Sağlık Bakanı Fahrettin Koca canlı yayında konuştu (29 Temmuz 2020)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca canlı yayında konuştu (29 Temmuz 2020)

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısı sonrası konuştu. Bayram namazında uyulması gerek tedbirleri açıklayan Koca, Kurban Bayramı'nda kısıtmanın gündemde olmadığını söyledi.

Kurban Bayramı öncesi toplanan Bilim Kurulu'nun ardından canlı yayında açıklamalarda bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bayramda alınması gereken önlemleri açıkladı. Bakan Koca, yaptığı açıklamada Kurban Bayramı'nda kısıtlamanın olmayacağını vurguladı.

Koca'nın açıklamaları özetle şu şekilde:

"Bayramınız şimdiden mübarek olsun. Allah nice bayramları esenlik içinde yaşamayı bizlere nasip etsin. Gelecek yılın bayramlarında tüm gönül yakınlıkları, sarılıp kucaklaşmalarla taçlansın. Ramazan bayramını gönlümüzce idrak edememiştik. 24-25-26 Mayıs günlerine denk gelen bayram salgında tedbirlerin en sıkı tutulduğu zamanda buruk geçti. Sokağa çıkma kısıtlaması akraba, arkadaş, sevdiklerimizle bir araya gelmemize mani oldu.

Ramazan Bayramı eski bayramları bize tam manasıyla özletti. 1 Haziran'dan itibaren normalleşme sürecine geçtik. Alınan tedbirlerle sonuçlar arasındaki ilişkiyi yakından tecrübe ettik. Kurban Bayramı'nı mevcut şartlarda ruhuna en uygun şekilde yaşamanın yolunu biliyoruz. Kurban Bayramı paylaşma, yardımlaşmayı esas alan bayramdır. Kurban Bayramı'nın ruhuna uygun olan bayramı sosyal dayanışma içinde geçirilmesidir. Bunun bir anlamı da hastalığa karşı dayanışma içinde olmaktır."

Kurban Bayramı'nda dikkat etmemiz gereken hususlar üç grupta toplayacağız.

1-Kurbanlık alışverişleri belediyeler tarafından belirlenen ve denetlenen yerlerde yapılmalıdır.

2- Hayvan satış alanlarında olabildiğince kısa kalınmalıdır.

3- Müşteriler ve satıcılar arasında el sıkışma yapılmamalıdır.

4- 65 yaş üstü ve kronik hastalar kurban kesim alanlarında bulunmamalıdır.

5- Kurbanlar belediyenin kesim yerlerinde kesilmelidir.

6- Kurban kesimi en az katılımla yapılmalıdır.

7- Maske, mesafe ve sosyal mesafeye dikkat edilmelidir.

Bayramın ilk günü Cuma namazına denk gelmektedir. Bayram ve Cuma namazı cemaatle kılınacaktır.

1- Abdest namazdan hemen öncesine bırakılmamalı evde alınmalıdır.

2- Bayram ve Cuma namazına herkes kendi seccadesi ile gitmelidir, secde sırasında halı veya seccadelere virüs bulaşması kolayca mümkündür.

3- Maske ve sosyal mesafe kuralı bütün bayram boyunca geçerli kritik kuraldır. Saflarda yan yana gelen iki kişi aralarında mutlaka boşluk bırakmalı, saflar sıklaştırılmamalı, seyrek tutulmalıdır.

4- Vaaz ve namaz süreleri Diyanet İşleri Başkanlığımızın belirttiği üzere kısa tutulmalıdır.

5- Namaz sonunda cemaat en arka saftan başlayarak düzenli şekilde dağılmalıdır.

6- Bayram sonu gruplaşma meydana gelmemelidir.

Bayram günleri nasıl geçirilmelidir?

1- 65 yaş üstü büyüklerimiz, kronik hastalığı olanlar lütfen bayram namazına gitmesin.

2- Mezar ziyaretleri arefe ve bayram sonrasında ertelenmelidir.

3- Makbul olan ziyaret yüzyüze değildir, mümkün olduğu kadar bayramlaşmalar telefonla yapılmalıdır.

