Yunanistan Göç Bakanı''nın "Türkiye göçmenleri durdurma işini daha düzgün yapsın" ifadelerine, Türkiye Sahil Güvenlik Komutanlığı mensubu Astsubay''dan flaş bir yanıt geldi. Astsubay, “Yunanistan, göçmenleri geri itmeye son vermeli" ifadelerini kullandı. Türk komutanın Yunan bakana cevabı akıllara "Kanuni Diplomasisi"ni getirdi.
Odatv''nin aktardığı habere göre, Yunanistan Sahil Güvenliği’nin göçmen botlarını iterek ve batırarak yüzlerce mültecinin ölümüne sebep olması, dünyada birçok defa gündem oldu.
Yunanistan Göç Bakanı Notis Mitaraçi, 19 Haziran’da sosyal medyadan yaptığı paylaşımda, “8 göçmen kayıp, 104 tanesini kurtardık. Türk kıyılarından Avrupa’ya gidiyorlardı. Türkiye işini daha iyi yapsın. 2016 anlaşmasına uysun” dedi.
Notis Mitaraçi’ye cevap, Sahil Güvenlik Komutanlığı mensubu Astsubay Kıdemli Üstçavuş Hasan Baş’tan geldi. Hasan Baş’ın cevabı, Sahil Güvenlik Komutanlığı resmi sosyal medya hesabından, Yunan Bakan Mitaraçi etiketlenerek yayınlandı.
Osmanlı Padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın, Avusturya Arşidükü’nün denkliğini düşürerek Osmanlı Sadrazamı ile denk kılmasını akıllara geldi. “Kanuni Diplomasisi” olarak bilinen bu diplomasinin en çok bilinen örneği ise, Kanuni Sultan Süleyman’ın, Fransız Kralı Fraçois’e yazdığı mektuptur.
İŞTE O CEVAP
"Türk Sahil Güvenlik Komutanlığında Görevli Bir Astsubayımızın, Yunanistan Bakanı Sayın Mitarachi’nin Yaptığı Açıklamaya Cevabıdır.
20.06.2022
Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı olarak biz, düzensiz göçmenleri engellemek üzere tüm geçiş güzergâhlarını sürekli olarak denetliyoruz. Özellikle, Yunan Sahil Güvenlik unsurları tarafından Türk Karasularına geri itilerek, çaresizliğe ve ölüme terk edilen düzensiz göçmenlerin hayatlarını kaybetmemesi için, denizden, karadan ve havadan 7 gün 24 saat görev yapıyoruz.
Yaşanan geri itme olaylarının neredeyse tamamında, Türk Sahil Güvenliği tarafından kurtarılan düzensiz göçmenlerin anlattıkları, Yunanistan’ın göçmenlerin hayatını hiçe sayarak onları Türk Karasularına nasıl geri ittiğini de tüm açıklığıyla defalarca dünya kamuoyunun gözleri önüne sermeye devam ediyor.
Düzensiz göçmenlerin anlattıkları, tüm dünyanın insanlık adına yeniden ve yeniden düşünmesine ve hatta insanlık adına utanmasına neden oluyor. Kadın, çocuk demeden darp edilen, kelepçelenen, değerli eşyaları alınan, botlarının motorları alınan, benzin hortumları kesilen ve hatta doğrudan elleri kelepçelenerek denize atılan çok sayıda göçmen, ölümün kıyısından Komutanlığımızın düzenlediği başarılı arama kurtarma operasyonları ile hayata döndürülüyor.
Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı, geri itme olaylarının başladığı 2020 yılından itibaren, Yunan Sahil Güvenlik unsurlarının gerçekleştirdiği 1.295 geri itme olayında 33.964 düzensiz göçmeni kurtarmıştır.
Son yıllarda, düzensiz göçmenler Yunan Sahil Güvenlik güçlerinin uyguladığı baskı politikası ve geri itme stratejisi ile karşı karşıya kalmaları nedeniyle, denizden geçiş rotalarını İtalya’ya çevirmiştir. Bu rota, halihazırda tehlikeli olan göç yolculuğunu daha da tehlikeli hale getirmektedir. Daha büyük deniz vasıtaları, kapasitelerinin çok üzerinde düzensiz göçmenlerle doldurularak büyük facialara neden olmaktadır. İtalya rotası da dahil olmak üzere bu tehlikeli yolculuklarda hayatını kaybeden her bir göçmenin sorumlusu Yunanistan’dır.
Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki düzensiz geçişlerin sürdürülebilir şekilde azaltılabilmesi amacıyla, 18 Mart 2016 tarihinde varılan mutabakatın kendisine yüklediği tüm sorumlulukları yerine getiren Ülkemizin, mücadelesine etkinlikle devam edebilmesi için, aynı mutabakatın sorumluluklarını Yunanistan tarafından da yerine getirilmesi ve düzensiz göçmenleri insan haklarına ve uluslararası hukuka aykırı olarak geri itmeye son vermesi şarttır.
Ölümlerle ve işkencelerle yapılan geri itme olaylarının son bulması, daha fazla düzensiz göçmenin hayatını kaybetmemesi ve seyirci kalınan bu zulmün bitmesi için insan haklarını hiçe sayan Avrupa Birliği ve Yunan makamlarını, uluslararası hukuka ve insan haklarına uygun davranmaya çağırıyoruz. " Hasan BAŞ Kd.Üstçavuş