RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK

Erdoğan’ın havuz problemi

17 Aralık depreminin ardından gerçekleşen büyük çapta kabine revizyonu siyaset kulislerinde hâlâ konuşuluyor. Kısaca hatırlayalım; Kabine listesi Köşk’le Başbakanlık Resmi Konutu arasında mekik dokudu. Erdoğan’ın istediklerini Gül kabul etmedi. Gül’ün istediklerini Erdoğan listeye almadı.  İddialara göre, ilk Kabine listesinde Erdoğan, tüm grup başkanvekillerini Bakan olarak yazdı. Gül bunların üstünü hiç düşünmeden çizdi. Ara uzlaşma havuz formülünde bulundu. AKP kulislerinde anlatılanlara göre;  Erdoğan, istemeye istemeye belirlediği 20 kişilik havuzdan Köşk’e ’istediğini seç’ dedi. Gül’ün istediği isimlerden Ayşenur İslam, Aile ve Sosyal Politikaları Bakanı olurken Başbakan Yardımcılığı koltuğuna ise Emrullah İşler oturdu. Japonya’ya giden Erdoğan’ın ardından Abdullah Gül’ün ilk işi Emrullah İşler’i Çankaya Köşkü’nde ağırlamak oldu.

Feyzioğlu’ndan işaret fişeği

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonları hükümeti sallarken, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu hareketlendi. Balyoz ve Ümraniye Davası’ndan hüküm giyenlerin yeniden yargılanmalarına olanak sağlayacak düzenlemeleri çıkarmak için başkent zirvesinde mekik dokudu. Feyzioğlu’nun yoğun trafiği CHP’de soru işretlerine yol açtı. Kimi Feyzioğlu’nu CHP Genel Başkanlığına kimi de Köşk’e yakıştırdı.
Feyzioğlu’nun gönlünde Köşk yatıyor mu?.. Bilinmez ama TBB’nin yaz sonunda yabancı ülkelerin büyükelçileri onuruna verdiği kokteylde “CHP Genel Başkanı nasıl biri olmalı” şeklinde sorulara verdiği şu yanıtlar kulislerde tekrar konuşulmaya başlandı;
 “Türkiye’nin tamamına hitap eden biri olmalı. Türkiye’yi kucaklayan, belli bölgelere sıkışmamış, her yöreden oy alabilecek bir isim. Buna dikkat edilmeli.” 
 “CHP Genel başkanlığı konusunda isminiz geçiyor, siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?” ;
 “Türkiye Barolar Başkanlığı seçimi sırasında aldığım oy ve dağılımı belli. 81 ilin tamamından delegeler beni destekledi. Böyle bir tablo var.” 

Başbakan’ı terleten soru

Gündem; her ne kadar oğlan-bacanak-baldız; kısacası yolsuzluk ve rüşvet olsa da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, paralel devletle yatıp onunla kalkıyor... 
Emniyet ve yargıdaki sızma ve uyuyan hücrelerin az çok fotoğrafı çekildi.. Diğer bir büyük sıkıntısı da Erdoğan’ın  “mahalli seçim listelerine olası sızmalar.” 
AKP seçim karargahındaki bir kaynağımız, Erdoğan’ın yerel seçimlerde açıkladığı belediye başkan adaylarının kısa ve uzun künyesinin yeniden ve daha detaylı gözden geçirilmesi talimatını verdiğini anlattı.
AKP’de hummalı bir çalışma yürütülüyor; cemaat ile yedi göbekten de iltisaklı olanlar kara listeye alınmasa da yanlarına en kestirmesinden bir ünlem konuldu.  Yapılan paralel araştırmada 7 il belediye başkan adayının öyle böyle değil; cemaat ile hemhal olduğunun anlaşıldığı belirtiliyor. Son söz Erdoğan’ın Uzak Doğu gezisi dönüşüne bırakıldı.
AKP kulislerinde bazı il belediye başkan adaylarının geri çekileceği ısrarla konuşuluyor. Belediye başkanları mühim olsa da diğer bir mesele de belediye meclis üyelerinin belirlenmesinde çıktı. Belediye başkan adayları iyi kötü tanınan bilinen isimlerdi, ancak Belediye Meclis üyesi adayları nasıl belirlenecekti. AKP’li bir milletvekili o kaygıyı şöyle itiraf etti: “Yüzlerce Belediye Meclis üyesi adayı belirlenecek. Bunlar üzerinde de ince elenip sık dokunuyor. Ama araya ciddi bir sızma olur ve listeler Yüksek Seçim Kurulu’nda kesinleştikten sonra 300-500 kişi istifa ederse ne yaparız!” 

Niğdeli vekil hiç kimseden çekmedi patatesten çektiği kadar

Patates patates olalı böyle bir itibar görmedi. TV’de  “Muz’u solladı”,  “Kilosu altınla eşdeğer”;  “Artık yemiyoruz sadece bakıyoruz”  başlıklı haberleri dakikalarca izledik!
Sivrisineğin üremesinden, kurbağanın anatomik yapısına, selden depreme, terörden yangına kadar çok değişik repertuar sahibi uzmanlar bu kez uzun uzun patatesin faydaları üzerine konuştular!
Tabii uzmanlar bilimsel konuştukları için AKP’nin yanlış tarım politikalarını teğet geçmeyi tercih etti.
Oysa ki önceki yıllarda patates üreticileri, tarlada kalan ürünlerini ya hayvanlarına yediriyorlardı, ya da protesto etmek için yollara döküp üzerlerinden traktörle geçiyorlardı!
O vakit de elbette ki haber oluyorlardı ama zevahiri kurtarma babından birkaç saniye, çeşit olsun minvalinden...
Söz konusu patates olduğunda TBMM’de akla gelen ilk belki de tek isim Niğde Milletvekili Doğan Şafak!!!
Niğde’de birkaç yıl önce eksi 10 derecede miting düzenlemişti. O ayazda 5 binden fazla Niğdeli sokağa çıkıp patatesin tarlada kalmasından yakınmıştı...
Doğan Şafak’ın bugünlerde kulislerde şen şakrak dolaşmasını bekliyorsanız boşuna... 
Tam aksine başı önde karar kara düşünüyor..
Vekil arkadaşları  “nerede benim patates” diye sordukça başı önüne daha da düşüyor, yüzü kararıyor...
Şafak’ın ağzından mahcupça  “Vallahi her Niğde’ye gidişimde çam sakızı çoban armağanı, sevenlerimiz bir iki çuval patatesi arabanın bagajına zorla koyuyordu. Ama patates para yapınca bırakın çuvalı, poşeti, tane patates bile hediye edilmiyor” sözleri  dökülüyor.