MHP İstanbul Milletvekili Engin Alan, Balyoz Davası'ndan uzun süre hem Silivri hem de Sincan Cezaevi'nde kaldı. Cezaevinde vekil seçilen Alan Paşa tahliye olduktan sonra Meclis'e yemin ederek görevine başladı.Alan'ın Balyoz kapsamına alınmasının en önemli delili Çanakkale'de Kolordu Komutanı olarak görev yaptığı yıllara dayanıyordu. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Mart Çanakkale Şehitleri'ni Anma törenine iki buçuk saat rötarlı gelmişti. Alan da bu durumu ayağa kalkmayarak protesto etmişti. Alan Paşa'ya, emekli olduktan sonra bu protestonun bedelini cezaevine konularak ödettirilmişti. Alan Paşa, kısa sürede Meclis'te de vekil arkadaşlarının sevgisini saygısını kazandı. Bir ortama girdiğine oturan vekiller saygıyla ayağa kalkıp, selamlıyorlar. Sohbetler haliyle terör ve ihanet süreci üzerine oluyor. Alan Paşa da durmadan, yorulmadan bildiklerini, deneyimlerini vekillerle paylaşıyor.Alan Paşa, ayakta sohbet etmeyi seviyor. Geçen hafta Alan Paşa, muhalefet kulisinin bahçesindeki camlı bölüme geldi. Bu sırada bölmede bir grup milletvekili sohbet ediyordu. Alan içeriye girince hepsi saygıyla ayağa kalkıp oturması için yer gösterdi. Ancak Alan "İstemiyorum arkadaşlar, inanın oturmaktan yoruldum" dedi. Bu söz üzerine diğer vekiller "Sen oturmazsan biz de oturmayız" karşılığını verdi. Alan bu sözlerin karşılığında ise herkesi anlamlı bir şekilde gülümseten şu sözleri söyledi: "Arkadaşlar ben ayağa kalkmadım diye çok çektim ama oturmadım diye ilk defa birilerinden adeta sitem işitiyorum."
****
Ağalar ne yapacağını bilir
Tarih yaklaştıkça TBMM kulislerinde seçim sohbetleri de arttı. AKP kulislerinde soru işareti dolu bekleyişler sürüyor ama CHP ve MHP'de bol bol seçim esprileri yapılıyor. Geçtiğimiz hafta MHP'li ve CHP'li milletvekilleri muhalefet kulisinde son seçim gelişmelerini değerlendirdi. Konu bu sefer AKP değildi. CHP Niğde Milletvekili Doğan Şafak MHP'li Kastamonu Milletvekili Emin Çınar ve Adana Milletvekili Seyfettin Yılmaz'a "Bu aralar genel merkezden uzak durmayın" sözleriyle nasihat etti. MHP'li milletvekilleri buna karşılık olarak, "Sizde de ön seçim var galiba" diyerek, bıyık altı gülümseyerek karşılık verdi. Şafak, "Biz de ön seçim var, bu yüzden hazırlıklıyız" deyince MHP Kastamonu Milletvekili Emin Çınar, "Biz de temayül yoklaması olabilir, her an için memlekettekiler sizi özlemiş denebilir" deyince herkes birbirine bakarak güldü. Daha sonra bakışlar İstanbul Bağımsız Milletvekili İhsan Barutçu'ya çevrildi.. Barutçu önce derin bir iç çekti, ardından, "Ağalar ne yapacağını bilir" diyerek son sözü söyledi.
****
40 saniyelik gecikme
Meclis tuhaf alışkanlıkların ve hassasiyetlerin yeri. Malum TBMM'nin asıl sahipleri çalışanlar olsa da işleri 550 dokunulmaza hizmet etmek. Mangalda kül bırakmayan muhalefetten, verdikçe verdiklerini ve daha da vereceklerini anlatan iktidar sahibi milletvekilleri söz konusu Meclis çalışanları olduğunda bambaşka bir hal alıyor. Özellikle Meclis'in sesçilerinin işi diğerlerine göre bir hayli sıkıntılı.Çünkü en gizli oturumlara, toplantılara onlar giriyor. Kayıt yapıyor, mikrofonu kuruyor. Güvenirlikleri ile ilgili sık sık MİT, soruşturma yapıyor. Hepi topu 16 kişi TBMM'ye bu hizmeti sunuyor. En küçük bir aksilik, iddia, şüphe haklarında soruşturma açılmasına yetip de artıyor. O aksiliklerden biri geçtiğimiz haftalarda yaşandı. CHP grubunun Salı günkü toplantısında mikrofon teknik bir aksaklık yüzünden 40 saniye geç açıldı.CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi için bu kadar gecikmenin nedeni olsa olsa provokasyondu! Eski bürokrat olmasına rağmen hiç üşenmeden o günkü 4 çalışanı TBMM Başkanlığı'na şikayet etti. Soruşturma açıldı, ifadeler verildi, sonuç tatlıya bağlandı... Ama olan çalışanlara oldu, stres, soruşturma gerginliği, yanlarına kar kaldı.Bir örnek olay daha...
CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, muhalefet kulisindeki telefon şarj cihazlarına taktı. Yanına birkaç arkadaşını, yeterince kamera ve basın mensubu alarak kulise indi. Şarj cihazları ile ilgili şüphelerini anlattı. Ardından bildik gelişmeler yaşandı. TBMM Başkanlığı tuttu 16 sesçi hakkında soruşturma açtı. Soruşturma haliyle hasarsız sonuçlandı...
***
El etek öpen bilim veya başka büyük var mı?
Bilim, el etek öper mi!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 7 Ocak'ta Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Esenboğa Yerleşkesi'nde (ki Külliye anlayın) düzenlenen Sağlık Temel Bilimleri Binası açılış törenine katıldı. Burada Erdoğan'a "hukuk" alanında fahri doktora diploması takdim edildi. Erdoğan'ın hukukun üstünlüğüne(!) inanarak yaptığı icraatlardan dolayı duygulanan Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. M. Fatih Uşan, el öpmek için harekete geçti. Ancak Uşan amacına nail olamadan Erdoğan tarafından engellendi. Bilim adamının siyasetçinin elini öpme vakası bir ilk değil.. Prof. Alptekin Esin'in bu alanda başarılı bir girişimi var yakın geçmişimizde.
Kim Prof Esin?
Cumhurbaşkanı'nın elini öpme geleneğini başlatan bir akademisyen. Yıl 1992. Ekim ayının 9'u.
Dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, Gazi Üniversitesi'nin açılış törenine katılıyor. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Alptekin Esin, burada Cumhurbaşkanı Özal'ın elini öpüyor. Haydii!.. Tartışmalar, eleştiriler... Oysa Prof. Esin, hiç eleştirilere aldırış etmeden bilimin iktidarın elini öpmesini şu sözlerle savunuyor: "Bir daha görsem yine öperim. Başka büyük var mı?"