Kovid şartları nedeniyle zor, eski sezonlara nazaran da hem zevksiz hem tatsız lig maratonu, nihayet Beşiktaş''ın şampiyonluğu ile son buldu. Ben de büyük ihtimalle bu ipin Beşiktaş tarafından göğüsleneceğini 8 Aralık 2020 tarihli gazetemizdeki köşe yazımda siz değerli okurlarımla paylaşmıştım.
Elbette ki kahin değildim. Elbette bu sonucu ligin bitimine altı ay kala rüyamda da görmemiştim. Fakat merak edenlerin tekrar bu yazımı okumaları halinde görecekleri gibi bir şampiyonluğun belli şartları olduğunu da herkesten iyi bilirim. İşte o bilgi ve görgü ile o gün ne dedim? "Başarı hedefliyorsanız bir hikayeniz olmalı" dedim. Başlarken Beşiktaş''ın hocası Sergen Yalçın ile başkanı Ahmet Nur Çebi arasında bir "serinliğin ardından gelen ılıman iklim" ve bunun ardından yakalanan "uyum." İşte bu, şampiyonluğun bir numaralı gerekçesi oldu. Bir futbol ligi ve takımında bu gibi krizleri kim çabuk aşar ve mevcut duruma kim hızlı adapte olursa ipi o göğüslerdi, öyle de oldu. Hangi şartla? Bir "hikayesi olma" şartı ile.
Bir örnek daha mı istersiniz? Mesela Galatasaray!.. Daha gerilerden geldi. Hatta bir ara Fenerbahçe''nin arkasında ve koptu gibiydi. Bakın gördüğünüz gibi burun farkıyla ikinci oldu. Niye? Tüm olumsuz şartlara rağmen... Yönetimdeki derin çatlak ve yönetici kliklerine rağmen... Fatih Terim ve yukarıda ifade ettiğimiz yine bir "hikayesi olma" mevzusu. İşte altın anahtar ya da altın kelime bu. Başarmanın birinci şartı moral. Moralin itici gücü ise "hikaye."
Peki ya üçüncü olan Fenerbahçe? Başkanı güzel. Başkanı gayretli. Başkanı verici. Fakat Fenerbahçe 3''üncü. Niçin? İletişim ve koordinasyonu zayıf. Yöneticiler münferiden değerli kişiler fakat içlerinde kulüpçü yok. Futbol takımı ile hocanın bir hikayesi maalesef yok. Ticaret yapar gibiler. "Ne kadar ekmek o kadar köfte" gibi. Yöneticilerin camia ile ilgisi, camianın takıma aidiyet duygusu hissettirilemiyor. Yani "Hikaye eksik hikaye!" Umarım Fenerbahçe''nin bu kongresinde bu eksik giderilir.
Kutlarım Ahmet Nur Çebi. Kutlarım Sergen Yalçın. Kutlarım Şampiyon Beşiktaş...
