RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK

Bu tarz benim mi?..

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koltuğu iğneli. Delegelerin oyları ile seçildiği hukuki olsa da  “reel politik”  başka... Bu  “reel politik” de Meclis kulislerinin değişmez sohbet ve tartışma konusu. Bakanından, milletvekiline, bürokratından çaycısına kadar  “reel politik”  yaşananlar için herkesin söylediği bir şeyler var..
Böyle olunca da Davutoğlu’nun işi zor...
Ortada bir Erdoğan, kimliği, söylemi, eylemi var. Bir de  “fotokopi çalışmaları” ...
Genel Kurul’da bütçe görüşmelerinde  mebuslar  kuliste yorgunluk giderirken bakın kulağımıza ne çalındı?.. 
AKP’li bir vekil Recep Erdoğan ile Ahmet Davutoğlu’nu karşılaştırırken Show TV’de yayınlanan popüler  “Bu tarz benim”  programını anımsattı ve ekledi:
“Ahmet Davutoğlu, ‘hoca’lık tarzıyla meydana çıkmak yerine, Erdoğan’ı taklit etmeye çalıştı. Agresif söylem, gömlek çıkarmalar, alın terleri... 
Bu tarz onun değil. Erdoğan’ın. Genel seçimlere Ahmet hoca ile gidersek işimiz zor. Millet aslı varken fotokopisini komik buluyor. Karizmatik liderden sonra koltuk doldurmak zor. Bunu en iyi ülkücüler ve MHP camiası anlar.” 

 

Kırmızı kitap Jammer’ı bozdu!..

 

TBMM Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu, AKP’nin işi uzatması yüzünden ancak 2 ayda kurulabildi. Çalışmalarına da talihsiz bir dönemde başladı. TBMM’de 2015 Yılı Bütçe Kanunu görüşülüyordu. İlk toplantısını yapıp Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu’nu dinleyecekti. Bütçe nedeniyle bu dinleme birkaç gün gecikmeli yapıldı. Üyeler Hacımüftüoğlu’ndan çok kamuoyunda  “Kırmızı Kitap” ,  “Gizli Anayasa” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’ni merak ediyordu. MGK Genel Sekreteri, kuruluş kanunu ile ilgili uzun uzun bilgi verdi.
Bu bilgilendirme öncesinde Komisyon’da hummalı bir çalışma vardı. Malum komisyon hassas, anlatılanlar kozmik değerdeydi!.. 
Gerçi, Kırmızı Kitap ile ilgili Genel Sekreter topu Bakanlar Kurulu’na atsa da Komisyon’un AKP’li Başkanı Alpaslan Kavaklıoğlu, olası dinlemelere karşı sinyal kesici Jammer’ı çalıştırdı. Ancak kısa süre içinde Jammer’in arızalı olduğu ortaya çıktı. Apar topar yeni bir Jammer kuruldu. Düğmesine basıldı, cihaz çalıştı(!) hassas toplantı başladı. Birkaç saat süren toplantı sona ermek üzereydi ki; o sırada bir üyenin cep telefonu çaldı. Üye telefona yanıt verdi, konuşmasını yaptı. Dikkatli üyeler bıyık altından gülümserlerken, anlaşıldı ki ikinci Jammer da çalışmamıştı.

 

Atanamayanların hepsi Kürtmüş!

CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, eskilerin deyişiyle tam da nevi şahsına münhasır biri. Giyiminde, oturup kalkmasında, sohbetinde farkını hemen ortaya koyuyor. Hele HDP’li milletvekilleri ile sohbetlerinin tadı bir başka oluyor. Hukukçu zekâsıyla araya sıkıştırdığı iğnelemeler, naifliğinde eriyip gidiyor.
Özcan’ın nüktedanlığından nasibini alan bir isim de HDP Hakkâri Milletvekili Adil Zozani oldu. HDP’lilerin her fırsatta, konuyu bölgeye ve Kürtlüğe getirmeleri Özcan’ın dikkatini çekmişti. Sohbet atanamayan öğretmenlere geldiğinde Özcan, gayet ciddi bir üslupla  “Biliyor musunuz, atanamayan öğretmenlerin çoğu Kürt kökenliymiş”  dedi.
Zozani, tespiti ilginç bulmuş olacak ki, önce  “doğru” , sonra da  “Haklı olabilirsin, konuyu bir araştırayım”  diye konuştu.
Tanju Özcan, aradığı fırsatı buldu ve başladı saymaya...
Atanamayan Ziraat Mühendisleri Kürt, KPSS’de yüksek puan alıp da işe yerleştirilmeyenler Kürt, Üniversiteye giremeyen öğrenciler Kürt...
Saydı da saydı...
Neden sonra Zozani, muzipliği anladı anlamasına ama iş işten geçmişti.
Geriye gülümsemekten başka gösterecek bir tepki kalmamıştı...
 

Maharetli şoför...

N.Y, TBMM’de işe çay ocağında başladı. Azmetti, çalıştı, bir önceki Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç’ın makam şoförlüğüne terfi etti. Bu görevini başarıyla sürdürdü. Kılıç, koltuktan olduktan sonra N.Y, yeni bir makam şoförlüğü aramaya başladı. İşte arayış sürerken CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun SSK Genel Müdürlüğü’nden bu yana özel kalem müdireliği görevini üstlenen Şükran Kütükçü’nün (halihazırda Meclis grupta özel kalem müdiresi) şoför ihtiyacı ortaya çıktı. Kütükçü, N.Y’ye çay ocağından aşinaydı. Arz ve talep kesişince N.Y, bu kez Şükran Hanım’ın makam şoförlüğü görevini üstlendi.
İddialara göre; N.Y’nin böyle mahrem bir makama şoför olmasına eski görev yerinden dolayı karşı çıkanlar oldu. Ancak Şükran Hanım sayılan mahsurlara rağmen tercihinden vazgeçmedi.
N.Y,  işi gereği ister istemez, kritik belge ve bilgilere ulaştı, taşımasını yaptı. Gel zaman git zaman N.Y’nin bir işi çıktı. Samsun’a gitti, aldığı 5 günlük izin çabuk tükendi. Şükran Hanım’dan bir 5 gün daha izin istedi. Ancak Şükran Hanım iş kolikti. Gecesi gündüzü, hafta sonu, bayram tatilleri ve yıllık izin kullanmıyordu.
N.Y’ye istediği izni vermedi, o da tuttu istifa etti.
Ama gelin görün ki N.Y, iş bulmakta gecikmedi. Tuttu, AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın yanında işe başladı. 
Haliyle rivayetler aldı başını gitti. Ama bakmayın rivayetlere, işin aslı izin meselesi!