Rum battı, “Federasyoncular” yandı
Yeni seçilen Rum Başkan Nikos Anastasiadis’in almak zorunda kaldığı ekonomik kararlar Güney Kıbrıs’ta deprem etkisi yarattı. Rumlar şoktadır. Başkanlık Sarayı’nı basanlar vardır. Muhtemel tepkilere, hatta saldırılara karşı hükümet bireylerini korumak üzere özel güvenlik ekibi oluşturuldu. Kuzey Kıbrıs’ta, Güney’in düştüğü acı duruma üzülen “Federasyoncular” adeta yıkıldılar. Hatırlanacağı üzere içimizdeki üç beş Rum hayranı yıllardır Anavatan Türkiye’ye saldırmayı maharet saymış ve Rumlarla yeniden birleşerek AB çatısı altında refaha erişeceğimiz iddiasıyla saçma sapan fikirlerle halkımızı kışkırtmıştı. Özellikle Annan Planı referandumu öncesinde “Türkiye, ne seni, ne paranı ne de memurunu isteriz, yakamızdan elini çek git” diye meydanları dolduranlar bugün utanmalıdır. Bu zavallılara göre Anavatan Türkiye adadan gidecek, Kıbrıs Türkleri de Rum’la federal bir çatı altında AB üyesi olarak birleşecekti. Referanduma evet dersek AB bize sahip çıkacak, Rum tarafının standartlarına kavuşmak üzere her türlü yardım yapılacaktı. Başımıza euro yağacağını söyleyenler bile vardı. Şimdi iflas eden Rum’un ardından ve çok istedikleri federasyon maskaralığı ardından ağıt yakıyorlar.
Geçen hafta toplanan AB Maliye Bakanları’nın oluşturduğu Eurogroup aldığı tarihi kararla Rum tarafının ipini çekti.
Maliye Bakanları, ekonomik krize girerek yardım isteyen Kıbrıs Rum Yönetimi ile 10 milyar euroluk kurtarma paketi konusunda anlaştı. Ancak ülkenin başta Rus sermayesi olmak üzere yabancı sermayeyi çeken sözde vergi cenneti özelliğini bir saniyede yok etti. AB, Rum bankalarındaki tüm hesaplardan yüzde 6,75 ile yüzde 9,9, faiz gelirlerinden ise yüzde 20 kesinti yaptı. Bir kere için yapılan kesintiyi ‘vergi değil gasp’ olarak değerlendiren Rumlar ve Güney’de yaşayan yabancılar geçtiğimiz hafta sonu kapalı olmasına rağmen bankalara akın etti.
Rum tarafındaki çöküntüde eski başkan Hristo-fiyasko’nun kötü yönetiminin payı büyük. Zaten Hristo-fiyasko ekonomi yanında müzakere sürecini de doğru dürüst yönetememiş ve özlenen anlaşmanın gerçekleşmesine engel olmuştu.
Rum tarafı bundan sonraki süreçte aklını başına almalıdır. Anavatan Türkiye ve biz Kıbrıs Türklerine saldırmaktan vazgeçmeli ve işbirliği yapma yolunu seçmelidir. Rum ve Yunanistan içinde bulundukları çöküntüden Anavatan Türkiye’nin koyacağı katkılarla çıkabileceği gerçeğine inanmaya başlasa fena olmayacaktır.
Bundan sonra devam edecek müzakerelerde ise masada federasyonun olmaması gerekmektedir. Güney Kıbrıs’ın ekonomik olarak batmış olması emperyalist batının tasarladığı “iki halkın tek çatı altında birleşmesi” hayalini tamamen yok etmiştir. Kimse KKTC’yi ve Kıbrıs Türk halkını batmış bir ekonomiye sahip Rumlarla yeniden bir araya gelmeye zorlayamaz, zorlamamalıdır. Akdeniz’de çıkacak petrolün hem Rum’un borcunu kapatacağı hem de iki halkı yeniden birleştireceği saçmalığı da umarım artık dillendirilmez. Rum tarafı ve içimizdeki federasyoncular bundan böyle ada gerçeklerine göre hareket etmelidirler. İki devletli çözümün, adanın tümüne faydalı olacağı ve refah getireceği açıktır.