Çözüm paketi olarak lanse edilen, “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Tasarısı” geçtiğimiz hafta TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. Görüşmeler sırasında Meclis kulisindeki milletvekillerinin sohbetlerinde ise en çok Türkiye’nin bu yasa ile birlikte nasıl bir ortam ile karşı karşıya kalacağı oldu. MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “Milletle dalga geçiyorlar, TBMM Genel Kurulu’ndan geçirilen bu tasarı AKP’nin millete attığı kazık anlamında geçti maalesef” yorumunu yaparken, CHP Niğde Milletvekili Doğan Şafak’ın anlattıkları da dikkatlerden kaçmadı. CHP’li Şafak mesleği (turizm işletme) gereği Türkiye’nin her tarafındaki dağları biliyor. Denizlerde neler olup bittiğinden yine mesleği gereği haberdar oluyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra Türkiye’nin zor bir sürece gireceğini söyleyen Şafak, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki meslektaşlarından aldığı bilgileri anlatırken, şu çarpıcı sözleri söyledi:
“Türkiye’min dağlarında devlet yok. Türkiye’de 2 bin 2 bin 500 metreden yukarıda fiilen devlet yok. Dağların doruklarında PKK bayrakları dalgalanıyor. Ağrı Dağı böyle, Tendürek Dağı böyle, Süphan Dağı böyle. PKK, dağları ele geçiriyor. Şu anda Türkiye’de ne yapabileceklerini önceden kestiremeyiz. Bu nedenle beni korkutan buralardaki PKK’lıların her an için her şeyi yapabileceği. Dağ turizmi ile uğraşan arkadaşlarımın bana aktardıkları böyle. Ben bu kaygılarımı artık saklayamıyorum. Bu ayrıntı gözden kaçıyor. Terör örgütü ile karşı karşıyayız. Bir taraftan çözüm diye adım atıyoruz ama sahayı kontrol edemiyoruz. Korkumuz, endişemiz buralardaki teröristlerdir.”
Sivrisinek bunalımı!..
Milletvekilleri TBMM Genel Kurulu’nda bir taraftan yasa çalışmalarıyla uğraşırken diğer taraftan da vatandaşın sorunlarını çözmek için gayret ediyor. CHP’nin Hatay Milletvekili Mehmet Ali Ediboğlu, TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi olmasından dolayı aynı zamanda Orta Doğu sorunları üzerine de çalışıyor ve bir kitap çıkarma hazırlığında. Yoğun gündem içinde Ediboğlu’na geçenlerde bir telefon geldi. Hatay’ın köyünden arayan bir vatandaş, köydeki çöplerin toplanmadığını ve çöplerden dolayı sivrisinek olduğu için uyuyamadıklarını söyleyince Ediboğlu yoğun işlerinin arasında gelen bu telefona biraz sitemkâr cevap verdi. Ediboğlu, “Beni arıyorsun iyi güzel de bu sorunu ben buradan nasıl çözeyim. Köyünüzün muhtarı var, aynı zamanda belediye başkanı var. Ayrıca partimizin ilçe başkanları sizlerin sorunlarıyla ilgileniyor. Lütfen onlara gidin ilgilensin” dedi. Ediboğlu telefonu kapattıktan sonra sitemini şu sözlerle sürdürdü: “Ben milletvekiliyim sonuçta. Sahadaki sorunu bire bir çözemem. Bunun için arkadaşlarımız zaten var. Ancak seçmen bizi arıyor. Arıyor ama biz de çalışmak zorundayız. Sonuçta 550 milletvekili var. Türkiye’nin sorunlarını çözmek için çalışmalı. Bir şeyler yapmalı. Bu kısır döngü bizleri de yoruyor.”
Toprak reformu yasası neden çıkmıyor?
CHP’nin hukukçu milletvekillerinden ve yasama çalışmalarını da çok dikkatli izleyen İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, aynı zamanda Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin sorunlarını da yakından takip ediyor. Tanal, çözüm adı altında hükümetin getirdiği yasanın bölge insanının hiçbir sorununu çözmediğini özellikle dile getiriyor. Bölge insanına yaklaşımın daha farklı olması gerektiğini söyleyen Tanal, öncelikle bölgede yaşayanların sosyal sorunlarının çok önemli olduğunu da kaydediyor. Bölgenin bu anlamda yıllarca ihmal edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini belirten Tanal, AKP’nin göstermelik işler yaptığını ancak sosyal sorunları derinleştirdiğini ifade ediyor. Tanal rahatsızlığını şu sözlere sürdürüyor:
“Bu yasayı çıkarıyorsun, 4+4+4 eğitim yasasını çıkarıyorsun ama bölgeye etkilerini düşünüyor musun? Cevap belli hayır. Seçim yaklaşınca şov yapıyorlar. Çıkarsanıza toprak reformu yasasını, bölgede reform yapalım. İnsanlara huzur gelsin. Sorunları bitsin. 4+4+4 eğitim yasasını çıkarttılar, Bölge Yatılı Okulları kapandı. Bu insanlar nasıl eğitim alacaklar. İlkokulu ayrı, ortaokulu ayrı okuyacaklar. 8 yıllık kesintisiz eğitimde bölge yatılı okullarında hiç sorun yoktu. Taşımalı sistemi de beceremediler. En büyük darbeyi bu yasadan Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yaşayan çocuklarımız yedi. Hangi sorunu çözüyorlar.”
Selama hasret kalan mebus...
17 ve 25 Aralık yolsuzluk operasyonlarının ardından partisinin ve Başbakan’ın tavrı nedeniyle AKP’den ayrılarak bağımsız milletvekili olarak görevini sürdüren Kütahya Milletvekili İdris Bal’ın bugünlerde hiçbir eski arkadaşı yanına yaklaşamıyor. Muhalefet kulisinde otururken zaman zaman kulisten geçen AKP Milletvekilleri Bal’a selam vermeye çekiniyor. Bal’a kimse selam vermeye cesaret edemiyor ancak bir duyuma göre de selam vermeyin yönünde telkinde bulunulduğu iddia ediliyor. Geçenlerde bu istisnayı tek bozan TBMM Başkanvekili AKP’li Sadık Yakut oldu. Sadık Yakut, Kütahya Milletvekili İdris Bal’a gözlerden uzak bir köşede selam vererek, “dur sana şurada bir de sarılayım” diyerek hal hatır etti. Başka AKP’liler de Bal’a, uzak, kimselerin(!) göremediği bir köşede selam veriyor mu onu da bilen yok.