Ukrayna'nın geniş çaplı işgalinden bu yana Rus ekonomisi, beklentileri defalarca boşa çıkardı. Enflasyondaki çift haneli küçülme tahminleri hiçbir zaman gerçekleşmedi. Hatta aksine bir seyir izleyerek Rusya GSYİH'si 2023'te yüzde 3,6 ve 2024'te ancak yüzde 4 oranında büyüdü. Evet bunlar hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin gıpta edebileceği oranlar. Fakat Rusya için durum biraz farklı...
Rusya'daki GSYH büyümesi, hane halkı geliri ve düşük işsizlik gibi temel göstergeler Vladimir Putin'in elindeki en güçlü kozlar haline geldi. Putin bunları Batı'ya yaptırımların etkisiz olduğunun kanıtı olarak gösterirken, Asya ve Afrika'daki ortaklarına da Rusya'nın sağlam ekonomi politikalarının ve kalkınma modelinin dayanıklılığının kanıtı olarak sunmaya devam ediyor. Görünüşe göre Çinli yetkililer de Putin'in açıklamalarından ikna olmuş durumda ve Rusya'nın ekonomik modelini incelemek üzere kurumlar arası bir komisyon dahi kurdular.
Ancak bu dayanıklılık imajı aldatıcı. Geçtiğimiz iki yıl boyunca Rusya ekonomisi "mali steroidler kullanan bir maratoncu" gibi çalıştı ve şimdi bu steroidlerin etkisi azalıyor, büyüme yavaşlıyor, kilit sektörler soğuyor ve Putin'in ekonomik “zarar görmezlik” iddialarının altında yatan argümanlar birer bire çöküyor.
Kremlin son aylarda hiç olmadığı kadar savaş motivasyonunu sürdürmek, sosyal ve altyapı programlarını finanse etmek gibi giderek artan zorluklarla karşı karşıya. Aynı anda düşük enflasyon ve istikrarlı bir ruble politikasının sürdürülmesi giderek daha da imkansız hale geliyor. Radikal düzelemeler yapılmazsa, mevcut ivme bir yıl içinde durama tehlikesiyle baş başa kalınacağı sinyallerini veriyor. Şu anda ufukta görünen mali ve sosyal zorluklar 2026-2027'ye kadar topyekûn bir krize dönüşebilme potansiyeline sahip.
Ukrayna'nın işgalinden bu yana Rus ekonomisi, rekor hidrokarbon ihracat gelirleri, piyasa odaklı yapısı, sağlam bankacılık sistemi, katı merkezi yönetim ve toplumsal uzlaşı gerekliliklerinin eksikliği gibi benzersiz bir faktör kombinasyonuna dayanıyor. Otoriter rejimler arasında bile istisnai olan bu koşullar Kremlin'in ekonomik modelini başarı için tekrarlanabilir bir şablon olmaktan ziyade bir anomali haline getirmiş durumda. Söz konusu stratejinin temelleri erozyon belirtileri gösteriyor. Buradaki asıl soru çatlakların yayılıp yayılmayacağı değil, Kremlin'in gücünü yansıtma ve iç istikrarı koruma kapasitesini nasıl ve ne zaman temelden yeniden şekillendireceği.
Rusya'da ekim karanlığı: Putin köşeye sıkışıyor
ÖZÜ OLMAYAN BUHAR
Hem doğrudan bütçe harcamaları hem de devlet destekli kredi programları olmak üzere hükümet harcamalarındaki hızlı genişleme, Rusya'nın son dönemdeki ekonomik büyümesinin başlıca itici gücü oldu.
Mali teşvik 2022'den 2024'e kadar GSYH'nin yüzde 10'undan fazlasına ulaşırken, bankacılık sektöründeki imtiyazlı kredi portföyleri 15 trilyon rubleyi (150 milyar dolar) aştı. Bu olağanüstü harcamalar askeri-endüstriyel kompleksi ekonomik genişlemenin ana motoru haline getirdi. Fakat bütün bu durumda dahi çatlaklar büyüyor.
Bir önceki çeyrekte yüzde 4,1 olan GSYH büyümesi 2024'ün üçüncü çeyreği itibariyle yüzde 3,1'e geriledi. Savunma üretimiyle bağlantılı endüstriler büyümeye devam etse de, hızları geçen yılki seviyelerin çok altında kaldı. Diğer sektörler de bocalıyor: maden çıkarma endüstrileri, düşük hidrokarbon ihracat fiyatları ve OPEC+ üretim kesintileri nedeniyle üretimde düşüş yaşarken, tarım da ivme kaybetti. Perakende ticaret, tüketici harcamalarıyla desteklenen nadir bir parlak nokta olmaya devam ediyor. Ancak anketler, hem işletmeler hem de hane halkları arasında ticari faaliyetlerin yavaşladığına ve enflasyon beklentilerinin yükseldiğine işaret ediyor.
