Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu dünya genelinde 142 ülkede yapılan bir araştırma, 'Z kuşağı' olarak bilinen genç kesimin hükümetlere olan güven oranının daha düşük olduğunu ortaya koydu. Türkiye'de bu kuşaktan 7 milyon genç 2023 yılında ilk kez sandık başına giderek oy kullanacak.
London School of Economics, (LSE) bir süredir yürüttüğü geniş çaplı araştırma projesinden elde ettiği bulguları yayınlandı. Buna göre dünya çapında gençlerin hükümetlerine olan güvenleri, pandemi sürecinde uzun vadeli hasar gördü.
Araştırma, 142 ülkeden toplanan ve 750 bin katılımcıyı içeren geniş bir veri setini temel alıyor. Türkiye de veri setinin bir parçası. 2006-2018 yılları arasındaki Gallup Dünya Araştırmaları'na dair yanıtlar ve 1970 yılından beri salgın vakalarına dair veriler kullanılıyor.
Salgına en yüksek düzeyde maruz kalan bireylerin, seçimlerin dürüstlüğüne olan güvenleri yaşıtlarına oranla yüzde 7,2 puan daha düşükken, hükümetlerine olan güvenleri yüzde 5,1 puan daha az, yaşamlarının geri kalanında siyasi liderlerinin performansını onaylama düzeyleri ise yüzde 6,2 puan daha düşük seyrediyor. Salgın sırasında "zayıf" addedilen hükümetlere olan güven de gençler arasında düşüş gösteriyor.
LSE misafir araştırmacısı ve projenin eş yürütücülerinden Dr. Orkun Saka, "hükümetlere olan güvenin, bir toplumun salgın sırasında etkin ve kolektif bir yanıt oluşturma kapasitesinde önemli bir etmen olduğunu" belirtiyor.
euronews Türkçe'ye konuşan Dr. Saka, "Hükümet istikrarının yüksek olduğu yerlerde salgın durumlarına daha hızlı ve daha etkin çözümler bulunduğunu görüyoruz ve bu nihayetinde duyarlı dönemlerinde -yani 18-25 yas aralığında- olan gençlerin politik sisteme olan güven kayıplarının önüne geçebiliyor" diyor.
Ancak araştırmada, halkının salgın döneminde güvenini kaybeden hükümetlerin daha sonraki dönemlerde yaşanabilecek olası salgınlara vereceği yanıtın etkinliğini azalttığı kaydediliyor.
Dr. Saka, "Türkiye’ye de bu mercek üzerinden baktığımızda uzun zamandır aynı ve güçlü bir iktidar tarafından yönetilmesi hasebiyle hükümet istikrar skorunun yüksek olduğunu ve Covid-19 özelinde görece etkin bir politika izlendiğini görüyoruz. Gençler üzerinde mutlaka negatif etkileri olacaktır bu sağlik krizinin; ancak durumu daha kötü yöneten Amerika ve İngiltere gibi ülkelere nazaran politik sistem üzerindeki güven hasarının daha az olacağını söyleyebiliriz" diyor.
Z kuşağı kimdir?
Z kuşağı, teknolojinin hakim olduğu bir çağda doğan, teknolojiyle oldukça iç içe yaşamaları sebebiyle “internet kuşağı” olarak da adlandırılan bir nesil. 21. yüzyılın ilk nesli olarak da kabul edilen Z kuşağı, siyasi partilerin de seçmen kitlesini genişletmek açısından hedef kitlesi durumunda, zira Türkiye'de Z kuşağından 7 milyona yakın seçmen 2023 yılında ilk kez oy kullanacak.
Adalet ve Kalkınma Partisi, geçtiğimiz hafta kamuoyuna tanıttığı yeni 'Dijital Dönüşüm' stratejisiyle Z kuşağından 7 milyon yeni seçmen nezdinde farkındalık çalışmaları başlatacağını açıkladı. Ankara, İzmir, İstanbul gibi birçok büyükşehir belediyesi de salgın süresince toplumun farklı kesimlerine ulaşan yardım kampanyalarıyla siyasetin odağına yerleşmişlerdi. Bu süreçte söz konusu illerin belediye başkanlarının sosyal medyanın farklı mecralarında yer alması ve gençlerin sık kullandığı platformlar üzerinden, onlara hitap eden bir dile başvurması da, Z kuşağının siyasilerin tabanlarını genişletmelerindeki ve mesajlarını geniş kitlelere ulaştırmadaki etkisini anımsatmıştı.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) pandemi sürecinin gençler üzerindeki etkisine dair hazırladığı ve 11 Haziran'da basına duyurduğu rapora göre, 48 ülkede 7-20 Nisan tarihleri arasında 15-24 aralığındaki gençlerin en çok kaygılandıkları konuların başında akıl sağlığı, gelir ve istihdam geliyor. Zira aynı rapora göre, bu kuşağın kendilerinden önceki 25-64 yaş aralığındaki kuşağa oranla işsiz kalma olasılığı 2,5 kat daha fazla olarak kabul ediliyor.