Rusya provokasyon peşinde
Rus liderliği Türkiye'ye karşı ancak savaşta söylenebilecek türden sözler ediyor: "Türkiye'ye karşı tepkimiz ticari yatırımlarla sınırlı kalacağını düşünüyorsa yanılıyor". "Türkiye'yi yaptıklarından dolayı pişman edeceğiz". "Allah Türk yönetimini akıldan yoksun bırakarak cezalandırdı".
Rus yetkililer gerilimi sürekli artıran bir üslupla konuşuyor. Ekonomik baskıyı artırırken, vatandaşlarının Türkiye'ye gelmelerini engelliyor. Tehdit, şantajlara ve ambargolar birbirlerini izliyor.
Putin artık Türkiye söz konusu olduğunda hiçbir ölçüye riayet etmiyor. Türkiye'yi kâh IŞİD'e yardım yapan ülke kâh da İŞİD'in petrolünü alan ülke olarak ilan ediyor. Putin, bütün bunları nedensiz yapmıyor.
Rus iddiaları Batı ülkeleri nezdinde karşılık bulamadı. ABD'nin operasyon sözcüsü, "Türklerin IŞİD'le çalıştığı fikrini net biçimde reddediyoruz. Bu akıl dışı ve saçma" diyerek cevapladı.
Türkiye üzerinden Batıyla hesaplaşmak!
Türkiye'nin uçağı meşru müdafaa hakkı bağlamında düşürmek zorunda kaldığını Rusya da biliyor. Ancak Rusya bilerek ve isteyerek kendi yarattığı uçak krizini fırsata çevirmeye çalışıyor. Bu nedenle Türkiye'nin itidalli ve yumuşatmaya yönelik girişimlerini sert sözler, ambargo tehditleri ve Türk vatandaşlarını sınır dışı etmelerle geri çeviriyor.
Rusya'nın bu tavrının ciddi analizlere ihtiyacı vardır. Rusya, uçağın düşürülmesini bölgede güç yoğunlaştırmak için bir araç olarak kullanmıştır. SSCB'nin dağılmasıyla terk edilen alanları Putin sırasıyla doldurmaya başlamıştır. Putin'in ağırlığı Gürcistan, Kırım, Ukrayna operasyonlarının ardından Akdeniz-Ortadoğu eksenine verdiği anlaşılıyor.
Rusya bu tavrıyla kendisine Suriye'de yeni bir statü aradığını ortaya koyuyor.
Putin için Kırım Karadeniz'de, Lazkiye ise Akdeniz'de bayrak gösterme alanıdır. Rusya, uçak düşürülmesini gerekçe göstererek bölgeye yığdığı orantısız deniz ve hava gücünü böylece kamufle etmiş bulunmaktadır.
Putin Moskova gemisini, S-300 ve S-400 füzelerini bölgeye IŞİD ile mücadele etmek için gönderdiğini herhalde kimse düşünmüyordur.
Rusya açıkça Suriye'de kalıcı olduğunu gösteriyor. Putin bölgedeki varlığının Esat rejiminin muhafaza ve müdafasından geçtiğini de iyi biliyor. Bu aşamada IŞİD'den daha çok Esat rejimine karşı olan bütün muhalifleri terörist ilan ederek bombalıyor.
Rusya, Türkiye üzerinden batıyla hesaplaşıyor!
Batı Putin'in mesajını almış görünüyor!
Putin'in Türkiye üzerinden geliştirdiği yeni tutum batıyı harekete geçirmiştir. Fransa "Charles de Gaull" gemisini Doğu Akdeniz'e gönderdi. Danimarka bölgeye bir fırkateyn sevk etti. Almanya ise İncirlik üssüne "Tornedo" uçakları göndermeye karar verdi. İngiltere Kıbrıs'taki üssünden IŞİD mevzilerini bombalamaya başladı.
ABD önderliğindeki Batı bloku ülkeleri Rusya'nın bölgedeki gücünü dengelemek üzere hareket geçmesini yeni soğuk savaş olarak nitelendirenler de var.
ABD ve AB, Rusya'nın bu tavrının Türkiye'den daha çok Batıyla ilgili olduğunun farkına varmış görünüyor.
Putin ilişkileri giderek daha fazla gerecek!
Rusya, Ukrayna ve Kırım olayları yüzünden Batı tarafından ciddi ve ağır ekonomik ambargoya maruz kalmıştı. Şimdi buna kendi eliyle Türkiye'yi de eklemiş bulunmaktadır. Hatta bu durumu Obama, "Putin'in SSCB'nin görkemini geri getirmek için Rus ekonomisini kurban ediyor" diyerek değerlendirmiştir.
Rus tarafı "şapkası yanan düşünsün" türünden laflar ederek topu Türkiye tarafına atıyor. Bu durum Rusya'nın gerilimi düşürmek ve anlaşma niyeti olmadığını gösteriyor. Rusya parlamentosu üst düzey bir yetkilisi, "Rusya'nın Türkiye ile yakın gelecekte ilişkilerin normalleştirmesi mümkün değildir" diyor.
Rus lideri açıkça 'sınır-mınır dinlemeyiz...biz güçlüyüz her istediğimizi yaparız' diyor. Putin güce tapan bir lider. Despot yönetimler için temel değer güçtür. İnsan da gücün aracıdır.
Putin mevcut durumda Türkiye'ye dayattıklarının kabul edilebilmesi için çeşitli provokasyonlara başvurabileceği anlaşılıyor. Bu nedenle Türkiye'nin her zamankinden daha fazla dikkatli ve uyanık olması gerekiyor.