Suriye'de Lazkiye ve çevresinde yaşayan Alevi toplumunu çatışmalarla hedef alındığı öne sürüldü.
Çatışmalar üçüncü gününe girerken insan hakları örgütleri, yaşanan çatışmalarda ölü sayısının 200 aştığını iddia etti.
Suriye hükümeti, çatışmalar sebebiyle Lazkiye ve Tartus'ta 12 saatlik bir sokağa çıkma yasağı ilan etti.
Konuyla ilgili eski İçişleri Bakanı Saaddeti Tantan ve ABB Başkanı Mansur Yavaş'tan açıklama geldi.
Tantan, şunları belirtti:
"KUVAYİ MİLLİYE İLE BİRLİKTE HAREKET EDEN..."
"Suriye’de yaşanan gelişmeler ülkemizi yakından ilgilendirmektedir. Lazkiye ve çevresinde bulunan Türkmenlerin güvenliği, huzur ve refahı temin edilmelidir. I. Dünya Savaşı’nda İngilizlerin ve sonrasında Fransızların yaptığı gibi şimdi de Siyonistler Nusayrileri kullanmak istemektedir. Nusayrilerle; Sünni Arap ve Türkmenleri birbiriyle çatıştırmak üzerine kurulan emperyal oyunu ancak Türkiye bozabilir. Suriye’de etnik ve mezhepsel çatışmalara son verilerek tüm grupların birlikte kalkınacağı bir düzen oluşturulmalıdır. Şam yönetimi devlet olma gerekliliğini sağlayarak Nusayrilere hassasiyetle yaklaşmalı, Nusayriler de tıpkı Kuvayi Milliye ile birlikte hareket eden Nusayri Şeyh Salih Ali’nin izinden giderek emperyalist oyuna karşı durmalıdır. Aksi takdirde bölgede birbiriyle kardeş, akraba olanlar emperyalizmin tuzağına düşerek birbirini kıracak, kazanan emperyalizm olacaktır. Türkiye bu oyunu bozmalıdır ve bozacaktır. Bu yurt bizim sahip çıkacağız!"
Suriye yine çatışmaların içinde kaldı! İki kentte sokağa çıkma yasağı
Mansur Yavaş ise paylaşımında şunları kaydetti:
"ACİLEN HAREKETE GEÇİLMELİDİR"
"Suriye’nin Lazkiye kentinde giderek artan çatışmalar ve sivillere yönelik saldırılar büyük bir endişe kaynağıdır. Bölgedeki sivillerin, özellikle de azınlık topluluklarının hedef alınmasını kabul etmiyor; uluslararası toplumu bu insanlık krizine kayıtsız kalmamaya çağırıyoruz. Lazkiye’de bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Sivil kayıpların önlenmesi ve Lazkiye halkının kendi topraklarında güven içinde yaşayabilmesi için acilen harekete geçilmelidir. Türkiye, yaşanan bu trajedinin derinleşmesini önlemek adına daha etkin bir diplomasi yürütmeli, uluslararası toplumla iş birliği içinde hareket ederek çatışmaların durdurulması için çaba göstermelidir. Suriye’den Türkiye’ye yönelik yeni bir sığınmacı dalgasına neden olabilecek gelişmelerin önüne geçmek için bölgede istikrar sağlanmalıdır. Yıllardır Suriye savaşının en ağır ekonomik ve insani yükünü taşıyan ülkelerden biri olarak, bu krizi yalnızca izlemekle yetinemeyiz. Suriye’de tüm halklarla dayanışma içinde olduğumuzu göstermeli, sivillerin korunmasını sağlayacak somut ve sonuç alıcı adımlar atılmasına öncülük etmeliyiz. Türkiye, bölgedeki insani krizin büyümesini engellemek için uluslararası toplumla birlikte hareket ederek, Lazkiye halkının can ve mal güvenliğinin sağlanması adına süratle girişimlerde bulunmalıdır. Suriye’de yaşanan bu trajedinin daha büyük bir felakete dönüşmesini engellemek hepimizin sorumluluğudur."
