RÜTÜK eski Üyesi Faruk Bildirici, RTÜK’ün iktidarın arka bahçesi olduğunu belirterek, üyelerin yurt dışı seyahatlerinde günlük 230 euro harcırah verildiğini söyledi. Cumhuriyet gazetesinden Nagihan Yılkı’nın haberine göre, Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen kamu spotlarının kurulda görüşülmeden televizyonlara gönderildiğini vurgulayan Bildirici, ““RTÜK Başkanı üç ayrı yerde görev yapınca kamu kaynaklarını haksız yere cebe aktarmalarına itiraz etmiyorlar ya da Nurullah Öztürk’ün reklam kurulunda ikinci bir görev almasını itiraz etmiyorlar” şeklinde konuştu.
“RTÜK, SİYASİ İKTİDARIN ARKA BAHÇESİDİR”
RTÜK yaptırımlarını değerlendiren eski RTÜK üyesi Faruk Bildirici, “RTÜK Başkanı Bekir Şahin baştan söylediği sözün arkasında duramadı. İlk söylediğinde Sevda Noyan’ın programında bir suç görmüyordu ve hatta darbecileri sevindiren bir ceza olmaması gerektiğine yönelik şeyler söylemişti. O zaman cezalandırmadan yana olmadığı çok açıktı. Ülke TV ve program sunucu tarafından yapılan özür açıklamasını da gerekçe gösterdi. Belli ki o özürlere de dayanarak ceza vermemekten yanaydı. Sonra tavrı değişti hem de 180 derece değişti . Neden? Çünkü, kamuoyundan ciddi bir tepki geldi. Bu tepkinin karşısında Bekir Şahin değil, Ebubekir Şahin’e talimat veren insanlar duramadılar. Çünkü Şahin, kendi başına davranmıyor bu çok açık ve net. Sarayda küçük bir grup ile birlikte çalışıyor, onların talimatlarına göre davranıyor ve RTÜK şu anda siyasi iktidarın bir arka bahçesidir. Böyle bakınca da zaten kanallar, ceza verilecek kanallar ve korunacak kanallar olarak ikiye ayrılıyor. Ülke Tv de öyle bir kanaldı ama kamuoyundan gelen tepki karşısında duramadı, muhtemelen uyarıldı ve uyarılınca da geri adım attı” diye konuştu.
“RTÜK ADİL DEĞİL”
Verilen cezaların adil olmadığını söyleyen Bildirici, “Can Ataklı’ya 5 program durdurma cezası veriliyor, Nihat Sırdar’ın, bir izleyicinin ‘Bira’ ile ilgili paylaşımı okuması üzerine 3 kez yayın durdurma cezası veriliyor. Ülke TV’de de 50 kişinin öldürülmesi ve komşularla ilgili listeler tutulmasından söz edilen bir programa ise 3 kez program durdurma cezası veriliyor. Burada RTÜK’ün adil olmadığı çok net” vurgusunu yaptı.
“BAŞTA CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN OLMAK ÜZERE BÜTÜN SİYASETÇİLERİN TAVRINI ELEŞTİRMEK GEREK”
Faruk Bildirici, sizce verilen ceza ne olmalıydı sorusunu ise “ Üst sınırdan ceza verilmesi gerekirdi. Burada sadece RTÜK’ün tavrı değil, ilk başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere ülkeyi yöneten bütün siyasetçilerin de tavrını eleştirmek gerek. Çünkü en küçük bir olayda hemen ayağa kalkıp eleştiri yağmuruna tutan insanlar bu konuda fikirlerini söylemediler. Ben Sevda Noyan’ın söylediği sözlerle ilgili AKP yöneticilerinden ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bir kınama duyamadım. Olayın temelinde ülkeyi şu anda yönetenlerin maalesef bu tavırlara onay vermesi , bir şekilde görmezden gelmesi yatıyor. Şu anda AKP yöneticileri ve AKP Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, sosyal medyada kimseye hakaret edilmemesi ayrımcılık yapılmaması gibi sosyal medya ilkeleri hazırladı. Elbette böyle şeylerin yapılması doğru ama bir takım insanları kurşun dolu kavanozlarla hedef gösteren paylaşımlara ne bir eleştiri ne bir görüş ortaya koyuyorlar. O zaman da insan ‘bu tür görüşler ve davranışlar nereden cesaret alıyor’ diye kuşkulanıyor” diye cevapladı.
