Sabahları dinlenmemiş uyanmak, gün boyu yorgunluk ve konsantrasyon eksikliği birçok kişinin ortak şikayetiyle dikkat çekti. Ancak bu belirtiler, ciddi bir sağlık sorunu olan uyku apnesinin habercisi olabilir. Uyku apnesi, uyku sırasında solunumun tekrarlayan duraklamalara uğraması olarak tanımlanıyor ve tedavi edilmediğinde kalp hastalığı, inme ve diyabet riskini artırdı.
Harvard Tıp Fakültesi’nden uyku uzmanı Dr. Susan Redline ve Almanya’daki Charite Üniversitesi’nden Dr. Thomas Penzel gibi önde gelen uzmanlar, uyku apnesinin erken teşhis ve tedavisiyle yaşam kalitesinin dramatik şekilde iyileşebileceğini vurguladı.
İşte uyku apnesi hakkında bilmeniz gerekenler ve bilimsel olarak desteklenen gerçekler...
UYKU APNESİ NEDİR VE NEDEN CİDDİYE ALINMALI?
Uyku apnesi, uyku sırasında üst solunum yollarının tıkanması (obstrüktif uyku apnesi) veya beyindeki solunum kontrol merkezinin düzgün çalışmaması (santral uyku apnesi) nedeniyle ortaya çıktı.
Sleep Medicine Reviews’de yayımlanan bir çalışma, obstrüktif uyku apnesinin (OSA) dünya genelinde yetişkinlerin yüzde 9-38’ini etkilediğini ve erkeklerde daha sık görüldüğünü gösterdi.
Dr. Susan Redline, “Uyku apnesi, sadece horlama veya yorgunlukla sınırlı bir sorun değil. Tedavi edilmediğinde hipertansiyon, kalp krizi ve inme riskini yüzde 30 artırıyor” dedi. Ayrıca, uyku apnesinin diyabet, obezite ve depresyonla bağlantılı olduğu biliniyor.
SABAH YORGUNLUĞU: UYKU APNESİNİN BAŞLICA BELİRTİSİ
Sabahları dinlenmemiş hissetmek, uyku apnesinin en yaygın belirtilerinden biri.
Journal of Clinical Sleep Medicine’de yayımlanan bir araştırma, uyku apnesi hastalarının yüzde 80’inin sabah yorgunluğu ve gün içinde uyuklama şikayetiyle doktora başvurduğunu ortaya koydu.
Dr. Thomas Penzel, “Uyku apnesi, gece boyunca derin uyku evrelerine ulaşmayı engeller. Bu, kişinin dinlenememesine ve kronik yorgunluğa yol açar” dedi. Diğer belirtiler arasında şunlar yer aldı:
Şiddetli horlama ve uyku sırasında nefes durması (tanık tarafından fark edilir).
Gece terlemesi ve sık idrara çıkma.
Gün içinde konsantrasyon güçlüğü ve sinirlilik.
Uyku apnesinin erken teşhisi, ciddi komplikasyonları önlemede kritik. The Lancet Respiratory Medicine’de yayımlanan bir çalışma, uyku apnesi tedavisinin kardiyovasküler olay riskini yüzde 20-25 azalttığını gösterdi.
RİSK FAKTÖRLERİ VE KİMLER TEHLİKEDE?
Uyku apnesi her yaşta görülebilse de, bazı faktörler riski artırdı:
Obezite: Fazla kilo, üst solunum yollarında yağ birikimini artırarak tıkanıklığa neden oluyor.
Anatomik faktörler: Geniş bademcikler, küçük çene yapısı veya burun tıkanıklığı.
Yaş ve cinsiyet: 40 yaş üzeri erkeklerde risk daha yüksek, ancak menopoz sonrası kadınlarda da artıyor.
Alkol ve sigara kullanımı: Bunlar, solunum yollarını gevşeterek apneyi tetikliyor.
Cleveland Clinic’ten Dr. Nancy Foldvary-Schaefer, “Obezite, uyku apnesinin en büyük risk faktörü. Kilo vermek, semptomları yüzde 50’ye kadar azaltabilir” dedi. Ayrıca, aile öyküsünde uyku apnesi olan bireylerin daha dikkatli olması önerildi.
TEDAVİ YÖNTEMLERİ: KİŞİSELLEŞTİRİLMİŞ YAKLAŞIMLAR
Uyku apnesi tedavisi, hastalığın şiddetine ve bireysel faktörlere göre planlandı. Chest Journal’da yayımlanan bir çalışma, CPAP cihazlarının uyku apnesi hastalarında yaşam kalitesini yüzde 60 iyileştirdiğini gösterdi.
Tedavi seçenekleri şunları içeriyor:
CPAP cihazı: Gece boyunca solunum yollarını açık tutmak için hava basıncı sağlar.
Yaşam tarzı değişiklikleri: Kilo verme, alkol ve sigarayı bırakma, yan pozisyonda uyuma.
Cerrahi müdahaleler: Burun, boğaz veya çene anomalilerini düzeltmek için nadiren uygulanır.
Ağız içi cihazlar: Hafif apne vakalarında, alt çeneyi öne çeken apareyler kullanılabilir.
UZMANLARDAN ÖNERİLER: UYKUNUZU GERİ KAZANIN
Uzmanlar, uyku apnesi şüphesi olan bireylerin vakit kaybetmeden bir uyku kliniğine başvurmasını önerdi.
Dr. Redline, “Horlama veya sabah yorgunluğu gibi belirtileri ciddiye alın. Uyku apnesi, tedaviyle kontrol altına alınabilir bir durum” dedi.
PRATİK ÖNERİLER ARASINDA ŞUNLAR YER ALIYOR:
Günde 7-8 saat uyumaya özen gösterin ve düzenli bir uyku rutini oluşturun.
Kilo vermek için dengeli bir diyet ve egzersiz programı uygulayın.
Alkol ve sakinleştirici ilaçları akşam saatlerinde kullanmaktan kaçının.