Yüzyüze gerçekleşecekse ziyaret süresi kısa tutulmalıdır.

4- Kurban yemekleri verilmemelidir.

5- Yoksullara et dağıtılacaksa çok dikkatli olunmalıdır.

6- Bayram günlerinde biraraya gelmek zaruri ise açık ortamlar tercih edilmelidir.

7- Eve ziyaretçi alınmışsa ev havalandırılmalıdır.

8- Bayram boyunca hasta ziyaretinden uzak durulmalıdır.

9- El öpmeyi, el öptürmeyi, tokalaşmayı, sarılıp öpüşmeyi gelecek bayramlara erteleyeceğiz. Bu kuralı terk edersek karşılaştığımız sonuçlar tahmin edilebilir.

Bu Kurban Bayramı hep birlikte vereceğimiz sınavdır. El öpmediğimiz, birbirimize sarılmadığımız ikinci bayram olacaktır. El, öpme, kucaklaşma, el sıkışma geleneğimizi gelecek bayramlara erteleyelim.

Baştan itibaren yapılan değerlendirmelerde Kurban Bayramı'na yönelik kısıtlama gündeme getirilmemiştir. Kısıtla geçirdiğimiz Ramazan Bayramı konsunda bilgi vermek isterim. 10 gün sonraki sonuç günlük vaka sayılarında yüzde 15 azalma olmuştur. Aynı tarihlerde entübasyona giren günlük hasta sayısında yüzde 21, yoğun bakımda yüzde 19, hastaneye yatırılan hasta sayısında yüzde 8 düşüş gerçekleşmişti, vefatlar azalma göstermişti.

Bunlar kısıtlarla birlikte gönüllü katılıma dayalı sonuçlardı. Şimdi maske mecburiyeti olmakla birlikte sonuç veren kısıtları koyacak olan sizlersiniz. Kurban Bayramı'nda işi öyle ciddiye alalım ki, bayram sonrasında gözümüz vaka tablosunda olmasın.

Yakın günlerdeki tecrübeden şunu öğrenmiş bulunuyoruz, gerilersek toparlaması büyük çaba, dikkat istiyor. 11 Haziran'da olduğu gibi 14 Temmuz'da binin altına çekmemiz 33 günü almıştır. Size tedbirlerde ciddiyet ile ihmalin örneğini verdim. İşin kolay ve çok zor tarafını birlikte görmenizdir. Tedbirlere uymak, tedbirleri terk etmenin sonuçlarından çok daha kolaydır.

Ülkemizin herhangi bir şehrinde tehdit edici düzeydeki vaka artışı, okulunu özleyen çocuğumuz için endişe kaynağıdır. DSÖ'nün uyardığı yönde Eylül'de ikinci dalga başlangıcı ise ekonomiler açısından büyük risktir. Yatan hasta sayımızın artması arzu edilmeyen sonuçtur. İlk günlerde belirttiğim gibi salgınla mücadele bütün insanların katılımı ile gerçekleşecektir. Halkımmız tedbirlere uyarak ekonomiden üretime, hizmet sektörüne tüm alanlarda katkıda bulunduğunu yakınen idrak ediyorum.

Salgınla mücadelede daha istekli, daha kararlı olmalıyız. Mücadele bir süredir, bölgelere göre değişen tedbirlerle yürütülüyor. Şehirler bazında gerekli kararları alan valilerimizin başkanlık ettiği il hıfzısıhha kurullarıdır. Bu kurullar gelişmelere göre radikal önlemler alma yetkisine sahiptir.

Doğu, Güneydoğu, İç Anadolu'da bazı illerimizde bu kararlardan önemli sonuçlar elde ettik. Bu önlemleri denetleme yetkisine sahip İçişleri'ne teşekkür ediyorum. Son günlerde ilginç görünümle birkaç konu var. Test kitlerimizin doğru sonuç verme oranının yüzde 40 olduğu öne sürülüyor. Test kitlerimizin doğru sonuç vcerme oranı yüzde 90'ın üstündedir.

