Bunların dışında birkaç gün önce safra kesesi taşlarının pankreas kanseri açısından bir belirteç olduğuna yönelik bir çalışmanın San Diego’ da ki Digestive Disease Week toplantısında sunulduğunu bildiren Prof. Dr. Uğur Coşkun, Doktor Marianna Papageorge ve arkadaşları tarafından sunulan çalışmada pankreas kanseri tanısı konulan hastalarda tanıdan önceki bir yıl içerisinde safra taşı öyküsü, kanseri olmayanlara göre 6 kat daha fazla olarak bulunduğunu bilgisini verdi. Coşkun, araştırma hakkında şu bilgileri verdi:
“2008 ile 2015 yılları arasındaki 18 bin 700 pankreas kanserli hastanın verileri incelendiğini ve kanser tanısı olmayan bireyler ile karşılaştırılmış. Pankreas kanseri tanısı olanlarda kanser tanısından önceki 1 yıl içinde safra taşı yüzdesi yüzde 4,7 ve safra kesesi ameliyat oranı yüzde 1,6 olarak bulunmuş. Bu oranlar kanser tanısı olmayan kişilerde safra taşı öyküsü bakımından yüzde 0,8 ve safra kesesi ameliyatı açısından sadece yüzde 0, 3.”
Pankreas kanseri maalesef hala en agressif ve ölümcül kanserlerden birisi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Uğur Coşkun, birçok kanser türünde akıllı ilaçlar ve immunoterapi kullanılmasına rağmen bu tedavilerin pankreas kanserinde etkinliği henüz göstermediğini belirterek, “Ancak çok erken evrede teşhis edilen hastalarda tam iyileşme şansı bulunmakta. Bu çalışmanın sonuçlarına bakarak safra kesesi taşlarının pankreas kanserine yol açtığını söyleyemeyiz. Fakat gerek safra taşı olanlarda gerekse bu nedenle ameliyat olmuş olan bireylerde pankreas kanseri gelişme riski daha fazla olarak gözüküyor. Bu ilişkinin hangi mekanizma ile olduğunun ortaya çıkarılması pankreas kanserinin erken teşhisi açısından çok faydalı olabilir. Bu gruptaki bireyler erken tanı yönünde takip programlarına alınabilir. Fakat bunun rutine girebilmesi için bu ilişkinin sebebinin net bir şekilde ortaya konulması gerekiyor” dedi.