Hipertansiyon vakalarının %95’inin nedeni yoktur, ancak hastaların %5’inde bir hastalığa bağlı sebep bulunabilmektedir. Ancak iyi haber şu ki, hipertansiyon yönetilebilir bir durumdur ve doğru yönetildiğinde kaliteli ve sağlıklı yaşam sağlar.
Yüksek tansiyon şikayetiyle polikliniğe başvuran bir hastada mutlaka EKG dediğimiz kalp şeridi çekilerek hastanın hikayesi dinlenir ve muayenesi yapılır. Daha sonra hastanın şikâyet ve bulgularına göre kan tahlili görülmesi hem tanı hem de tedavi için faydalı bilgiler verir. Hipertansiyonu olan hastalarda EKG ile sıklıkla karıştırılan bir tetkik olan ekokardiyografi aslında kalbin ultrasonudur.
Kalp fonksiyonlarında bozulma olup olmadığının incelenmesi, kalpte büyüme veya kalınlaşma araştırılması, kapaklarda veya aort damarında hipertansiyona bağlı bozulmalar gelişip gelişmediğine bakılması mutlaka gereklidir. Seçili hastalarda efor testi yapılarak kalp damarlarının değerlendirilmesi ve efora tansiyon yanıtının, efor esnasında gelişen ritim bozukluklarının incelenmesiyle ilgili faydalı bilgiler verir.
Ayrıca hastalara yapabilecekleri egzersiz önerileriyle ilgili de önemli bilgiler sağlar.
Şu unutulmamalıdır ki efor testi bir tarama testidir, tanı testi değildir. Yani gizli kalp hastalığı olan her hastayı tespit edemeyebiliriz. Yüksek riskli gördüğümüz hastalarda kalp damarlarına yönelik daha detaylı bilgiler veren sanal anjiyo tetkikleri yapabiliyoruz.
SABAHLARI TANSİYONUNUZ YÜKSEKSE BUNA DİKKAT
Sabahları tansiyonunun yüksek olduğundan şikayet eden hastaların neredeyse hepsinde uyku apnesi problemi bulunmaktadır. Bunların dışında her hastada olmamak üzere yine seçili hastalarda karın ultrasonu, idrar tahlilleri, kanda özel tahliller ve MR incelemeleri de gerekebilir. Yüksek tansiyonu olan bazı hastalarda 1 haftalık evde tansiyon takipleri önerilebildiği gibi, 24 saatlik tansiyon holterler günümüzde altın standart değerlendirme yöntemidir. Örneğin gündüz tansiyon değerleri normal olan bir hastada geceleri uykuda solunumu duruyorsa, yani uyku apnesi varsa, gece tansiyon değerlerindeki anormal yüksekliklerden uyku apnesi tanısına gidilebilir.
Hipertansiyonu olan bir bireyin hayatında en öncelikli dikkat etmesi gereken temel kurallar; şişmansanız zayıflayın ve tuz tüketimini azaltın! Şişmanların %70''inde hipertansiyon görülür. Çünkü kilo alımıyla vücutta stres hormonları devreye girer, insülin direnci oluşur, ayrıca vücutta sıvı tutulumu artar. Her 5 kiloluk artışla sistolik kan basıncı 4-5 mmhg artış gösterir. Tam tersine kilo vermek de bu miktarlarda kan basıncı düşüşüne sebep olup. Hastalara sadece ilaç vermek hipertansiyonu tedavi etmez. Hastanın sağlıklı beslenmesi, egzersiz uygulaması ve zayıflaması da etkili bir tedavidir.
NEDENİ AŞIRI TUZ MU?
Türkiye ''de tuz tüketimi günde ortalama 15-16 gramdır. Hipertansiyon güncel tedavisinde önerilen ise günde 5-6 gramdır. Yani Türkiye''de önerilenden 3 kat fazla miktarda tuz tüketimi yapılıyor. Günlük 5-6 gram tuz ise silme çay kaşığına denk gelmektedir. Bu tuz miktarı tüm yiyeceklerden aldığımız toplam miktar olmalıdır.
Yemeklere fazladan tuz atmamalı, tuzsuz ekmek tercih etmeli ve konserve, turşu ve hazır gıdalardan uzak durulmalıdır. Hipertansiyonu olan hastalara bu tip beslenme düzeni ilk başta zor gelebilir ancak zamanla yeme alışkanlıkları düzeltilebilir. Bu konuda hastaların uyumlu ve istekli olmaları önemlidir.
NELER YEMELİSİNİZ?
Taze sebze-meyve tüketmeli Tuzsuz ekmek tercih etmeli Kuru meyve, sakatat, turşu ve konserve besinlerde tuz oranı yüksektir, dikkat! Bu nedenle taze sebze-meyve tercih etmeli Sarımsak kullanmak olumlu etkilere sahiptir Hazır besinlerden (fast-food) uzak durmalıdı.r Yüksek kafeinli içecekler (sert kahve, enerji içecekleri, fazla yeşil çay ve siyah çay tüketimi) tansiyonu yükseltebilir…