AKP, iğnenin ucuyla verdiğini kepçeyle geri alıyor. Hele yılbaşı itibariyle elektrik-su ve doğal gaza yapılan zamlar bütçeleri sarsmakla kalmadı, faturaları da patlattı. Vatandaş zamma alışkın; “çalıyor ama hizmet yapıyor” felsefesini tüketici kredileri ve kartlarla taçlandırarak borçlandıkça borçlanıyor. Bu haliyle vatandaşın hali vakti yerinde! Asıl bütçe sıkıntısını emekli maaşları ile birlikte 23 bin lira aylık maaş alan vekiller yaşıyor. Muhalefet milletvekilleri için sorun yok. Vatandaş muamelesi gördüklerinden kabaran faturalara karşı ses çıkartan yok. AKP’li vekiller için durum biraz farklı. İktidarın nimetlerini yaşamaya alışkın olduklarından zamlarla birlikte kabaran elektrik-su ve doğal gaz faturaları yüzünden birden bire vatandaş muamelesi görmeye başladılar.
Meclis PTT’sinde çalışanlar için de bu zor bir durum. Her ne kadar memur maaşına talim etseler de fatura ödemeye gelen AKP’li vekillerin sitemlerini de dinlemek zorunda kalıyorlar. Bir çalışan yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Özellikle AKP’li vekiller fatura ödemelerini kendileri yapıyor. Sanki anlaşmışlar gibi ödeme yapmaya gelen elektrik-su ve doğal gaz faturasının yüksekliğinden yakınıyor. Geçen ay şu kadar ödedim, bu ay niye bu kadar kabarık diyor. Bu sözler karşısında yutkunup kalıyoruz.”
CHP’li vekil HDP’liye 3 eş borçlu çıktı
CHP İstanbul Milletvekili Binnaz Toprak, bir kadın derneğinin düzenlediği toplantıya konuşmacı olarak katıldı. Panelde ağırlıklı olarak gündemde olan radikal İslam örgütleri ve kadın hakları tartışıldı. Panelde söz alan bazı kadınlar Binnaz Hanım’a çok eşliliği eleştirerek değerlendirme yapmasını istedi. Çok eşli evliliğin kadın-erkek eşitliğine aykırı olduğunu söyleyen Binnaz Toprak’a kadınlar şu yanıtı verdi:
“Erkekler 4 kadın ile evleniyorlar o zaman biz de 4 erkek ile birlikte oluruz, durum dengelenir yoksa demokrasiden, özgürlüklerden bahsedemeyiz. AKP’lilerin hepsi 4 kadın ile yaşıyor. Bunun önüne geçmezseniz bu ülke düzelmez. Toplumda herkes istediği 4 kişiyle birlikte olsun. Yoksa erkekler istediği gibi kadın alıp verirlerse hiçbir erkek demokrat olmaz, olamaz. Bunu böyle bilin.” “Çok eşli erkeklerin demokrat olamayacağı” saptamasına katılmayan Binnaz Toprak örnek olarak da HDP Hakkâri Milletvekili Esat Canan’ı gösterdi. “Esat Canan’ın da 4 eşi var ve son derece demokrat” sözü ağzından çıkan Toprak tartışmayı noktaladı. Ancak gelin görün ki Canan’ın 4 eşi yoktu. Bu durum Canan’ın kulağına geldi. Sağdan soldan açılan telefonlarda Binnaz Toprak’ın sözlerinin yanlışlığını anlattı, durdu. Esat Canan bu konuşmaları muhalefet kulisinin açıldığı bahçede yapıyordu. Tam da o sırada Binnaz hanım kapıda göründü.
Esat Canan, yarı sitemli bir ses tonuyla Toprak’a “Hiçbir zaman 4 kadınla evli olmadım. Bunu nereden çıkardın. Bana 3 kadın borçlusun” diye konuştu. Kırdığı potun farkında olan Binnaz hanım bütün şirinliğini kullanarak, “Senin bunu yüzüne söyleyecektim. O sırada konu birden farklı yere gitti. Benim de söz ağzımdan çıktığı için düzeltemedim. Kendiliğinden oluştu ama neyse ki büyümedi” dedi. Ancak Canan, 3 kadın borcunu Binnaz hanımın hanesine yazdığını vurgulamaktan geri kalmadı.
Taksi şoförleri Ala’ya isyanda
Ankara’nın ünlü Cinnah Caddesi, müşteri beklemek için bekleyen taksilere yasaklandı.
Yasağı koyan ise İçişleri Bakanı Efkan Ala. “Bu iş nasıl mı oldu?”, “Ala, onca işi gücü arasında bir de Cinnah Caddesi’ndeki taksilerle de mi uğraşmaya başladı” diye sorabilirsiniz.
Merak edilen soruları bir taksi şoförü yanıtladı..
Ala’nın yolu Cinnah Caddesi’ne düşüyor. Makam aracında seyahat ederken, park halindeki taksileri görüyor. Görüntü ve trafik sıkışıklığına canı sıkılan Ala hemen Ankara Emniyet Müdürü Kadri Kartal’a talimat veriyor. Cinnah Caddesi’nde bundan böyle taksilerin bekleme yapmalarının engellenmesini istiyor. Ala aynı zamanda personeli de görevlerinde titiz davranmaları konusunda uyarıyor ve ekliyor: “Gereğini yapmayanı sürgün ederim.”
Talimat büyük yerden olunca trafik polislerini telaş alıyor. Durak durak dolaşıp, duyuru yapıyor. Cadde üzerinde durmakta ısrar eden taksi şoförlerine de “İçişleri Bakanı’nın emri var. Kimsenin gözünün yaşına bakmayacağız. Anında gerekli işlemi yapacağız” sözleriyle durumun ciddiyetini anlatıyorlar.
TBMM’de “abla” krizi
Hükümetin cemaatle birlikte yürüdüğü yolları ayırması yeni bir literatür yarattı. Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere ağzını açan “paralel yapıya” atıp tutmayı, gelenek haline getirdi.
Cemaatin “abi” ve “abla” yöntemiyle örgütlenmesini de AKP’liler bir anda yasa dışı ilan etti. Evlerinde ağırlandıkları, yiyip içtikleri “abla” ve “abi”ler birden bire “kötü kadın” ve “kötü adam” karakteriyle özdeşleştirdiler.
Öyle ki saygı gereği bile olsa AKP’lilerin yanlarında “abla” ve “abi” sözcükleri kullanılamaz oldu.
Kazara kullananlar ise uzun uzun açıklama yapmak zorunda kaldı.
TBMM Genel Kurulu’nu Başkan vekili MHP’li Meral Akşener yönetiyordu. CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal o sırada söz almak isteyen Akşener’e “abla” diye hitap etti. Hararetli tartışmaların yaşandığı Genel Kurul birden buz kesti. Nefesler tutuldu. AKP’li vekillerin bakışları hem Akşener’e hem de Tanal’a yöneldi.
Akşener, durumun vahametini kavramış olacak ki açıklama gereği duydu:
“Öğretmen okulu mezunuyum. Öğretmen Okulu’nda saygıdan büyüklere ’abi’, ’abla’ diye hitap ediyoruz. Sakın başka abla ve ağabeylerle karıştırmayın.”
Akşener’in bu sözlerine haliyle Tanal da destek verdi. Ortam eski haline dönerken yüzlerde anlamlı gülümsemeler kaldı.