“Piyonlar şahı koruyor
Şahların kibiri bu yüzden işte
Piyonlar sürekli iki ateş arasında
Piyonlar halk işte
Ama bilmiyor ki şahlar
Piyonlar olmasalar
Şahlar mat olurlar.”
Şahları da vururlar oyunundan..
Ferhan Şensoy, oyuncusu ve senaristİ olduğu ‘Şahları da Vururlar’ oyununu ilk olarak 1979 yılında sahneye koydu. İran''ın yakın döneminden tarihsel kesitleri ele aldığı oyun efsaneler arasına girdi. Usta kadrosuyla İran’ın yakın dönem tarihini anlatan çok başarılı bir oyundur.
Şahları da vururlar oyununda İran Şah''ı ile karşılıklı tavla oynamış ve atılan zarlarda Şah''a söylediği "Sana lazım yedi yedi, o da daha icat edilmedi" repliği ile hafızalara kazınmıştı.
İran devriminin mizahla ele alındığı Şahları da Vururlar oyununun dikkat çekici bir yanı da Türkiye’nin tarihinden benzer kesitlerinde ele alınmasıydı.
Ferhan Şensoy''un İran''ın yakın tarihiyle türkiye''nin yakın tarihini harmanlayarak hicvettiği müthiş oyunda kullanılan dil ve tarihsel olayların sahneye sıkıcı olmadan taşınışı, oyunun epik tiyatronun has örneklerinden biri olarak tarihteki yerini almasını sağlıyor.
Akıllara kazınan replikleri:
döndü pervaneler, yel üfürdüler
boyun büktü güller, çalıştı motor
dingildedi uçak, şah rıza gitti gider
alanın çöpçüleri, duygular süpürdüler
fırladı uçak öne, bulutlar küme küme
zaman olaya gebe
rıza yükseldi girdi buluta
ekselans güle güle
ey gidi tahran bu kaçıncı terkediliş
ey gidi rıza acep ne yana bu gidiş
--------------------------
pes ki sen petrolü ingilize
anayasayı fırına vermişsen
eylemişsen İran’ı viran
sen kafadan yanmışsen
iran senin gölgendir
yenemezsin gölgeni
sana làzım yedi yedi
henüz icàd edilmedi.
---------------------------------
bundan tam 40 yıl önce
iran''da bir eğlence
sürdü 40 gün 40 gece
acemce ve neremce
şah rıza şah rıza
şah rıza oldu prens rıza
evleniyor törenle
prenses cemile ile
binbir masraf içinde.
“ŞAHLARI DA VURURLAR” NEYİ ANLATIYORDU
Oyun, yaşarken yazılan bir tarih parodisiydi. Bir siyasi taşlama olarak İran’da yaşanan devrimi anlatırken Türkiye siyasetine de göndermeler yapıyordu. Yazıldığı 1979 yılında Türkiye’de sağ-sol kavgası ayyuka çıkmış, ülkeyi yakında askeri darbeye götürecek siyasi cinayetler ve sıkıyönetim uygulamaları toplumu bezdirmiş durumdaydı. Bu yüzden devrim muhafızları tarafından 12. yüzyılda yazılmış şiirden mesul tutularak tutuklanan ‘güncel’ Ömer Hayyam karakterinin sadece isim benzerliğinden dolayı idama mahkûm edilişi, seyirci için İran’dan çok kendi ülkesini andırıyordu. Şah Rıza’nın solcu muhalif Musaddık’ı şair olduğu için hakir görmesi de Türkiye’deki sol parti lideri ve şair Ecevit ile zamanın başbakanı Demirel arasındaki çatışmaya benziyordu.
İran’ı devrime götüren olaylar 1977 yılında, özellikle yazar ve şairlere karşı gerçekleştirilen saldırıları protesto eden üniversite öğrencilerinin gösterileriyle başlamıştı. İlk aşamada modern entelektüeller, burjuvazi, liberaller, gazeteciler ve insan hakları aktivistleri toplantılar düzenleyip monarşinin her türüne karşı seslerini yükseltti. Şah’ın 1978 başında Humeyni’ye karşı mektubunun yayımlanmasıyla Kum şehrinde bir gösteri düzenledi. Birçok kişinin yaralandığı ve hayatını kaybettiği bu olay tüm muhalif grupları birleştirerek eylemlerin diğer şehirlere de yayılmasına neden oldu. Binlerce kişinin katıldığı kitlesel gösterilerde yapılan sert müdahaleler yüzlerce kişinin canına mal oldu. Halkın hemen her kesimi Şah Rıza’ya karşı olduğunu haykırıyor, kamu çalışanlarının grevleriyle hayat duruyordu. Büyüyen sosyal ve siyasi reform talepleri şahlığın sonunu getiriyordu ve uluslararası kamuoyu İran’ın kelepçelerinden kurtulmasını bekliyordu. Yıl sonunda muhalefet ülke çapında kontrolü ele almaya başladı ve devrim komiteleri kuruldu. Nihayet 16 Ocak 1979 günü Şah Rıza ailesiyle birlikte ülkesini terk etti. O güne kadar otuz beş milyon kişinin katıldığı gösterilerde üç bin kişi hayatını kaybetmiş, on iki bin kişi yaralanmıştı.
Muhalefetin lideri olarak ismi öne çıkan Humeyni, bir din adamı olmasına rağmen başkaldırının simgesi olduğundan seküler kesim tarafından da desteklendi. Humeyni 1 Şubat 1979 günü Paris sürgününden Tahran’a döndü. Onu karşılayan iki milyon kişi arasında öğrenciler, memurlar, entelektüeller, tüccarlar, işçiler, esnaf ve din adamları gibi farklı kesimlerden İranlılar vardı. On gün sonra devrimciler başkent Tahran’da yönetimi ele geçirdi. Devrim resmen gerçekleşti.
ŞAHLARI DA VURURLAR OYUNCULARI VE KADROSU
Oyuncular
Ferhan Şensoy
Rasim Öztekin
Halit Akçatepe
Tarık Papuççuoğlu
Özkan Uğur
Baykal Kent
Fuat Güner
Deniz özen
Ayla Arslancan
Ulvi Alacakaptan
Yönetmen
Ferhan Şensoy
Senarist
Ferhan Şensoy