Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gazete Duvar''dan Nergis Demirkaya''ya konuştu. Karamollaoğlu, 2018 seçimlerinde içinde yer aldıkları Millet İttifakı için yeni bir süreç işletilmesi gerektiğine dikkat çekti ve aday için, “Kazanmasında tereddüt olmayacak birine ihtiyaç var” değerlendirmesinde bulundu.
“HER BABAYİĞİT YAPAMAZ”
"CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun da adaylığı konuşuluyor, anketlerde ismi soruluyor. Ancak Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili Alevi olması dolayısıyla soru işaretleri dile getiriliyor, kazanamayacağı ifade ediliyor. Sizce bu Türkiye’de bir sorun mu?" sorusuna Karamollaoğlu, yanıtı şöyle oldu:
"Bu her zaman Türkiye’de gündeme geldi. Bu konu önemsiz diyemeyiz. Ama bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu’nun sergilediği performans her babayiğidin sergileyebileceği bir performans değil. Bunu baştan söylemek lazım. Özellikle de son ifadesi, çok önemli…"
“KILIÇDAROĞLU, ''ESKİ CHP DEĞİLİZ'' DİYOR”
Karamollaoğlu "Son ifadesi çok önemli" diyerek, Kılıçdaroğlu''nun ''muhafazakar dünyayla helalleşme'' sözlerini işaret etti. Karamollaoğlu, CHP liderinin bahse konu açıklamalarını ''devrim mahiyetinde sözler'' olarak niteledi.
Saadet Partisi lideri "Bunu Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı''nın ifade etmesi, devrim mahiyetinde bir düşünce. Sayın Kılıçdaroğlu’nun bugüne kadar sergilediği performansta benim söylemlerime ihtiyacı yok, herkes biliyor ve görüyor. Kendisi de çok açık ve net bir şekilde, ''Biz eski CHP değiliz'' diyor."
KILIÇDAROĞLU NE DEMİŞTİ?
Kılıçdaroğlu, katıldığı bir TV programında dindar kesimle ilişkilerinin daha iyi olduğunu söylemişti. "Bizim muhafazakâr dünyayla helalleşmemiz lazım, eksiğimiz var, oturup konuşmadık, derdinizi dinlemedik, Ankara''da oturduk durduk" diyen Kılıçdaroğlu, şöyle ifadeler kullanmıştı:
Şimdi bu yıkılıyor ama karşılıklı güven de oluşmaya başladı. Ama belli bir zaman dilimine ihtiyaç var. Sosyal kimlikler üzerinden siyaset yapma politikası izledik. Muhafazakâr söylemini muhafazakârlara haksızlık olarak görüyorum. En muhafazakar parti bizdik çünkü değişime direniyorduk. Dindar kesimle ilişkilerimiz daha iyi zaten dindar kesim de ülkenin gidişatından rahatsız. Onlar da değişim istiyor. Bütün mesele karşılıklı güveni oluşturmak."