Rusya'nın üretim kapasitesinin sınırları meçhul değil. Sanayi tesisleri kapasitenin yüzde 81'i ile çalışıyor ve işletmelerin yüzde 73'ü işgücü açığı olduğu biliniyor. İşsizlik oranı yüzde 2,3 ile rekor seviyeye ulaşırken, 1,6 milyon kişinin işsiz olduğu tahmin ediliyor.
Pratik anlamda, yerel ekonomi, agresif devlet ve hane halkı harcamalarından kaynaklanan talebi karşılamakta etkisiz kalarak Rus ekonomisini ithalata daha fazla bağımlı hale getiriyor. Bu da döviz talebini arttırarak ruble üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor ve enflasyonu körüklüyor.
Rusya Temmuz ayında 500 milyon dolar cari açık verdi
Rusya'daki işletmeler giderek daha da artan bir baskı altında. Kömür ve metaller için düşen küresel fiyatlar, yaptırımlarla birleşerek kömür sektörünü 2020'den bu yana ilk kez reel zarara sürükledi.
Kömür sektörü, tek bir işletmenin kapanmasının tüm bir topluluğu felç edebileceği ve üyelerini devlet desteği için başlıca adaylar haline getirdiği otuz bir tek sanayi kasabasında 650.000 kişiyi istihdam ediyor.
Beri yandan otomotiv imalatı, gıda dışı perakende ve konut inşaatı gibi zor durumdaki diğer sektörler de devlet yardımı için sıraya girmiş durumda. Durgun petrol ve gaz gelirleri, enerji yaptırımları ile birleşince bütçe girişleri sınırlanıyor. Vergi gelirleri hidrokarbon gelirlerindeki düşüşü geçici olarak telafi etse de cari harcamalar tarafından tüketildiği için bütçe fazlası bırakmıyor. Kasım 2024 itibariyle Ulusal Varlık Fonu'nun likit kısmı sadece 31 milyar dolar ile fonun 2008'deki kuruluşundan bu yana en düşük seviyesine ulaştı. Bu rezervin artan talebi karşılamak için yetersiz kaldığı aşikar.
Aynı zamanda, sıkı işgücü piyasaları ücretleri artırarak işletmelerin karlılığını azaltıyor. Ücret artışı en çok sanayi bölgelerinde görülüyor. Rusya'nın tek zırhlı personel taşıyıcı üreticisine ev sahipliği yapan Kurgan bölgesinde maaşlar yüzde 33 oranında artmış durumda.
Savunma imalatının merkezi olan Volga ve Ural bölgeleri de hemen arkasından geliyor. Ancak bu dengesiz ve önlenemez ücret artışı, uzun süredir devam eden ve savaşın başlamasından bu yana daha da derinleşen bir sorun olan bölgesel eşitsizliği daha da derinleştiriyor.
Yukarıda sayılanların yanı sıra Rusya'daki işgücü kıtlığı kalıcı bir darboğaza neden olmaya devam ediyor. Vasıfsız işler için Orta Asyalı göçmenler bu boşluğu doldurmaya yardımcı olabilir, ancak yükselen yabancı düşmanlığı (ki bu çıkartılan yeni yasalara da yerleşmiş durumda) göçü kısıtlıyor. Her halükarda, Orta Asya ülkeleri Rusya'nın ihtiyaç duyduğu tüm eğitimli profesyonelleri sağlamaktan aciz.
Diğer taraftan Moskova'nın eski Sovyet coğrafyasında işgücü gelişimine yatırım yapmaması sorunu daha da derinleştirdi ve Rus endüstrilerini mevcut talebi karşılamak için yeterli donanıma sahip olmaktan uzaklaştırdı.