Bir Amerikan ilaç şirketinin ürettiği ilacın daha yaygın kullanılması amacıyla rüşvetten söz ediliyor. Bu iddia ve ithamla ilgili Bakanlığımız tarafından soruşturuluyor.

Bakanlığımızda bazı görev değişimlerinin özel bir anlamı yoktur, rutin işleyiştir.

SORU VE CEVAPLAR

Dünyada ikinci dalga beklentisinin olduğunu hepimiz görüyoruz. Hem koronayla karıştırılması hem de üstüste gelmesiyle farklı daha etkili ve de yoğun bakım hastane yükü ve vefat edenlerin oranlarının artışıyla sonuçlanabilecek dünyanın beklenti içinde olduğunu, dünyada bazı ülkelerin vaka sayıların daha da arttığını görüyoruz.

Dünyanın beklediği dalgayla birlikte gerçekleşebilecek durumun bizim şu döneme daha iyi bir geçiş yapmamız gerekiyor. Bugünleri bizim çok iyi değerlendirmemiz, olabildiğince bu salgını, yayılımı önleme çalışması içinde olmamız. Her zaman söylediğimiz hayatın devam ettiğini, bu hayatın artık kontrollü sosyal hayat adını verdiğimiz, sadece maske, mesafe, el temizliğiyle orantılı kuralları olan ve sonuç alabileceğimiz tedbirden bahsediyoruz.

Bütün vatandaşlarımızdan isteğimiz bu dönemin bittiğine inanmayalım. Halen devam ettiğini düşünelim, her geçen gün, her gün açıklanan rakamlarda görüyorsunuz, yoğun bakıma giren, ağır hastaların her geçen gün arttığını görüyoruz. Her ne kadar vefat sayımız düşüyorsa tedavinin etkinliği, sağlık altyapımızın güçlü olmasıyla dünyaya göre düştüğünü biliyoruz. Ama yoğun bakıma giren hastalarımızda da artışı görüyoruz.

Riskin geçmediğini, kuralların mutlak uyulması gerektiğini söylemek istiyoruz. Kurban bu anlamda son derece önemli. Önümüzdeki günler Ramazan'da olduğu gibi gönüllü tedbirlerin devreye girdiği bir bayram olmasını diliyoruz. Şu dönemde hazırlıklarımızı ikinci bir dalga içinde olduğumuzu söyleyemeyiz ama birinci dalganın etkisinin halen devam ettiğini bazı illerimizde İstanbul, İzmir gibi pikini tamamladığını ama bazı illerimizde yeni başladığını giderek arttığını görüyoruz. O illerimizde valililerimiz başkanlığında olan kurullarımız gerekli radikal önlemi alma konusunda yetkilidir.

Sayın İçişleri Bakanımızla dün uzun bir görüşme yaptık. Bugüne kadar alınan tedbirler ve sonuçları. Bundan sonra önümüzde önemli bir bayramın olduğu ve bayram sebebiyle alınabilecek tedbirlerin neler olabileceğini müzakere ettik. Bu anlamda özellikle demin bahsettiğim şekliyle valilerimiz başkanlığında olan il hıfzısıhha kurullarının yer yer bölgesel farklılıkların olduğu, bazı illerimizde artışların olduğu, dolayısıyla bölgesel alınabilecek tedbirlerin farklılık göstereceğini o nedenle kurullarımızın radikal bir takım tedbirleri alma noktasında görüşmelerimiz oldu.

Alınması gereken tedbirlerle ilgili İçişleri Bakanlığımızın bugün veya yarın duyuruları yapılmış olacak. Emniyet tedbirleri bayram için neler olduğu konusunda detaylı görüşmelerimiz oldu.

Alınması gereken tedbirlerle ilgili İçişleri Bakanlığımızın bugün veya yarın duyuruları yapılmış olacak. Emniyet tedbirleri bayram için neler olduğu konusunda detaylı görüşmelerimiz oldu.

Okulların açılmasıyla ilgili geçen toplantıda ifade etmiştim, açılma takvimini Milli Eğitim Bakanımız 31 Ağustos olarak açıkladılar. Bu takvimde eğitim başlamış olacak. Ama bu eğitim uzaktan, hibrit veya karma eğitim tarzında mı olacağı bu konuyla ilgili Milli Eğitim Bakanlığı ile birlikte Bilim Kurulumuzun yetkili arkadaşları çalışıyorlar.

