"Sahip" ve gönüllü köleleri!
Birkaç gün oldu herhalde izleyeli; televizyon muhabiri, AKP'nin 16. Yıldönümü kutlamalarına katılan vatandaşlarla röportaj yaparken, mikrofonu bir kadına uzatıyor. Muhtemelen 40'lı yaşlarında, başörtülü değil, saçları sarı boyalı, açık renk bir pantolon, üzerine de rahat bir tişört giymiş; görüntüsü "Kadıköy vapurundan inenler"den hallice işte!..
Neredeyse kendisinden geçiyor AKP liderini anlatırken kadın... Kullandığı ve bizi televizyon karşısında dehşete düşüren ifade şöyle:
- O hepimizin sahibi! Sahibimiz bizim!
***
Eylem ve söylem sığlığına bakınca kendini "Olric" olarak gerçekleştirmeyi seçmiş olma ihtimali bulunmadığından aklıma direkt Brezilya köle dizileri geldi. Bu köle dili; o dizilerdeki köleler kullanırdı "sahip" ifadesini!
-Emredersin sahip...
-Elbette sahip...
-Nasıl istersen sahip...
"Sahip" dedikleri çiftlik sahibi onları ölesiye çalıştırır, hayvanlar gibi tarım araçlarına sürer, yarı aç-yarı tok ahırlarda yatırır, kazara "ah" diyen, "of" diyen olursa yapmadığı işkenceyi-eziyeti bırakmaz; buna karşın köleler, öğrenilmiş çaresizlikleri içinde, hizmet ve sadakatle karşılık verirdi bu zulme!
***
Orta Çağ'da mıyız?
İnsanların yasalarla korunan, korunması zorunlu olan hak ve özgürlüklere sahip olduğu bir dönemde, kendini, üstelik gönüllü olarak, üstelik bundan gurur duyarak birinin "mal"ı, "mülk"ü gibi konumlandırmak, dilediği şekilde kullanımına açmak niye?
Dahası nasıl?
Nasıl bir kafayla?
Nasıl bir iradesizlikle?
Nasıl bir özsaygı yoksunluğuyla?
Biraz eşelesen bu "biat" halini yolu "sahibini" tanrılaştırmayı; "şirk"e kadar yolu var!
Siyasi tercihlere aidiyetlerin dahi sapkınlaşarak ifade edildiği bir toplumda "deizm"e yönelişi anlayamayan, anlamlandıramayanlar var hâlâ;
Cahiliye karanlığında kaybolmamak için direnme çabasının nesini anlamıyorlarsa!
***
Hay ağzına sağlık hocam
Prof. Dr. İlber Ortaylı'nın katıldığı panelde, "Azerbaycanlı başka, Azeri başka. Türkler arasında Azeri diye bir millet yoktur. Komünist şairler bile 'Türk kızları' diye yazar. Bunu Stalin hıyarı çıkardı..." demiş. Ne iyi etmiş. Milletleri kimliksizleştirmek üzere kurulan bu tuzağa düşenlere, ne güzel bir ders vermiş. Ağzına sağlık Hocam!
***
GÜNÜN SÖZÜ
Hiçbir şey bilmeyen bilgisizdir ama bilip de susan ahlaksızdır.
Bertolt Brecht
***
Bir fetva alabilir miyim!
Dünkü köşesinde "Bugün uluslararası ilişkilerde din farkı başat rol oynamıyor olabilir, ama rolünü ve etkisini unutmak da tehlikeli bir gaflettir" diyerek ortaya koyduğu "gavurdan dost, domuzdan post olmaz" yaklaşımıyla bir kere daha dikkatleri üzerine çekmeyi başaran çok iktidarlı hocamızdan bir ricam olacak:
Hocam,
Irak'ta Müslüman kadınlar, kutsal mabetlerinde-camilerde tecavüze uğrayıp, "bizi öldürün" diye yakarırken, tecavüzcü "gavur(!)"Amerikan askerlerinin "sağlığı"na dua eden Müslüman siyaset adamları hakkında bir fetva alabilir miyiz acaba?
***
"SAVAŞACAK ADAM BULAMAYACAKLAR"
Önce "Ergenekon ve Balyoz sapına kadar gerçekti" diyen, şimdi de "Darbeciler, Balyozcular, Ergenekoncular sırasını savdı, bu sefer FETÖ'cülere görevi devretti" sözleriyle tartışma yaratan Başbakan'a tepki gösteren okurumuz -ki kendisi de eski bir TSK mensubu- İbrahim Dumanay şöyle diyor:
" TSK'nın tepesinde Demokles'in Kılıcı'nı sallandırmaya devam edecekleri anlaşılıyor. O kadar insan meğer "beraat" etmemiş, Yıllarca acılar yaşanmamış, kazandıkları ve devam eden tazminat davaları hiç olmamış da, emirleri altına soktukları yargı kanalıyla bir lütuf ihsan eylemişler.
O insanlara, canları her istediğinde iftira atma haklarını ellerinde tutuyorlar.
TSK'yı siyasetin göbeğinde (zorla) tutmaya devam edecekler...
Ancak... Şu an TSK'da minicik bile olsa kalan "savaşma azim ve yeteneğini", "moralini" yok ederlerse, yerine "güvenlik görevlilerini" mi ikame edecekler, onu da açıklamaları lazım. Zira, ortaya atılan her "Ergenekon-Balyoz gerçekti" sözü, Subay ve Astsubayların, mevcut gelecek kaygısını artırmaktan başka bir işe yaramıyor... Böyle giderse savaşacak adam bulamayacaklar!"
***
Mevzu kadro olunca...
Vatikan'ın kadroya aldığı cinler yerine Türkiye'de hükümetin bir türlü kadroya alamadığı öğretmenleri, taşeronları filan konuşsak diyorum; nasıl olur!
Mevzu kadro olunca in-cin top oynuyor Ankara'da!