Bu aşırı ısınmış ekonomide kaybedenlerin en büyüğü Putin'in temel destekçileri olan öğretmenler, doktorlar, kolluk kuvvetleri personeli ve emekliler de dahil olmak üzere kamu sektörü çalışanları oldu. Söz konusu kesimlerin maaşları ve sosyal hakları yüzde 9'luk resmi enflasyon oranlarına bağlı, ancak birçok hane halkı için gerçek enflasyon yüzde 20'yi aşıyor. Bu arada Rusya Merkez Bankası (Центра́льный банк Росси́йской Федера́ции), Kremlin'in harcama önceliklerinin para politikası hedeflerinin önüne geçmesi nedeniyle enflasyonu yüzde 4'e döndürme hedefini erteleyerek 2026 yılının ortalarına çekti.
Vladimir Putin'den ekonomik kriz itirafı
ATEŞ GÜCÜ ÜSTÜNLÜĞÜ
2025 yılına sayılı günler kala Kremlin, giderek artan maliyetlerine rağmen önceliği savaşa vermekte kararlı gözüküyoe. Art arda üçüncü yılda da askeri harcamalar bütçeyi domine ediyor. Ancak bu yılın benzersiz bir yönü, ek devlet gelirlerinin münhasıran savunmaya tahsis edilmesi. Bu tahsis diğer tüm sektörleri dara koymak pahasına da olsa yapıldığının altını çizmek gerekiyor.
Savunma ve güvenlik harcamaları GSYH'nin yüzde 8'ini aşacak ve Sovyetler Birliği'nin Soğuk Savaş döneminden bu yana görülmemiş bir rekorla toplam federal harcamaların yüzde 40'ını oluşturması öngörülüyor. Bu fonlar ise öncelikle iki alana yönlendirilecek: silah üretimi ve asker maaşları...
Yatırımların sonuçları ise çarpıcı bir tabloyu önümüze seriyor. Rusya zırhlı araç üretimini iki katına, bazı tesislerdeki mühimmat üretimini ise beş katına çıkartmış durumda.
Mevzu bahis bütçenin önemli bir kısmı Rusya'nın giderek büyüyen sözleşmeli asker gücünü destekleme için kullanılıyor. Ordunun ayda 20.000 ila 30.000 yeni askere ihtiyaç duyması nedeniyle Kremlin, askerleri cepheye çekmek için büyük ölçüde mali teşviklere baş vurmak zorunda kalıyor.
Bölgesel ödeneklerle desteklenen ortalama askere alma ikramiyeleri şu anda 1.1 milyon ruble yan, 11,000 dolar seviyesinde ve yıllık gelirler bölgeye ve birliğe bağlı olarak 3.5 milyon ila 5.5 milyon ruble tani 34,000-53,000 $ arasında değişiyor. Bu gider kalemleri Moskova'da 2 milyon ruble yani 19.000 dolar ve Ukrayna sınırındaki Belgorod bölgesinde 3 milyon rubleye yani 29.000 dolara kadar ulaşan ikramiyelerle bölgesel bütçelere ağır bir yük getirmekte. Bu tür şişirilmiş meblağlar, yetkilileri borç affı, üniversiteye giriş avantajları ve asker aileleri için sağlık yardımları gibi ek teşvikler sunmaya zorlayan istekli asker havuzunun daraldığının en bariz göstergesi olarak öylece duyuruyor.
Kırgız bankaları Rusya'ya para transferini kısıtladı
Sadece yeni askerler için yapılan doğrudan harcamaların 1.6-2.4 trilyon ruble yani 16-23 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Buna, Rusya'nın "gizli istatistikleri" yani yaralı askerler için yapılan ek masraflar ve ölenlerin ailelerine ödenen tazminatlar dahil değil.
Bütçede 2026-2027 yılları için savunma harcamalarında mütevazı kesintiler öngörülüyor. Fakat savaşın 2025 yılında sona ereceği kabul edilse dahi askeri harcamalar yüksek seyretmeye devam edecektir. Özellikle enflasyonun üretim maliyetlerini arttırması nedeniyle, tükenen cephaneliklerin yenilenmesi, bütçeye ağır bir yük getirecek. Dahası, cömert devlet sübvansiyonlarıyla ayakta duran yerleşik askeri-sanayi sektörünün kesintileri direnç göstermeden kabul etmesi de pek olası gözükmüyor. Bunlara ilaveten NATO'nun genişleyen savunma bütçeleri Putin'in yüksek askeri harcamaları sürdürmesi için daha fazla gerekçe sağlıyor.
Bu arada, “savunma dışı” bütçe ödenekleri durgunlaşıyor ya da reel olarak küçülüyor. Sosyal hizmetler, ulusal ekonomik programlar ve hatta iç güvenlik ve kolluk kuvvetleri bile fon kesintileriyle karşı karşıya. Rusya İçişleri Bakanlığı ve Federal Cezaevi Servisi'ndeki kronik yetersiz fonlama ve personel eksikliğinin daha da kötüleşmesi bekleniyor.