İller bazında salgınla ilgili farklılık sözkonusu ise o illere özel farklı yaklaşımlar da devreye girebilir. Burada önemli olan eğitimin 31 Ağustos'ta başlayacak olması. Ama bu eğitimin uzaktan, bölgesel olarak farklı şekilde mi bunu da önümüzdeki bir iki hafta içerisinde açıklaması daha net yapılmış olur.

Alınabilecek tedbirler de netleştiriliyor. Bir sınıfta bir öğrencinin pozitif olduğunu düşünün. Pozitif olan vaka tespitinde o okulda ne gibi tedbir alınmalı. Temas ettiği çocuklarla ilgili neler yapılmalı? Karantina veya izolasyon kimlere uygulanmalı? Kimlere test yapılmalı? Önceden ateş dahil olmak üzere birtakım tedbirler alınmalı mı, hangi safhada alınmalı, bunlar da detaylandırılıyor, bilgilendirme yapılmış olacak.

Herkesin beklentisi olan aşı konusu önemli. Zannediyorum önümüzdeki 4-5-6 ay, Ocak-Şubat-Mart gibi yılın ilk çeyreğinde aşının geliştirilmesi mümkün olabilir gibi görünüyor. İngiltere, Amerika, Çin'de çalışmalar hızla ilerliyor. 1-2 ay sonra olacak beklentisi içinde olmamalıyız.

Önümüzdeki 4-6 ay içinde bir gelişme olabilir. Ülkemizde 6 çalışma devam ediyor. Daha klinik, insan çalışmaları safhasına gelinmedi, o da Eylül ve Ekim ayında üniversitelerimizde, merkezlerimizde olmuş olacak. Çin ve Rusya ile aşıyla ilgili irtibat halindeyiz. Yakınen takip ediyoruz.

TANI KİTİ İTHALİYLE İLGİLİ İDDİALARA YANIT

Şu dönemde bildiğiniz gibi PCR kiti baştan ithal ediliyordu. Biz de başta Çin'den ithal ettiğimiz kit oldu. O dönemde fiyatı 8.75 Dolar'dı. 500 bine yakın kit alındı. Devamında erken dönemde biz yerli kitimizi ürettik. Bu üretilen yerli kit ile birlikte toplam 4,5-5 milyona yakın test yapılmış oldu. En son yapılan ihalede de DMO tarafından uygunluğu verilerle 12 tane ilave yerli kitler olmuş oldu. Bu ürünlerin ihaleye girmesi şeklinde yapılan düzenlemeyle 6 firma katıldı. Bu 6 firmanın katılımıyla oluşan fiyat 9,8 Lira oldu.

Dünyada 8.75 Dolar'dan aşağıya görmediğimiz 1.4 Dolara kadar düşen kit oldu. Sağlık Bakanlığı olarak altını çiziyorum, ilk günden itibaren yurt dışından aldığımız Çin'den aldığımız kit dışında 9,8 lira üzerinde hiçbir kit alınmamıştır. Kim altında veriyor ise bunu da bakanlık almaya hazır, bu kadar net söylüyorum. Küresel firmaların Türkiye uzantıları üzerinden neler yapılmak istendiğini çok iyi biliyorum. Kit piyasasının arkasında dev ama cüce yapıların ve vatandaşların olduğunu da biliyorum.

83 milyon emin olsun, burada bulunduğumuz müddetçe vatandaşımızın lehinde her türlü tedbiri alma noktasında gayret içinde olacağımızdan emin olun. Ben yer yer bu küresel firmaların uzantılarıyla birlikte siyasetçilerimizin de bilerek ya da bilmeyerek alet olduklarını görüyorum. Umarım bilmiyorlardır, bundan sonra bilmiş olurlar. Burada bakanlık olarak 9.8 TL'nin üzerinde herhangi bir yerli kit olmamıştır. Çin'den alınan 8.75 Dolar'ın dışında.