DHA''nın haberine göre; Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Güleda Engin, "Akciğerlerde tespit edildiğini görmek, mikroplastiği soluyoruz demek" diye konuştu.
Dünyada trafik ve plastik tüketimine engel olunamadığını belirten Prof. Dr. Güleda Engin, "Plastik kullanımı 1950''den itibaren çok ciddi bir rakama ulaştı. O tarihte 2 milyon ton iken, şimdi 400 milyon tona yaklaştı. Aynı şekilde araç lastiklerinin kullanımı da artıyor. Mesela 2019 yılında 19 milyon ton araç lastiği üretilmiş. Bu veriler de bize bunların yaygın olarak kullanıldığını, hayatımızın içinde olduğunu gösteriyor. 5 milimetrenin altındaki plastik parçacıklarını mikroplastik olarak adlandırıyoruz. Yol ile lastik arasında oluşan temastan dolayı, sürtünmeye bağlı olarak bazı lastik parçaları doğal ortama yayılıyor. Bunlar çeşitli faktörlere bağlı olarak, özellikle yağmur ve kar suyu, rüzgar gibi taşınım faktörleriyle de alıcı ortamlara taşınıyor. Bunlardan bir tanesi de su tabii ki. Nihai alıcı ortam olan su. Ama bir kısmının havaya karıştığı da modelleme sonuçlarıyla belirlenmiş durumda" diye konuştu.
"RADİKAL ÇÖZÜMLER YOK"
Mikroplastiğe, deniz canlılarının tüketmesiyle de maruz kalındığını belirten Engin "Mikroplastiğin anne karnındaki plasenta ve akciğerlerde tespit edildiğine ilişkin basına yansıyan haberler var. Akciğerlerde tespit edildiğini görmek, mikroplastiği soluyoruz demek. Avrupa''da yapılan bir çalışmada, karasal kaynaklı mikroplastik kirliliğinin büyük oranda kara taşımacılığından kaynaklandığı söyleniyor. Dolayısıyla özellikle yollara yakın kesimlerde soluduğumuz havalarda mikro plastik kirliliğine maruz kalıyoruz. Sürücülerin sürüş özelliğini değiştirmesi lazım. Hızlı ve sert kullanmayı kesinlikle bırakmamız gerekiyor. Uzun süreli frene basmamalıyız. Büyük tonajlı araçların ağırlıklarını azaltması gerekiyor. Hatta büyük tonajlı araçlar için daha düşük hız limitleri kullanırsa, kısmen önüne geçebiliriz. Bunlar dışında çok radikal çözümler yok maalesef" dedi.