İşletmeler ve hane halklarından alınan yüksek vergiler nedeniyle 2025 yılında yüzde 73 oranında artan vergi gelirleri neredeyse tamamen askeri ihtiyaçlara yönlendiriliyor ve diğer sektörlere çok az kaynak kalıyor. Ortaya çıkan dengesizlik sivil ekonomiyi daha da zorlayacak, büyümeyi yavaşlatacak ve sosyal eşitsizlikleri arttıracağa benziyor.
Savaşın aktif aşaması sona erdiğinde, askerlere yönelik harcamalar ilk kesintiye uğrayacak kalemler arasında yer alacağına kesin gözüyle bakılıyor. Aileleriyle birlikte 3 milyondan fazla kişinin askerlik hizmetinden doğrudan etkilenmesi nedeniyle, sosyal yardım ve gelirlerdeki azalmalar nüfusun önemli bir bölümünü etkileyecektir. Bu gruba yönelik uzun vadeli desteği sürdürmek Kremlin'in imkanlarının ötesinde seyredeceğinde ise şüphe yok. Gazilere yönelik desteği geri çekmek ise son derece riskli bir uygulama olacaktır.
Putin’den yaralanan askerlere tazminat kesintisi kararı ülkeyi ikiye böldü
RUS EKONOMİSİNİN DİLEMMASI
Askerlere yapılan büyük ödemeler ve ücretlerdeki daha geniş çaplı artış paradoksal bir durum yaratıyor. Ekonomik eşitsizlik derinleşirken, pek çok Rus yaşam standartlarının iyileştiğini düşünüyor. Anketler daha adil bir gelir dağılımı algısının arttığını gösterirken, katılımcıların yüzde 40'ından fazlası kişisel özgürlüklere ya da insan haklarına duyulan ihtiyacı açıkça reddediyor ve bunun yerine saygınlığı devlet tarafından sağlanan maaş ve emekli maaşlarıyla bir tutuyor. Enflasyon savaştan yararlananların kazanımlarını aşındırdığı için bu duygu geçici olabilir. Ancak devam etmesi durumunda tehlikeli bir anlatıyı güçlendirebilir: Putin'in savaş zamanı liderliğinin refah ve ekonomik büyüme ile barışın ise gerileme ve aşağılanma ile ilişkilendirilmesi...
Savaş sona erdiğinde, zorluklar Putin'in haleflerine kalacak. Onlar yapısal dengesizliklerin yükünü taşıyan bir ekonomi ve fedakarlık ya da reforma yanaşmayan bir halk devralacaklar. Daha açık ve bilindik bir tabirle "enkaz devralacaklar"...
İş dünyası da savaş zamanındaki “genişlemiş talep” ve rakiplerin kaçışıyla geride bıraktıkları pazar boşlukları ve değerinin altında varlıklara sevgiyle bakacak. Yine de bugünkü politikaların hesabı sorulacak ve savaş öncesi Rusya'nın çok övülen makroekonomik istikrarının çatışma sunağına kurban edildiği parçalanmış bir ekonomi ortaya çıkacaktır.
Aleksandr Lukaşenko: Değişim Avrupa'nun ateşini söndürür
RUSYA'NIN EKONOMİK İP CAMBAZLIĞI
İki kritik gösterge Rusya ekonomisinin istikrarsızlığını vurguluyor: 2024'ün başından bu yana neredeyse yüzde 9'a ulaşan enflasyon ve şimdiye kadar fiyat artışını hafifletmek için çok az şey yapan yüzde 21'lik kilit faiz oranı...
Enflasyondaki artış, esas olarak devlet harcamaları ve Ruslar arasında artan ücretlerden kaynaklanan iç talepten besleniyor. Yerli üretimin bu talebi karşılamakta zorlanması, ithalatın artmasına ve dolayısıyla dövize olan bağımlılığın artmasına neden oluyor. Bu dinamikler rubleyi zayıflatıyor. Hatırlanacağı üzere ruble Kasım sonunda en sert düşüşünü yaşayarak 2022 yazındaki zirvesinden yaklaşık yüzde 25 düştü.
