Yani bir dönemde nefret ettiğiniz kişiye daha sonraki bölümlerde acıma, hatta sevgiyle yaklaşabilirsiniz. Ya da tam tersi, başlarda sevdiğiniz bir karakter, giderek nefretinizi kazanır. “Muhteşem Yüzyıl”da, Kanuni’nin iki kadını Hürrem ve Mahidevran’ın televizyon izleyicisi nezdindeki durumu tam da budur. Başlarda, Hanedan’a başkaldırısı ve tırnaklarıyla kazıyarak iktidara ortak olmasıyla sempati duyduğumuz Hürrem, artık Şehzade Mustafa’nın öldürülüşüne vesile olan hırsıyla nefretin doruğuna ulaşmış durumdadır. Bu olayla Mahidevran da, artık evladını yitirmiş bir mazlumdur ve Hürrem’e yaptıkları çoktan unutulmuştur. Peki, Osmanlı bu mudur?