Carlos Fuentes ünlü Meksikalı yazar. Geçen yıl öldü Fuentes. Meksika’yı ve Meksikalıyı yazsa da sanırsınız ki Türkiye’yi anlatıyor “Kartal Koltuğu” adlı kitabında..
Kitap, 2002’de yazılsa da 2022’yi anlatıyor. Burada Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 2023 vizyonunun altını çizelim ve dönelim yeniden kitaba...
ABD, 2022’de Kolombiya’yı işgal ediyor; buna tepki gösteren Meksika bir bildiri kaleme alıyor.
Sonrasında Meksika’nın içi ve dünya ile iletişimini sağlayan uydu bağlantısını kesiliyor.
Telefon, TV e-posta, faks kısacası modern iletişim araçlarının hiç biri çalışmıyor. Ama dönmesi gereken bir devlet çarkı var.
Yazar da kurgusunu buna göre yapıyor; iktidar sahipleri, haberleşme için ulak, not ve mektup yazma yöntemini kullanıyorlar.
Dedik ya; “Kartal Koltuğu” tam Türkiye’nin hali...
Paralel Kulak ortaya çıktı çıkalı, Erdoğan ve yakın çevresinin hali malum. En çok korktukları dinlemenin sürüp sürmediği. İddia o ki; ortam ve diğer dinlemeler aynı şekilde sürüyor. Erdoğan da tedbirli..
Artık eline kriptolu da olsa telefonu alıp “sıfırla, mıfırla” diye konuşmuyor. En mühim konuları makamında bile olsa ulu orta konuşmuyor, yanındakine fısıltıyla aktarıyor.
Aldığı en önemli tedbir de ulak kullanmak...
Önemli bir konu varsa, bunu özel ulağı ile muhatabına iletiyor.
Ayrıca ara sıra not ve mektup yazma yollarını deniyor.
Tabii not ve mektup yazmanın da riski var. Malum iki kişinin bildiği sır sır değil.
“Muhalefet bizi geriyor”
Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, 19 Mayıs’ta Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi’nin evinin açılış töreni için Makedonya’nın Kocacık köyüne bir heyetle gitti. Heyette MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, Antalya Milletvekili Mehmet Günal ve Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri de yer aldı. MHP Muğla Milletvekili Mehmet Erdoğan, Emrullah İşler ile zaman zaman sohbet ettiklerini belirterek, Bakanın en çok TBMM’nin işleyişinden ve muhalefetten şikayet ettiğini anlattı. Erdoğan, İşler’in muhalefetin tutumundan yakındığını söyledi ve ardalarında geçen diyalogu şöyle aktardı:
“(Muhalefet bizi geriyor) dedi İşler. Ben de kendisine AKP’nin tutumu hem Meclis’i hem de toplumu geriyor yanıtını verdim. Açıkça konuştuk. Kendisine araştırma önergesi vermeyelim mi diye sordum. AKP Mecliste de bizim önerge vermemizden şikayetçi. İç tüzükten şikayetçi. Oysa İngiltere’de parlamentoda iç tüzük bile yok. Ama demokrasi anlayışı var. AKP’nin demokratik anlayışa daha çok dikkat etmesi gerekiyor.”
Gönüllerin Cumhurbaşkanı
CHP’de Cumhurbaşkanı adaylığını açıklayan Kamer Genç, bir taraftan Erdoğan’ın karşısına çıkacak tek ismin kendisini olduğunu söylerken diğer taraftan 20 imza konusunda umutlu değil. Genç, kapalı grup toplantısında yaptığı konuşmanın ardından alkışlanmasının bir anlam taşıdığını ifade ederek adaylığı konusunda şunları söyledi: “Ben Tayyip Erdoğan’ın karşısına çıkarsam kimyasını bozarım. Ben Erdoğan ile mücadele ederim. Bunu Kemal Kılıçdaroğlu’na da söyledim. Kendisi (düşünürüz) dedi. Bir daha da görüşemeyiz. Elbette daha iyi bir aday çıkarsa ben aday olmam. 20 milletvekili aslında imza verebilir. Ancak bu 20 milletvekili CHP’den olmaz diye düşünüyorum. Çünkü kimse içinde bulunduğumuz şartlarda genel merkezi karşısına almaz. Bu nedenle imza vermekten çekinirler.”
AKP’nin ileri demokrasisi!..
Başbakan Tayyip Erdoğan ve AKP’nin en büyük iddiası ileri demokrasi şiarı!..
AKP’nin “ileri demokrasisi” nin ne anlama geldiğini bugüne kadar bu kadar somut şekilde anlayamamıştık!..
Geçtiğimiz Çarşamba günü TBMM Genel Kurulu’nda Sayıştay üyelik seçimleri vardı.
Seçimde toplam 241 oy kullanıldı; 2 geçersiz, 1 boş oy çıktı. Oylama sonucu Fikret Çöker, Ahmet Tezcan, Haydar Kulaksız, Mehmet Şimşek, Kadir Çelik, Sayıştay’da boş bulunan 5 üyeliğe seçildiler.
Buraya kadar olanı rutin işlemdi.
AKP’nin “ileri demokrasi” sinin nasıl işlediğine TBMM kulisinde ister istemez tanık olduk.
Bir grup milletvekili kuliste oturuyordu. Üstelik bu kişiler sıradan değildi; başta twitter olmak üzere TV ekranlarında sık sık boy gösterip “Yeniden Türkiye” den dem vuran isimlerdi. AKP’li bir görevli koltuğunun altında dosya ile vekillere yaklaştı, içinden çıkardığı ve seçilecek isimlerin yazıldığı pusulaları vekillere dağıttı. Kimi kızardı, kimi mahcupça katlayıp pusulayı cebine koydu. O sırada oylama başladığı sinyali duyuldu.
Bir AKP’li vekil diğerlerinin hislerine tercüman olurcasına “Kalkın ileri demokrasinin gereğini yerine getirelim. Oyumuzu vicdanımızın sesine göre kullanalım” sözleriyle genel kurul salonuna doğru yürüdü.
İtalya’dan al haberi
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün başkanlığında bir heyet geçen hafta İtalya’ya gitti. Heyette CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal da vardı.
Heyetin amacı İtalya’da insan hakları ihlallerini yerinde incelemekti. Ancak İtalyanlar hiç de alttan alacak gibi değildi, açtılar ağızlarını yumdular gözlerini. Türkiye’de yaşananları bir bir sayıp döktüler.
Ayhan Sefer Üstün’ün yaptığı savunma vari çıkışlar da pek etkili olmadı.
İtalya’da bazı Türk mahkumlar ziyaret edildi. Bunlardan biri de uyuşturucu kaçakçılığından cezaevinde kalıyordu. Bu ziyarete Mahmut Tanal gitmedi ama duyduklarını da Türkiye dönüşü sohbetlerde anlatmadan edemedi:
“İstanbul’da polis olarak çalışan mahkum, İtalya’da 3 kilo 700 gram eroin ile yakalanmış. Babası AKP’li bir belediyenin meclis üyesi. Amcası da yine bir AKP’li vekilin danışmanı.”