Saldırıların varacağı yer
İran'ın, Kasım Süleymanî'nin daha defnedilmeden hemen karşılık vermek istemesini Şiî rejimle bağlantılı görmek gerekir.
Trump, kendi toprağı gibi, Irak yönetimini hiç umursamadan El-Anbar'da, Aynü'l-Esed ABD askerî üssüne, geçen yıl Noel'de, Sırp asıllı hatununu da alıp hindi yemeye gitti. Bu tavır, her şeye ben hâkimim, Irak da benim demektir. Pervasızlığına sınır yok!
Ortadoğu'da, her zaman yazılarımda da vurguluyorum konuşmalarımda da, oyun içinde oyun, savaş içinde savaş vardır.
Trump, İran rejiminin sembol ismi, dış operasyon komutanı Kasım Süleymanî'yi ve Haşdî Şa'bî'nin iki numaralı ismi El-Mühendis'i, karşılıksız bırakılmayacağını bile bile öldürmesi, Trump'ın elinde daha büyük bir planın olduğunu düşündürüyor, diyeceğim ama, Trump, iç politika dengeleri için -Demokrat Partililer, kendisini Beyaz Saray işgalcisi görüyorlar- bütün dikkatleri dışarıya çekmek istiyor diyebiliriz. Ama ABD'de Evangelist gücü ve hâliyle Siyonist zihniyeti hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Ortadoğu'da, ABD'nin ve hatta Rusya'nın müdahalesini, İsrail'le bağlantılı görmememiz gerekir.
ABD, Süleymanî'yi ortadan kaldırmak isterken, İran rejiminin kalbinde büyük yara açacağını bilmesi gerekirdi. Süleymanî'nin kaybı İran'ın tek adamı Ayetullah Hamaney'in diğer kolunu da kesmesi demektir. Hamaney, 26 Haziran 1981'de, Tahran'da, Ebu Zerr Camisi'nde minberde konuşurken teybe yerleştirilen bombayla ağır yaralanmış ve sağ kolunu yeteri kadar kullanamaz olmuştu (kesildiği de söylenir). Cenaze namazını Hamaney'in kıldırmasının ve gözyaşları dökmesinin kendisine yakın birinin kaybına duyduğu acının çok ötesinde anlamı vardır.
Cenazenin şehir şehir gezdirilmesi, kitleleri tabut etrafında toplama, bağır dövme, hepsi birer mesajdır. Bu acı ve heyecan yükü rejime yönelebilirdi de... Bu yöneliş, sanılmasın ki, hazır rejimin en mutemedi öldürüldü, fırsattan istifade, yıkalım manasında değildir. Rejimin kendi değerlerine sahip çıkmadığı, gevşek davrandığı, göz yaşlarının samimiyetten uzak olduğu anlamı verilmemesi için, zaman geçmeden ABD üstlerine balistik füzeler fırlatılmıştır.
Türkçede çok güzel bir söz var: Yürek soğutma. Kimileri "gaz alma" olarak da tavsif ederler. Hamaney Türk'tür. "Yürek soğutma"nın neye tekabül ettiğini iyi bilir. Onun için hemen saldırı emri vermiştir.
Ortalık durulmayacak. Trump, "Oh! Maddî hasarla atlattık... Her şey yolunda." dese de, eğer ben Şia örgütlenmesini ve tarihten bu yana ne getirip ne götürdüğünü biraz biliyorsam İran rejimi "Bu kadar karşılığa razıyız." demeyecektir. Kendisi ortaya çıkmasa bile dış kolları gereğini yapacaktır.
Putin'den bahsetmedik... O da bir başka pervasız. Ertesi gün Türkiye'ye geleceğini bile bile Şam'a gitmesi, hem de Ankara'nın çok hassas olduğu Emevî Camisi'ni Beşşâr'la ziyareti, Ortadoğu'da bir başka mesaj. Bu mesaj, Türkiye'ye, bizim için önce Beşşâr, sonra da Beşşâr var; haddini ve yerini bil, demekten başka bir şey değildir.
Herkes biliyor ki, artık Beşşâr'ın Suriye'ye hâkim olması mümkün değildir. Sünnî nüfus Beşşâr'ın içinden geldiği ve destek gördüğü mezhep bağlılarına göre çok fazla. O, bir sömürge valisi mesabesindedir. Onun için, konuşulacak olan Putin'dir. Ankara bunun farkında ama nasıl konuşulacak? İşte mesele burada.