Putin'in rubleyi istikrara kavuşturma seçenekleri son derece sınırlı. Zira Rusya'nın döviz rezervlerinin yarısı yaptırımlar nedeniyle dondurulmuş durumda, kalanı ise finansal istikrara yönelik potansiyel tehditler için ayrıldı.
Rusya Ulusal Varlık Fonu'ndaki likit varlıklar yok denecek kadar az ve temel faiz oranı zaten zirvedeyken daha fazla artış olası görünmüyor. Yabancı yatırımcıların 2022'den bu yana ülkeye gelmemesi ve 2023'te uygulamaya konan sermaye kontrolleri, döviz kuru istikrarının sağlanmasında bir araç olarak para politikasının etkinliğini zayıflattı.
Söz konusu durum, yaptırımların getirdiği yapısal kısıtlamaları ve Rusya ekonomisinin kaynaklara dayalı yapısını ortaya koymakta. İhracat hacimleri coğrafya -özellikle Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkelerine yapılan sevkiyatlar- ve lojistik ve sınır ötesi işlemler için operasyonel maliyetleri artıran yaptırımlar nedeniyle kısıtlı olduğundan, döviz gelirlerinde önemli bir artış beklenmemekte. Cari işlemler hesabındaki fazla, artan harcamalar tarafından tüketilirken, artan ithalat bağımlılığı rublenin zayıflığını ve dolayısıyla enflasyonu daha da kötüleştiriyor.
Demiryolu taşımacılığı, elektrik ve doğalgaz tarifelerindeki artış, yüksek lojistik giderleri ve yaptırımların kapsamının genişlemesi gibi nedenlerle artan maliyetler ticari karlılığı daha da aşındırıyor. Sonuç olarak, kaynak ihracatı sınırlarına yaklaşıyor; teknolojik ihracat fırsatları yok denecek kadar az; ve verimlilik artışı yaptırımlarla engelleniyor.
Dış yardım da olası görünmüyor. Rusya ile önemli ticari ilişkilerine rağmen Çin, teknolojik bir ortak rolüne girme konusunda pek de arzulu durmuyor. Kremlin için bu durum, yapısal kırılganlıklarından çıkış için net bir yol olmaksızın ekonomiyi istikrarsız bir şekilde dengede bırakıyor.
Rusya, Afrika'da ağır hezimeti tattı. Önce Ukrayna şimdi Mali
OTORİTER TEMETTÜ
Rusya'nın piyasa ekonomisinin yapısı, savaşın ve dinamizm yerine kontrole öncelik veren merkezi bir karar alma sisteminin ağırlığı altında esnekliğini giderek kaybediyor. Ekonominin faiz oranı dalgalanmalarından izole edilmiş sübvansiyonlu sektörleri hızla genişliyor. Askeri-endüstriyel kompleks ve iştiraklerinin ötesinde, imtiyazlı krediler artık tarım ve gayrimenkul gelişimini de destekliyor. Bu arada, yüksek temel faiz oranı borçlanma maliyetlerini artırarak şirket karlarını önemli ölçüde azaldı.
Ağır borç yükü altındaki şirketlerin iflas riski önemli ölçüde artmıştır. Eş zamanlı olarak Kremlin ve hükümet, maliye ve para politikasına yönelik dirijist bir yaklaşımı benimseyerek ekonomik sonuçları giderek daha fazla yukarıdan dikte ediyor.
Putin'in Rusya'sında politika kararlarını uygulamak için gereken idari maliyetler ise oldukça düşük. Kamuoyu tartışması ya da muhalefeti olmaksızın, hükümet bireylere ve işletmelere minimum dirençle yeni vergiler uygulayabilir.
Halk iktidarı protesto edemiyor ve Devlet Duması'ndaki milletvekilleri talimatlara göre oy kullanıyor. 2022'de Gazprom ve 2024'te Transneft gibi olağanüstü kar vergilerine tabi tutuldu bile. Küresel piyasalarda hala aktif olan ve yaptırımlardan büyük ölçüde etkilenmeyen gübre üreticileri de sırada bekliyor.
Hükümette ekonomik fikir birliği gerekmiyor; Putin "tek başına koca bir ülkeyi şahsi kararlarıyla" yönetiyor. Ancak Putin'in sıkı sıkıya bağlı kaldığı katı merkezi sistemin gizli bir maliyetleri mevcut. Acil durum önlemlerinin çoğalması geleneksel yönetim uygulamalarını bozarken kurumsal çözümlerin yeterli olabileceği alanlarda bile geçici kararlar norm haline geliyor.
