“Merdiven altında” Sıkıyönetim ve Ohal
Gezi eylemleri geç de olsa AKP’yi en üst düzeyde alarma geçirdi. 17 Aralık ve sonrasında başlayan yolsuzluk ve rüşvet operasyonları AKP kulislerinde “Gezinin zirvesi” olarak değerlendiriliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yıpranan Kabineyi değiştirmede 320 milletvekili arasından adı şaibeye bulaşmayan isim bulmak için ince eledi sık dokudu. Erdoğan, krizden sıyırmak için çareyi; adına ‘Savaş Kabinesi’ dense de İçişleri Bakanlığı’na Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala’yı getirmekte buldu.
Efkan Ala, koltuğa oturur oturmaz ilk iş olarak sumen altında bulundurduğu dosyaları açtı. Kamuoyu, iktidarın yaşanan devlet krizinden kurtulmanın yolu olarak Sıkıyönetim ve OHAL’i düşündüğünü önce CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan’ın, sonra da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ağzından duydu.
İddialara göre Efkan Ala, Yargıtay’daki bazı isimleri arayarak Sıkıyönetim ve OHAL’in anayasal dayanağı olup olmadığı konusunda görüş sormuştu.
Bu iddialar ortada dururken siyaset kulislerine bir başka söylenti yayıldı.
Rivayete göre; Efkan Ala müsteşarlığı döneminde “kriz” ya da “panik” senaryoları adı altında çeşitli konularda çalışmalar yaptırıyor, ‘gün gelir ihtiyaç olur’ düşüncesiyle de arşive kaldırıyordu...
Çalışmalar aslında bilenler için mahrem değildi. Ala, özellikle gazetecilere “Merdiven altı” dediği çalışmalarla ilgili olarak haber yapılmaması konusunda sıkı sıkı ricada(!) bulunuyordu!
MİT’in korsanları
Hacker ya da Türkçesiyle Bilgisayar korsanı, TDK’ya göre, Bilgisayar ve haberleşme teknolojileri konusundaki bilgisini gizli verilere ulaşmak, ağlar üzerinde yasal olmayan zarar verici işler yapmak için kullanan kimse...
AKP hükümetleri ile birlikte Türkiye’de, özel hayatın ve haberleşmenin gizliliği yok sayıldı. MHP kaset operasyonları ile sarsıldı, Deniz Baykal aynı yolla CHP Genel Başkanlığı koltuğundan oldu..
Gün geldi; olmaz denilen oldu ve AKP ile Cemaat arasında kaset savaşları başladı...
Erdoğan’ın da cemaatin de İstikbal! Savaşı’nda yumruk sayılmaz oldu; gaye vasıtayı meşru kıldı.
“Tarafların en büyük korkusu, karşısındakinin elini bilmemesi; masada haliyle eller açık edilmiyor, kimin neyi ne kadar bildiği, bilmediği blöf yapıp yapmadığını anlaşılamıyor. Haliyle en sağlam yöntem; kişilerin özel yaşamı ve haberleşmesi...
İşte bunun için taraflar yasal yasadışı her türlü yolu kullanmayı mubah sayıyor...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidar sahibi!
Hangi deliği hangi soruşturmayı kapatacağını bilemiyor..
Malum delik meselesi mühim!
Tabii zindan da bir delik!
Girmek kolay da çıkmak o kadar kolay değil.
Pınarhisar zindanı deneyimi var Erdoğan’ın...
Bu yüzden de yolsuzluk ve rüşvet operasyonun İstanbul ayağını kesiyor, İzmir geliyor, tamam bu son derken başka bir yer patlıyor..
Sırada ne var; asıl korku bu...”
Bütün bunları biz söylemiyoruz. Kulislerde AKP’nin en ağır topları konuşuyor..
“Emniyet’in hangi operasyonu yapacağını kestirmek mümkün değil..”
Ne yapmalı?
Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) durumdan vazife çıkarıyor, legal illegal bilgisayar korsanlarını seferber ediyor..
AKP kaynaklarından gelen bilgilere göre;bilgisayar korsanları gece gündüz kan ter içinde çalışarak Emniyet’in bilgisayarlarını kırmaya uğraşıyorlar..
“Şamil sen bilirsin”
AKP Gaziantep Milletvekili Şamil Tayyar, bugünlerde partisinde el üstünde tutuluyor. “Ergenekon” , “Balyoz” ve “paralel devlet” denildiğinde AKP’de akla gelen ilk isim o...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bakanlarının, oğullarının ve de akraba-i taallukatın adlarının karıştığı yolsuzluk ve rüşvet olaylarını araştırmak yerine “Dost Modern Darbe” gerekçesine sığınıp üzerini örtemeye çalışırken (Ki deyimi literatüre sokan Akit yazarı Hasan Karakaya’dır) işi bir adım daha öteye götürerek Fethullah Gülen’i “Hasan Sabbah” cemaati de “Haşhaşi” olarak adlandırdı.
Söz konusu derin-karanlık çetrefil ve kirli ilişkiler olunca AKP’liler de haliyle “bir bilen” olan Şamil Tayyar’ın peşine düştü, Meclis kulislerinde.
Kafaları karışan AKP’liler TBMM kulisinde; genel kurulda, ne yapıp edip Şamil Tayyar’ın yorumlarını, analizlerini dinlemek için çırpınıyorlar.
Ağzından çıkan hiçbir sözcük boşa gitmiyor Şamil Tayyar’ın...
Haliyle Tayyar da gördüğü ilgi ve alakadan memnun...
Bu arada söz dönüp dolaşıyor belediye başkan adaylarına geliyor. Ankara’da Mansur Yavaş’ın CHP adaylığı AKP’lileri kara kara düşündürürken, Keçiören’de de Turgut Altınok’un BBP adayı olarak ortaya çıkması canları oldukça sıkıyor...
Özellikle Keçiören’de Turgut Altınok’un karşısına “Derin” bir isim aranıyor!! AKP’de..
Tayyar’ın derinliği bilgisinde olsa gerek; bir AKP vekili Meclis kulisinde sohbet ederken, “Keçiören’den aday sen ol. Derin abiyle ancak sen mücadele edebilirsin” dedi....