir” diğerlerine bakıyorsunuz aynı.
Bu tiyatro bir ajitasyon yaratmak için bir kurgu. Saraçhane’den yapılması önemli çünkü seçim dönemi biz ilk afişlerimizi orada asmıştık. Saraçhane’den meydan okuyorlar vatanseverlere.
Müslümanlığın sadece Arap dünyasına ait olduğunu düşünüyor. Sadece Arap soyundan gelenleri kardeş olarak değerlendiriyorlar. Bizi Müslüman olarak görmüyorlar."
“VALİ DE BU İŞE ORTAK OLDU”
“Düşünebiliyor musunuz? İçişleri Bakanı’nın olmayacak dediği eyleme Vali izin veriyor ve 4 tane sivil dernek başkaldırıyor, Bakan’a ‘Senin ifadeni takmıyorum’ diyor” diyen İlay Aksoy sözlerine şöyle devam etti:
Kadınlarımız bir 8 Mart’ta bile doğru düzgün eylem yapamazken, Çorlu tren kazası mağdurları mesela acılarını ifade etmelerine tahammülü olmayanlar, bu eyleme ses çıkarmıyor. Ben Suriyelileri çok büyük tehlike altında görüyorum. Bir kere orada hayati tehlikesi var insanların çok ciddi provokasyonlar yaşanabilirdi. İlginç başka bir durum daha var. Orada yaklaşık 60-70 kişi vardı. Bir de basın ordusu vardı. 200’den fazla, yabancı basın da çoktu orada.
Esasında Orta Doğu zengin kitle buraya nüfuz ediyor. İleride kuracakları iş yerleri için bir dar gelirli işçi sınıfı gerekiyor. Ve bu kitle Suriyeliler, Türklere yer yok bunlarda.
Afişlerde iş bırakma eylemine çağırıyorlar. Sigortalı çalışan mı var ki iş bırakacaksınız. Orada hükümet küçük duruma düştü. Hükümetin iradesi görmezden gelindi Vali de bu işe ortak oldu. Burada bir infial olsa nasıl önünü keseceklerdi. Bir kıvılcımın alt yapısıdır bu.
Geçenlerde Suriye’de savaş nasıl başladı, ilk kıvılcım neydi diye araştırdım. Bir köyde 14 yaşındaki bir çocuk okuduğu okulun duvarına “Sıra sana gelecek doktor” diye Esad’a atfen. Polis buna sert müdahale edince ortalık alevleniyor. Bu kadar basit bir şey düşünün bir de o eylemde olabilecek neticeleri düşünün."