RÜZGARLI SOKAK

RÜZGARLI SOKAK

“Gazze’ye neden gitmiyoruz?”

TBMM Genel Kurulu’nda geçen hafta torba yasa görüşmeleri sıkıntısına İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliam da eklendi. Eski Kültür ve Turizm Bakanı Bağımsız İzmir Milletvekili Ertuğrul Günay, AKP’lilere sert sitemlerde bulundu. Günay, İsrail’in başlattığı kara harekâtı bir yana TBMM’nin özellikle de AKP’li milletvekillerinin tavrına karşı sert tepki gösteriyor ve etrafındaki AKP’li Milletvekillerine de  “Böyle de olmaz ki, bu işler nutuk atmakla olmuyor. Siz de biliyorsunuz” diyordu. Günay’ın etrafındaki AKP’liler ise  “maalesef”  diyerek yanıt vermekle yetiniyordu.. Günay, AKP’li mebusların gözlerinin içine baka baka iğneliyordu;
“Uluslararası politika başka bir şeydir. Tepkimizi gösterelim diyorum AKP’li arkadaşlar sadece dinliyorlar. İyi de bu işler nutuk atmakla olmuyor. Uluslararası politikada kim güçlüyse onun sesi çıkıyor, onun dediği oluyor. İsrail bunu gösteriyor. İsrail’e karşı o kadar çıkış yapıyorsunuz ama doğru düzgün bir kınama yazıp, tavır alamıyorsunuz. O zaman ne anlamı kaldı. Şimdi Gazze’de bu kadar insan hayatını kaybederken, orada bir katliam varken neden Gazze’ye gidip temaslarda bulunmuyoruz? Neden Gazze’ye bir heyet göndermiyoruz? Hükümet yapmıyorsa TBMM de yapmayacak diye bir kural yok ki. Burada milletvekilleri var. Bir heyet oluşturulur hep beraber gidilir orada neler oluyor görülür, gerekiyorsa temaslar yapılır bu katliamın önüne geçilir. Buna TBMM neden seyirci kalsın ki? Hep beraber bir karar alalım bir heyet oluşturup gönderelim. Ancak AKP’li arkadaşlar bu konularda hiç ses çıkarmıyorlar. Ben bunu anlamış değilim.” 


Sessiz ve derinden
Hakkındaki iddialar yüzünden ne yapacağı merakla beklenen Merkez Parti, Ramazan ayındaki iftar toplantılarıyla birlikte çalışmalarına hız verdi. Merkez Parti’nin Ankara’da düzenlediği iki iftarda hem basın mensupları, hem de partililer bir araya gelerek tanışma imkânı buldu. Öncelikli konu elbette Cumhurbaşkanı Gül’ün partisi olup olmayacaklarıydı. Bu söylemi partinin yöneticileri  “alakasız”  diyerek cevaplandırıyor. Cemaat partisi iddialarına ise  “kesinlik hayır”  diyorlar. Biz de kendilerine  “Neden parti kurdunuz” diye sorunca,   “Merkez Parti’ye olan ihtiyacı”  partinin Ar-Ge’den Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hasan Başaran verdiği örnekle anlattı. Başaran, yerel seçimlerde hem CHP’ye, hem de MHP’ye gittiğini ,YSK başta olmak üzere kurumların sitelerine siber saldırıda bulunulduğunu tüm detaylarıyla anlatmak istediğini hatırlattı ve ekledi; 
 “Siber saldırılar veri tabanlarındaki verileri istediği gibi değiştirebilir, verilerle oynar, partilerin oylarını birbirine yazabilir. Benim siber saldırılar ve iletişim teknolojileriyle ilgili iki kitabım var. Bu konunun uzmanıyım. Ancak iki partiden de cevap alamadım. Muhalefetin yaklaşımı dinlememek üzerine. Bu örnek Merkez Parti’ye neden ihtiyaç olduğunu göstermiyor mu? Mevcut muhalefet bilgiden bile kaçıyor. Bu anlayışı yıkacağız.” 


Derdini kime anlatsın!..
CHP Milletvekili Ali Özgündüz, İstanbul’da Caferi vatandaşların ibadet ettiği caminin kundaklanmasından sonra Meclis kürsüsüne yakılmış Kur’an-ı Kerim’le çıktı. Tepkisini çarpıcı bir şekilde dile getirdi. Uyarılarına rağmen iktidar cephesinin duyarsızlığına, pişkinliğine isyan ediyordu Ali Özgündüz. Genel Kurul’daki konuşmasından sonra aynı kızgınlıkla  “Hakikaten çıldırıyorum, gerçekten çıldırıyorum. Olacak şey değil. Senin ülkende oluyor bunlar yahu... Neden ses çıkarmıyorsunuz?.. İslam bu mu? Bilmiyorlar mı, biliyorlar ama kınamıyorlar...”  diyerek kulise fırladı. Ali Özgündüz, derdini anlatabileceği birilerini arıyordu. O söyledi biz dinledik;
 “Yanlış yapıyorlar. Vahabi anlayışı İslam zannediyorlar. Vahabilik; gidin din tarihçilerine sorun İngilizler tarafından siyasi amaçla var edilmiş. Bizim ülkemizde olmaz. Bizim ülkemiz farklı. İran devrimi olduğunda ben bunu gördüm. Çok merak ettim ve devrimi inceledim. Devrim neden oldu, nasıl oldu, doğru mu yapıldı? Yönündeki sorulara cevap bulabilmek için çok kitap okudum. Bir taraftan da hukukçuyum. Dolayısıyla her ikisini de biliyorum. Din eğitimi almadım ama bugün böyle koşullandırılmış bir eğitim almadığıma da seviniyorum. Kelam ve Fıkıh üzerine çok okudum. Bunun faydasını da gördüm. AKP’nin din anlayışı dinimiz olamaz.”