Sağlık çalışanları obezitelilere karşı ön yargılı mı?

Sağlık çalışanları obezitelilere karşı ön yargılı mı?

Uzmanlar, bazı hekim ve sağlık çalışanların obeziteli kişilere karşı ayrımcı yaklaşımlarının bu kişilerin tedavi süreçlerini aksatmasına yol açtığını öne sürüyor. İşte ayrıntılar…

Prof.İlkin Esen Yıldırım, AA muhabirine, 4 Mart, "Dünya Obezite Günü" dolayısıyla obeziteli bireylere yönelik ayrımcılık ve damgalamanın yol açtığı olumsuzlukları değerlendirdi. İşte o değerlendirmeler…

Prof. Dr. Dilek Yazıcı, kimi sağlık çalışanlarının, obeziteli bireyleri rencide edebilecek ifadeler kullandığını belirterek, ''Nasıl bu hale geldin?'' veya ''Kilo ver geçer'' şeklindeki ifadelerle karşılaştığı için sağlık hizmeti almak istemediğini söyleyen obeziteli bireyler var." dedi.

Obeziteli kişilerin, tedavi aşamasında bedenlerine uygun önlük, sedye ve tıbbi görüntüleme cihazı bulamadıklarını belirten Yazıcı, "Teknik yetersizliklerin yanı sıra hekimlerin ve diğer sağlık çalışanlarının obeziteli bireylere yönelik yargılayıcı ve ön yargılı tutumları, hastaların hastaneye gitmekten geri durmaları ve tedaviyi bırakmalarına bağlı farklı komplikasyonların gelişmesine sebep olabiliyor." şeklinde konuştu.

"HEKİMLERİN NEREDEYSE YARISI OBEZİTEYE KARŞI ÖNYARGILI"

Yazıcı, TOAD''ın 2019''da obeziteli kişilerin tedavileri ve maruz kaldığı ayrımcılığa ilişkin hekimlerin farkındalıklarını tespit etmek amacıyla araştırma yaptıklarını aktararak bu kapsamda Türkiye''de çalışmakta olan 254 aile hekimiyle anket gerçekleştirdiklerini belirtti.

Anket yaptıkları hekimlerin neredeyse yarısının "kendilerinde ve meslektaşlarında obeziteye karşı ön yargı olduğunu" düşündüklerini dile getiren Yazıcı, "Hekimlerin yüzde 64''ü ise ön yargılı tutumlar nedeniyle obeziteli hastalara yeterince hizmet veremediğini düşünüyor." diye konuştu.

"OBEZİTELİ BİREYLERE YÖNELİK DAMGALAMA AİLEDE BAŞLIYOR"

İlkin Esen Yıldırım, obeziteli kişilerin, karşılaştıkları fiziksel ve duygusal sorunlarına vurgu yaparak, şunları söyledi:

"Obeziteli bireyler hipertansiyon, kalp hastalığı, diyabet gibi rahatsızlıkların yanı sıra duygusal boşluk ve dışlanmışlık gibi zorluklar da yaşıyor. Bu nedenle de özellikle obeziteli bireylerin yaşadığı damgalama ve ayrımcılığın olumsuz etkilerinin neler olduğunun doğru anlaşılması büyük bir önem taşıyor.

Aile içinde ''tombik'' ve arkadaşlar arasında ''şişko patates'' gibi sevimli olduğu düşünülen lakaplar çocukların eğitimini olumsuz etkilerken büyük travmalara da yol açabiliyor. Obeziteli bireyler en fazla kelimelerle yaralanıyor.
Onlara kırıcı ve travmatik pek çok şey söylendikten sonra ''Ben senin iyiliğin için söylüyorum.'' deniliyor. Bu öncesinde söylediğimiz şeylerin üstünü kapatmak ve bunları yumuşatmak için söylenmiş bir söz. Aslında onlar adına düşünüyoruz, onlar adına karar veriyoruz ve onların yapması gereken şeyleri söylüyoruz. Halbuki obeziteli bireyler zaten ne yapmaları gerektiğini biliyor. Onların yalnızca desteğe ihtiyacı var. Biraz daha fazla empati yaparak ve bir cümle eksik söyleyerek belki bir şeylerin değişmesine yardımcı olabiliriz."

AA

İlgili Haberler