“RTÜK BAŞKANI ŞAHİN ‘OĞLUM BİLE BANA SANSÜRCÜ DİYOR’ DİYE ÜSTÜME YÜRÜDÜ”
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’in üzerine yürüdüğünü de söyleyen Faruk Bildirici yaşadığı olayı şöyle anlattı;
“Yayın yapan radyo ve televizyonların denetlenmesiyle ilgili RTÜK’e yeni bir görev verildi. Ben RTÜK’e üye olduğumda zaten bu konudaki yönetmelik hazırlanmıştı ve ben üye olduktan sonra yayınlandı. Ben de o yönetmeliği inceledim ve yönetmeliğin açıklarını, eksiklerini, yanlışlarını gösteren 5-6 sayfalık bir eleştiri metni yayınladım. Çünkü, şu anda eleştirel radyo ve televizyonları üzerinde baskı kurmak, bir denetim mekanizması oluşturmak, insanların özgürce fikirlerini beyan etmesi ve bilgi almasını engelleme çabasına hazırlanıyorlar. Ben bu durumu eleştirince Bekir Şahin’i sansürcü diye eleştirdiler. Bu eleştirilerin ardından bana toplantıda sinirlendi, masaya yumruğunu vurup yerinden fırladı ve hakaretler etti ‘Beni sansürcü gösteriyorsun, oğlum bile bana sansürcü diyor’ diye sinirlendi, üzerime yürüdü. Ama gerçek buydu ve yaptıkları şey gerçekten sansür. Şu anda RTÜK’ün yaptığı şey sadece bağımsız eleştirel kanallar üzerinde onların haberciliğini, haber programlarını denetleme, onları engellemeye çalışmak değil onun dışında bütün diğer yayıncıları da engellemeye, sınırlandırmaya çalışıyorlar. Ülkedeki televizyon dizilerinin rengi kalmamışsa, yaratıcı senaryolar ortaya çıkamıyorsa bunun birinci derece sorumlusu RTÜK’tür. Çünkü sadece habercilerin değil, senaristlerin özgürlüklerini de sınırlandırdılar.”
“KENDİ ÇIKAR AĞLARINI DA TOPLUMA DAYATIYORLAR”
RTÜK’te iktidar koalisyon çoğunluğu olduğundan her şeyi rahatlıkla geçirebildiklerini aktaran Bildirici, "RTÜK sarayın arka bahçesi olduğu için oradan gelen talimatları aynen uygulamak durumunda kalıyor. Gündemi zaten RTÜK Başkanı belirliyor muhalefet kontenjanından gelen üyelerin gündem belirleme gibi bir hakkı yetkisi de yok dolayısıyla orada kendi istedikleri düzeni sürdürüyorlar. Bu işin arkasında da ciddi bir çıkar ağı kurmuşlar çıkar ağını sürdürüyorlar. Mesele sadece siyaset ya da Türkiye’de genel kendi ahlak anlayışlarını dayatma sorunu değil mesele kendi çıkar ağlarını da topluma dayatmalarıdır” ifadesini kullandı
“GÜNLÜK HARCIRAHLARI 230 AVRO”
Çıkar ağlarını detaylandıran Eski RTÜK üyesi Bildirici, “RTÜK Başkanı üç ayrı yerde görev yapınca kamu kaynaklarını haksız yere cebe aktarmalarına itiraz etmiyorlar ya da Nurullah Öztürk’ün reklam kurulunda ikinci bir görev almasını itiraz etmiyorlar. Dış ülke gezilerinde RTÜK üyelerinin günlük harcırahları 230 Avro. Sürekli dış gezilere gidip birbirlerini ağırlıyorlar” ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANLIĞI’NDAN GELEN KAMU SPOTLARI, KURULDA GÖRÜŞÜLMEDEN TELEVİZYONLARA GÖNDERİLİYOR”
Kamu spotları ve zorunlu yayınlar konusunda da konuşan Bildirici, “kamu kuruluşlarının 1 yılda üçten fazla zorunlu yayın göndermemesi gerekiyor. Ama bakıyorsunuz İçişleri Bakanlığı 7-8 tane göndermiş başka bir bakanlık 5-6 tane göndermiş. Yönetmeliğe göre üçten fazla olmaması gerekiyor diye söylediğimde ‘aman öyle canım ne önemi var ’deyip geçirdiler. Cumhurbaşkanlığı’ndan gelen kamu spotları, kurulda görüşülmeden Ebubekir Şahin televizyonlara gönderiyor. Kurallar ve yönetmeliklerin onlar için bir önemi yok “ diye aktardı.
“BENİ YILDIRAMAZLAR”
RTÜK’teki görevinden alınmasına ilişkin de konuşan Bildirici, “Benim RTÜK’teki birinci amaçlarımdan birisi RTÜK’ü şeffaf hale getirmekti. Çünkü, şu anda orada karara kalmış oylar bile doğru düzgün oylanmıyor. Ben orada olup biten her şeyi gizlilik kurallarına bağlı kalmak şartıyla anlattım ve bunun karşılığı da yasalara aykırı olarak RTÜK’ten gönderilmem oldu. Bunlar beni yıldıramaz üç ayrı dava açtım, konuşmaya devam edeceğim”dedi.