Politikalar, uzun vadeli strateji yerine anlık kazanımlara giderek daha fazla öncelik veriyor. Karmaşık, ileriye dönük girişimler hızlı çözümler lehine bir kenara bırakılıyor. Sansür ve "seçici habercilik" nedeniyle güvenilir bilgi eksikliği, bürokrasinin en üst kademeleri de dahil olmak üzere yönetimin her kademesinde karar alma sürecini baltalıyor.
Kremlin, özellikle yaptırımlara yanıt olarak "sentetik bir gerçeklik" inşa ederek bu eksiklikleri arttırıyor. Hükümet günlük yaşamdaki aksaklıkları vurgulamaktan özenle kaçınıyor, bunun yerine iyileşme imajını güçlendiriyor. Örneğin yetkililer dış ticaret, petrol üretimi ve ihracatı ile bankaların ve şirketlerin mali durumu gibi "kritik ekonomik verileri" yayınlamayı durdurdu.
Verilere yönelik bu baskı analistlerin ve kamuoyunun ötesine uzanıyor. Bürokratların kendileri de doğru bilgiye erişimde kısıtlamalarla karşılaşmakta, bu da "sakıncalı gerçekleri" göz ardı eden "sterilize edilmiş raporlara" kapı açıyor. Bu "uydurma anlatı yönetişimi" iktidarın temeli haline geldi. Çarpıtmalar basit bir gözetimden ziyade, Putin'in otoriter sisteminin kasıtlı bir özelliği oldu. Bu tutum kısa vadeli taktiksel avantajlar sunarken, sürdürülebilir büyüme ve istikrarın temellerini sistematik olarak aşındırdı.
Gelir yetersizliklerine rağmen, 2025 federal bütçesi, Moskova ve St. Petersburg arasında yüksek hızlı tren hattı inşası ve havacılıkta ithal ikamesi için artan finansman gibi bir dizi abartılı proje içermekte. Bu girişimler, teşvik edici etkiler büyük ölçüde ortadan kalkmış olsa bile, hükümetin hala "ekonomik steroid" kullanıyormuş gibi davrandığını göstermektedir.
Küresel sistem alarm veriyor. Büyük Buhran'a doğru koşar adım
RUSYA'YI 2025 SONRASI NELER BEKLİYOR?
Rusya'nın 2025 sonrasındaki ekonomik geleceği sıkıntılı görünüyor. Görünürde ekonomik büyüme ve düşük işsizlik, ülkenin yeni ekonomik modeli için bir istikrar yanılsaması yaratıyor. Ancak bu model şimdiden üç temel kısıtlamayla karşı karşıya: işgücü eksikliği, tükenmiş üretim kapasiteleri ve yaptırımlar nedeniyle durgunlaşan ihracat gelirleri...
Hükümet harcamaları fırtınası mevcut durumu sürdürüyor, ancak Rus ekonomisini uzun süredir rahatsız eden kronik sorunları çözemiyor. Çin, Hindistan ve diğer Asya ülkeleri tarafından kısmen hafifletilen yaptırım rejimi sadece bu eski rahatsızlıkları güçlendirmeye yarıyor. Yaptırımlarla ilgili işlem maliyetleri tüm ekonomi üzerinde ağır bir yük oluşturuyor.
Geçen her ay baskıyı daha da arttırıyor. Kremlin, devlet ile halk arasındaki sosyal sözleşmenin kaçınılmaz olarak değişeceği bir dönüm noktasına yaklaşıyor. Ruslardan, kısa vadeli istikrar ve “kale ulus” fikrinden duyulan sembolik gurur karşılığında artan eşitsizliği ve yaşam kalitesindeki düşüşü kabul etmeleri giderek daha fazla isteniyor. Ancak bu uzlaşma bile giderek daha az sürdürülebilir hale geliyor.
1990'lardakine benzer ani bir çöküş şimdilik pek olası değil: hükümet hala asgari düzeyde düzen ve kontrol sağlayacak kaynaklara sahip. Ancak şimdiden ekonomik durgunluğa doğru büyük ölçüde geri dönülemez bir dönüşe tanık oluyoruz. Askeri sektöre ve seferberlik odaklı bir modele bağımlılığın devam etmesi Rusya'yı düşük büyüme ve kronik iç dengesizliklerle karakterize edilen bir “durgunluk tuzağına” hapsedeceğe benziyor.
Ukrayna'nın ilerleyişi Rusya'nın dengelerini bozdu. Kursk harekatı savaşı Rus topraklarına taşındı