Türkiye’de Suriyelilerin varlıklarının tartışılması uzun süredir devam ediyor. 2011 yılından bu yana akın akın Türkiye’ye gelen milyonlarca sığınmacı tüm ülkeyi sarmış durumda.
Hükümetin olmayan göç stratejisi ve açık kapı politikası sebebiyle yasal ya da kaçak yollardan milyonlarca Suriyeli ülkemize gelmişken, cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte yeni bir tartışma gündeme geldi.
DIŞİŞLERİ BAKANLARI GÖRÜŞTÜ
Suriyelilerin geri gönderilip gönderilmemesi konusu tartışılırken, geçtiğimiz hafta uzun bir aradan sonra ilk defa Suriye ile diplomatik ilişki kurulmuş, Dışişleri Bakanları Moskova’da bir araya gelerek konuyu görüşmüşlerdi.
Artık savaşın olmadığı, hatta sahil şeridinde insanların eğlenceler düzenlediği, hayatın normale dönmeye başlayarak sportif faaliyetler dahil organizasyonların yapıldığı Suriye’de, nüfus gücünden faydalanmak isteyen Esad sürekli af çıkararak vatandaşlarını ülkeye çağırmaya devam ediyor ancak hükümet bu çağrıya kulak asmayarak onları ölüme göndermeyiz cevabı veriyor.
''ÖLÜME GÖNDEREMEYİZ''
Dün akşam Süleyman Soylu’da benzer bir açıklama yaparak katıldığı canlı yayında ''Türkiye’yi göçmen deposu yapmayız ama Suriyeliler bizim kardeşlerimiz, biz onları ölüme gönderemeyiz ama biz güvenli bölgede, onlarla bunu gerçekleştirebilme imkanına sahibiz'' ifadelerini kullandı.
''ÖLÜME GÖNDEREMEYİZ DİYORSUNUZ. BURADA ÖYLE BİR ŞEY YOK''
Bu duruma karşılık Suriye’nin başkenti Şam’da uzun süredir basketbol oynayan Kerem Canbolat sosyal medya üzerinden cevap verdi. Canbolat, Soyluya cevap olarak Suriye’deki durumu ‘’Bir şey demeyeyim diyorum da Şam’da İttihatçı bıyığımla geziyorum. Millet benle “Teşekkürler efendim” şakası yapıyor. Sayın bakan siz de buradan ölüme gönderemeyiz diyorsunuz. Burada öyle bir şey yok. Ekonomi ve askerlik problemleri ve Türkiye de ki kurulu düzenleri Suriyelilerin geri dönmeme sebepleridir. Başka bir şey değil’’ şeklinde ifade etti.
Suriye’deki durumdan da sürekli bilgiler veren Canbolat, ülkedeki durumun sanıldığı gibi bir kaos ve savaş halinde olmadığını, her türlü faaliyetlerin de toplulukların önünde rahatça organize edilebildiğini gözler önüne seriyor.
