RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK

Meclis’in otopark sorunu

TBMM’nin otopark sorunundan son günlerde herkes şikâyetçi. TBMM başkanlığı ani bir karar alarak basın mensuplarının araçlarının park ettikleri yerde düzenleme yaptı. Buraya otomobil park edilmesi yasaklandı. Otomobillere basın bürolarının bulunduğu yerden daha uzak bir nokta otopark olarak ayrıldı. Kapatılan park yerine sadece basın mensupları değil, milletvekilleri de ulaşım kolaylığından dolayı otomobillerini bırakıyordu.
Haliyle basın mensupları da vekiller de bu durumdan rahatsız. AKP kulislerinin gündemi de son günlerde bu konu ile meşgul. TBMM Katip üyesi ve AKP Tokat Milletvekili Dilek Yüksel ve milletvekili arkadaşlarının sohbetinde de bu konu vardı. Aslında konu basın mensuplarının milletvekilleri ile ilişkileriydi. AKP Tokat Milletvekili Yüksel, AKP İstanbul Milletvekili Belma Satır ile basın arasındaki ilişkileri anlatırken, “Belma Hanım’ı gazeteciler pek tanımazdı. Daha sonra beraber otururken Belma Hanım geldi ve gazeteciler de kendisine ilgi gösterdi. Benim yanımdayken gazetecilerle samimi oldu”  dedi.
Bunun üzerine milletvekilleri  “Basından söz açıldı, sahi bu otopark sorunu ne olacak? Basın dâhil herkes şikâyetçi”  diye Yüksel’e sordular.
Yüksel de sorunun çözülmeye başladığını belirterek şunları söyledi: “Sorunun çözümünde basından sorumlu TBMM İdare Amirimiz Ömer Faruk Öz ilgileniyor. Ancak eski milletvekilleri de gelince sıkıntı büyüyor. Ancak yine de önemli bir mesafe alındı”  dedi. Eski milletvekilleri deyince milletvekilleri de  “Sahi geçen gün bir araba gördük. TBMM kartı var. 16. dönem Hakkâri Milletvekilinin danışmanı. O da getirmiş bizim park yerimize park etmiş. Böyle olunca sorunun çözümü zorlaşıyor. 16. dönem milletvekili danışmanının arabasını bırakması şart mı? Buna da bir çözüm bulunmalı”  dedi. Ve vekillerin otopark öyküleri sürdü, gitti.


Aman Panter Emel duymasın
Adana’nın Seyhan İlçesi’nin CHP’li Belediye Başkanı Zeydan Karalar, örnek bir iş yaptı. İlçesinin çöp toplama noktalarını sokak üstünden altına aldı.
Ancak gelin görün ki bu kez de başka bir sorun ortaya çıktı! İlçede 10 bin dolayında kişi maişet motorunu çöpten kazandıkları ile döndürüyordu. Ayrıca bir de bunlara karınlarını çöpten doyuran yüzlerce kedi, köpeği ekleyince sorun daha da büyüdü. İster istemez devreye bazı CHP’li vekiller girdi. Vekiller, Zeydan Karalar’ı önce başarılarından dolayı kutlayıp, sonra da eleştirilerini sıraladı;  “Çöplerden geçinen 10 bine yakın insan var. Bu insanlar topladıkları kâğıtlarla geçimini sağlıyor. Bu insanların durumunun ne olacağını düşündün mü? Bu insanlara bir iş imkânı sağladın mı? Ayrıca sokak hayvanları var. Kedi, köpek yiyecek bulamaz. Bir hafta 10 güne kadar toplu hayvan ölümleri başlar. Eğer böyle bir şey olursa hayvan hakları savunucuları partinin önünde, belediyenin önünde eylem yapar. Bunu da düşündün mü? Proje çok güzel de bunları da düşünmek gerekiyor.”
Vekiller, şaka yollu da olsa özellikle Emel Yıldız, nam-ı diğer Panter Emel ile başın derde girer uyarısı yaptılar.
Uyarı üzerine Zeydan Karalar,  “Bunları hiç düşünmedim. Bu sorunları da çözmek gerekiyor”  diyerek milletvekillerine hak verdi.


“Laz müteahhit” “Konyalı müteahhide” karşı
Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde yıldızı parlayanlar  “Laz müteahhitler”  oldu.  “Laz müteahhitler”  bu parlak devri, dönemin Başbakanı şimdiki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da borçluydular. Kara-hava-deniz-demir, kısacası her türlü ihalede onların hükmü sürdü. Gün geldi, devir, devran değişti. Konyalı Ahmet Davutoğlu Başbakan, Karamanlı Lütfi Elvan Ulaştırma Bakanı oldu. Haliyle devirle birlikte yeni yeni müteahhitler ortaya çıktı. Cumhurbaşkanlığı baş danışmanlığına çekilen Binali Yıldırım ile Lütfi Elvan’ın yetki ve kadro (!) kapışmaları Ulaştırma Bakanlığı’nın dışından da duyulur oldu. Mücahitlikten müteahhitliğe terfi eden Konyalılar artık her türlü ihalede söz sahibi olmak için atağa kalktı. Bakanlık koridorlarında konuşulanlara göre;  “Laz müteahhitler ile Konyalı müteahhitler arasında müsteşarlık ve genel müdürlükler önünde müthiş bir orta saha mücadelesi yaşanıyor.”  


Kaçaksaray’da “tek” başına
MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın istifası çok tartışıldı. Ancak, Erdoğan’ın Latin Amerika yolunda söylediği  “Fidan’a gitme dedim”  ve ardından eklediği  “Sır küpüm”  sözleri yavaş yavaş gerçekleri göz önüne serdi. Aslında uçağın müdavimleri Erdoğan’ın sözlerini bir hayli esneterek ve yumuşatarak gazetelerine aktardı. Gerçeğin nasılsa ortaya çıkmak gibi bir özelliği var. Sadece ortaya çıkacak uygun zamanı ve zemini bekliyor. Ve yine aynı yolda Erdoğan’ın  “Tek başıma kalsam da paralel yapı ile mücadele edeceğim” sözleri Fidan’a olan kırgınlığın göstergesi oldu. Erdoğan’ın yalnızlık sitemi Fidan kadar AKP’den aday olmak için istifa eden yüzlerce bürokrataydı. Özellikle de danışman ve çeşitli adlar altında Kaçaksaray’a getirdiği onlarca isim, aday olmak için istifa dilekçelerini hazırladı. Erdoğan’ın önüne gelen istifa dilekçeleri, kabardıkça kabardı. Ve nihayetinde Erdoğan,  “Bu kadar yeter” deyip bildik üslubunu kullandı. Ve o kadar isim arasından sadece danışmanı Aydın Ünal’a aday adaylığı izni verdi.