Bünyamin ÖZTÜRK / ANKARA
Anayasa'nın 138'inci maddesinin gayet açık olduğunu hatırlatan Kanadoğlu, ancak son dönemde ortaya çıkan belgelerin yargı bağımsızlığına gölge düşürdüğünü belirtti.
Toplumda genel algının yargının siyasallaştığı yönünde olduğunu vurgulayan Kanadoğlu şunları söyledi:
"Anayasa'da yargı bağımsızlığı ile ilgili husus gayet açık ve net belirtilmiştir. Yargıya talimat, tavsiye ve telkin kesinlikle olamaz. Belirli bir konuda 'şöyle hareket et, bunun da sonucunu bana bildir' yazılarının, yargıya talimat dışında başka bir adlandırması olamaz. Belgeyi gönderen iktidar cephesi suç duyurusunda bulunduklarını ifade ediyorlar ama suç duyurusu bu şekilde yapılmaz. Yargı üzerinde böyle bir dil kullanılması doğru değil."
Yargı camiası içinde Hakim ve Savcıların bir bütün olduğunu kaydeden Kanadoğlu, "Savcı yürütmeden aldığı talimatla hareket ediyorsa, bu, yargının bütünlüğüne yapılmış saldırı olarak ortaya çıkar" dedi.
Yargı üzerinde yaşanan tartışmaların ve savcılıklara gönderilen belgelerin Türk yargı sisteminin ne hale geldiğinin bir örneği olduğunu dile getiren Kanadoğlu şöyle devam etti:
"Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun (HSK) 14 bin hakim ve savcı üzerinde tasarrufu ortada. İktidarın hoşuna gitmeyen bir karar veren savcı veya hakim başka bir yere tayin ediliyorsa orada bağımsız yargıdan bahsetmek mümkün değil. Adaletin olmadığı yerde devlet çöker. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bütün kurumları ile ayakta kalabilmesi için yargısının güvenilir, inanılır ve adil karar veriyor olması gerekir."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başlattığı Adalet Yürüyüşüne de değinen Kanadoğlu, iktidar kanadının yönelttiği eleştirilerin yersiz olduğunu söyledi.
