Baltık ülkeleri, yıllar önce Estonya, Letonya ve Litvanya arasında 870 kilometre uzunluğunda bir yüksek hızlı demiryolu inşa etme fikriyle yola çıktı. Ancak, Rusya'nın Ukrayna'ya yönelik tam ölçekli işgali sonrasında bu proje, sadece ulaşımı kolaylaştırmakla kalmayıp, aynı zamanda Baltık ülkeleri için stratejik bir zorunluluk haline geldi. Şu an için Baltıklar ve Polonya arasında doğrudan bir demiryolu bağlantısı bulunmuyor. Rail Baltica, bu boşluğu dolduracak ve seyahat sürelerini kısaltarak ekonomik ve çevresel faydalar sağlayacak.
Estonya Altyapı Bakanı Vladimir Svet, "Tarih tekerrür ediyor. Putin'in agresif rejimi, eski Sovyet bloğunda bir imparatorluk projesi yeniden inşa etmeye çalışıyor," diyerek demiryolunun ne denli kritik bir ihtiyaç haline geldiğini vurguluyor. Baltıklar, Sovyetler Birliği'nin işgali altındaki yıllardan hala izler taşırken, bu demiryolu, hem ekonomik kalkınma hem de askeri hareketlilik için büyük bir öneme sahip.
Demiryolu hattının inşa edildiği bölge, stratejik olarak Rusya'nın sınırlarına oldukça yakın. Estonya ve Letonya, Rusya ile kara sınırına sahipken, Litvanya, Kaliningrad adlı Rus enklavına komşudur. Şu an Baltıklarda yaklaşık 10.000 NATO askeri bulunuyor ve bu sayı, en kötü senaryoda 200.000'e kadar çıkabilir. NATO'nun Entegrasyon Birliği'nden Komutan Peter Nielsen, Rail Baltica'nın askeri hareketliliği artıracağını belirtiyor ve trenlerin Hollanda'dan Tallinn'e kadar doğrudan gidebileceğini ifade ediyor.
Projenin inşaatı Tallinn yakınlarındaki Ülemiste yolcu terminalinde hızla ilerliyor. Bu terminal, demiryolunun Estonya'daki en kuzey noktası olacak ve Baltık ülkeleri genelindeki 870 kilometrelik hattın başlangıç noktası olarak hizmet verecek. Şu anda Baltık ülkeleri, Sovyet döneminden kalma Rus ray genişliğini kullanıyor, bu da Polonya sınırında tren değişimlerini zorunlu kılıyor. Ancak yeni sistem, Avrupa'nın demiryolu ağıyla uyumlu olacak ve Avrupa çapında kesintisiz bir bağlantı sağlayacak.
Estonya, Litvanya ve Letonya, bu projeyi gerçekleştirebilmek için büyük bir ekonomik ve lojistik çaba harcıyor. Ancak maliyetler hızla artıyor. 2017'de yaklaşık 6 milyar euro olarak tahmin edilen proje maliyeti, 2023 itibarıyla 24 milyar euroya kadar çıkmış durumda. Avrupa Birliği, projenin %85'ini finanse ediyor ve geçtiğimiz günlerde 1,1 milyar euro daha yardım sözü verdi.
Bununla birlikte, proje karşısında büyük bir engel de yerel düzenlemeler ve krizlerin etkisi. Fransa'dan gelen mühendis Emilien Dang, Baltık ülkelerinin farklı yönetmeliklere sahip olduğunu ve bu yüzden projede zorluklar yaşandığını belirtiyor. Yine de projeye dair umutlar devam ediyor. İki aşamalı olarak gerçekleştirilecek projenin ilk aşaması, 2030 yılına kadar tamamlanacak. Projenin bu aşaması, daha düşük bütçeyle yapılacak ve daha az tren istasyonu içerecek.
Baltık ülkeleri, demiryolu hattının tamamlanabilmesi için fon bulma konusunda zorluklar yaşıyor. Estonya'nın Ulusal Denetçisi Janar Holm, projenin birkaç yıl daha ertelenebileceğini öngörüyor. Estonya Altyapı Bakanı Vladimir Svet, bütçeyi mümkün olduğunca düşürdüklerini ve gerekiyorsa kredi alacaklarını belirtiyor. Ancak, Rail Baltica'nın, Sovyetler Birliği'nden bağımsızlıklarını kazanan ve Avrupa Birliği ile NATO'ya katılan Baltık ülkeleri için bir yaşam hattı olma potansiyeli taşıdığı açık.