Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonu ile birlikte her taşın altında Paralel Devlet aramaya başladı. Kendisini eleştiren, baskıdan yakınan, insan haklarından dem vuran kim olursa olsun Erdoğan’ın Paralel Devlet ithamından kurtulamadı.
Kim bilir belki de Erdoğan haklıydı! Ülkenin Başbakan’ı duyumsuz, bilgisiz, belgesiz konuşmazdı!..
Belki de Paralel Devlet’in neler yapabileceğini yaşayarak görmüştü!
İşte size seçimden kalan bir Paralel Devlet öyküsü:
Başbakan Erdoğan, İstanbul Yenikapı’da düzenlediği mitinge 2 saat rötarlı katılmıştı. Gecikme Erdoğan’ın miting programının yoğunluğuna bağlanırken, AKP kulislerinde ise bambaşka bir iddia konuşuluyordu.
İddialara göre gecikmeye bir trafik polisi neden olmuştu. Erdoğan’ın konuşma yapacağı seçim TIR’ı alana giderken ters yöne girmiş ve görevli bir trafik polisi de durumdan vazife çıkarmıştı.
Polis, AKP’nin TIR’ı da olsa yasal işlem yapmış ve bağlamıştı. AKP’lilerin üstü kapalı açık tehditleri de polisi ikna edememiş ve “Nuh diyip peygamber” dememişti. Yaklaşık 2 saatlik bekleyişin ardından polis insafa gelmiş(!) ve TIR’ın Yenikapı’ya hareket etmesine izin vermişti.
Ve haliyle AKP’liler yasayı bu kadar katı uygulayan polisin siyasi görüşünü merak ettiler. Yapılan araştırmada öncelik Paralel Devlet’e verildi ve tabii ki istenilen sonuç da alındı.
AKP’lilerin araştırmasına göre Erdoğan’ın seçim TIR’ını 2 saat süreyle trafikten men eden kişi Paralel Devlet’in elemanıydı.
Koordinatör müşavir
Adalet Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında koordinatör müşavir başkanlığında havuz oluşturuldu. Paralelci bürokrat operasyonlarına ilişkin olarak kişilere ait tüm veriler bu havuzda toplanıyor. Detaylı bilgilerin içerdiği havuzdan elde edilen bilgiler doğrultusunda koltuk değişimleri yapılacak. AKP döneminde alışılan havuz sistemi artık devlet kademelerinde görevlendirilen kişiler için de uygulanıyor. AKP havuzda toplanan verileri oldukça dikkatli toplarken aynı zamanda hata yapılmaması için çok sıkı denetimde geçiriyor. Titizlikle toplanan bilgiler havuza veri olarak girdikten sonra sır gibi saklanırken, yapılacak operasyonlar öncesinde bu havuza başvuruluyor.
Baransu’yu uyku tutmuyor
Taraf gazetesi yazarı yıllar önce kendi halinde bir medya çalışanıydı. Kıt kanaat geçiniyor, ünsüzlüğüne kahretse de en azından rahat uyuyabiliyordu.
Gün geldi, devran döndü. Bir sabah kapısının önünde bir bavul buldu!.. İşte o bavul Mehmet Baransu’ya ün, şan şöhret ve ekranların kapısını sonuna kadar açtı. Bavul’un içinden çıktığı öne sürülen evrak Türkiye tarihine kara bir leke olarak geçen ve TSK’da tasfiyeye yol açan Balyoz Davası’nın en önemli kanıtları sayıldı.
Tam “Kapıda bir bavul bulduk, darısı bulamayanların başına” derken, meşhur paralel devlet teranesi başladı. Baransu, Taraf’ta çalışıyordu, taraf olmayanların bi taraf olacağını bilecek kadar da deneyim kazanmıştı. Deneyim ki hayatta bulunan bavulların toplamıydı!
Birden bire iktidarın hışmına uğrayıverdi Baransu...
Hatta şimdinin İçişleri Bakanı olan Efkan Ala, Başbakanlık müsteşarlığı görevini üstlendiği döneminde astlarına talimat veriyor ve “kapısını kırın o adamı alın. Yasa kılıfını biz hazırlarız” diyordu.
O gün bugündür Baransu’yu uyku tutmamaya başladı.
Duyduk ki; hemen hemen her akşam Baransu, arkadaşlarına telefon açarak “Bu akşam alınacağım. Hakkınızı helal edin” diyormuş!
Biga, Erdoğan’ı çok üzdü
Yerel seçim, sandık hileleri, sokak şiddeti ve liderlerin meydan hiddetleri ile tarihe geçti. Liderler kaybedilen bölgelere üzüldü, kazanılan yerlere sevindi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçimden mutlu çıkan lider oldu. Tekirdağ’ın da aralarında bulunduğu birkaç ilin seçim sonuçlarına Erdoğan’ın üzüldüğüne ilişkin haberler basında yer alsa da bambaşka bir gerçek vardı.
Erdoğan’ın asıl merak ettiği seçim sonucu, 62 bin 643 seçmeni bulunan Çanakkale’nin Biga ilçesiydi.
Biga’da üst üste iki dönem belediye başkanlığını AKP’li Mehmet Özkan, kazanmıştı.
2014 yerel seçimlerinde ise ipi oyların yüzde 47.9’unu alarak CHP’li İsmail Işık göğüsledi.
AKP adayı Mehmet Özkan ise yüzde 45.5 oy alarak seçimlerden ikinci çıktı.
Özkan, seçim başarısızlığını cemaate bağladı ve yaptığı açıklamada “Hizmet’e hakkımı helal etmiyorum” diyerek sitem etti.
Özkan kadar içi yanan bir başka ismin de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu ortaya çıktı. Nedenini Erdoğan yakın çevresine şöyle açıkladı:
“1970’li yılların sonunda Milli Selamet Partisi İstanbul İl Gençlik Kolları başkanıydım. Seçim çalışmalarına aktif olarak katıldım. Kürsüye çıktığım ilk yer de Biga’ydı. Burada 20-30 kişilik bir gruba hitap ettim. Beni dinlemeye gelenlerin yarısı alkışladı, yarısı yuhaladı. Ben Biga’yı ve ilk kürsü deneyimimi hiç unutmadım. Benim milletin karşısına çıktığım, yani siyasete başladığım ilk yer Biga’ydı. Kaybetmemize bu nedenle çok üzüldüm.”