Rezalet diz boyu!

Buz Pateni Federasyonu’na bağlı olarak faaliyetlerine başlayan Curling Milli Takımı’nın yurt dışında katıldığı ilk uluslararası turnuvada bir çok skandal yaşandı malumunuz...
Curling, dünyada hızla yayılan bir buz üstü sporu. Aynı zamanda olimpik. Ülkemizde ise yeni yeni tanınmaya başlandı. Dörder kişilik iki takım halinde oynanıyor ve bir oyunda 8 taşın kullanıldığı müsabakada süpürücülerin de yardımıyla taşların hedefin en yakınına getirilmesi amaçlanıyor. 10 oyundan oluşan bir maç sonucunda en yüksek puanı toplayan ekip maçı kazanıyor...
İşte bu spor dalında ilk kez oluşturulan bay ve bayan milli takımlarımız, başlarında Nurettin Arıcan adlı bir yöneticinin kafile başkanlığı yaptığı 23 kişilik bir ekiple Avrupa Curling Şampiyonası’na katılmak üzere 20 gün öncesinden İskoçya’ya gidiyor. Gidiyor gitmelerine ama sporcularımızın adları, küçük yaştaki bir kıza tecavüz suçlamasıyla polis tarafından göz altına alınmasından, kaldıkları otelde yangın çıkarmaya, kumar masalarında sabahlamaktan, evlerde bol alkollü çılgın partilere kadar birçok olaya karışıyor. İskoçya seferi şampiyona da dahil yaklaşık bir ay sürüyor. Bu esnada ülkemiz adına utanç duyulacak skandalları kafile başkanının Federasyon Başkanı’ndan gizlediği de iddia ediliyor...
Erkek Milli Takımı adına yaşanan ve polis kayıtlarına geçen en büyük skandal, yaşı küçük bir kıza tecavüz girişimi. Olay, milli sporcularımızın konakladıkları pansiyonda düzenledikleri eğlenceye davetli olarak katılan İskoçlu bir kızın annesinin, polise başvurup kızının ilişkiye zorlandığı iddiasıyla ortaya çıkıyor. Bir milli sporcumuz tutuklama kararıyla polis tarafından göz altına alınıyor. Ancak iddialara göre kızın ve annesinin ücret karşılığı şikayetini geri almasıyla serbest bırakılıyor ve apar topar Türkiye’ye geri gönderiliyor...
Bu arada kamp süresince bol alkollü çılgın gecelerin yaşandığı da iddia ediliyor. Ayrıca yine sporcularımızın neden olduğu ciddi bir yangın tehlikesi atlatılıyor. Sporcuların elinden düşürdüğü sigara izmariti ile evdeki halı alev alıyor fakat tehlike büyümeden önleniyor. Bu olay da evi kiralayan şirketin yanan eşyaların ücretini talep etmesiyle ortaya çıkıyor. Bu arada pansiyona yakın bir otelin kumarhanesine dadanan sporcuların sık sık buraya giderek kumar oynadığı da iddialar arasında yer alıyor...
Skandal, Kocaeli’de yayın yapan Demokrat Kocaeli Gazetesi muhabiri Yiğit Barış tarafından ortaya çıkarılıyor. Ve ne hazindir ki; Buz Pateni Federasyon Başkanı Fahrettin Kandemir de bu gazeteden öğreniyor olan biteni...
Bu devletin paralarıyla spor yapmaları, ülkemizi lâyıkıyla temsil etmeleri için yurt dışına gönderilen bu çocuklara kızamıyorum. Belli ki başlarında disiplini sağlayacak adam ipin ucunu kaçırmış. Hatta kimbilir belki de teşvik etmiş...
Gençlik ve Spor Genel Müdürü Yunus Akgül, soruşturma başlatıyormuş olayla ilgili. Muhtemelen bir veya birkaç suçlu bulunup bilmem kaç ay men cezasıyla cezalandırılacak ve olay daha sonra unutulup gidecek...
Yani yapanın yanına herşey yine kâr kalacak...
Bu ülke; organize bahis çetesi kuran, başka ülkelerde olsa aynı suçu işleyenlerin gözünün yaşına bakılmadan cezaevine gönderildiği, sözüm ona sporcularını daha sonra milli takımda oynatarak ödüllendirmedi mi?
Pööhh!..

Aramızdaki fark
Olay geçtiğimiz hafta oynan M.United-Bursaspor maçında gerçekleşti. Ancak medya ilginç bir şekilde atladı. Karşılaşmanın bir anında Bursasporlu bir futbolcu sakatlanıp yerde kaldı. O sırada top M.United’lı bir futbolcudaydı ve takımını atağa kaldırmak üzereydi. Ancak tribünlerdeki İngiliz taraftarlar korkunç bir tezahürat ve protesto ile oyuncularına tepki göstererek topu dışarı atmasını ve sakatlanan Bursasporlu futbolcunun tedavi görmesini sağladılar. Olayı izlerken tüylerim diken diken oldu. Oysa bizde bir futbolcu sakatlandığı zaman topu taca gönderen rakip oyuncuya taraftarları genelde tepki gösteriyor.



Favorim Fener
Dia, belki de Niang’ın yokluğuna rağmen Bursa deplasmanında benim favorim Fenerbahçe. Bu karşılaşmada sarı-kanaryaların lidere yenilmeyeceğini en azından bir puanla İstanbul’a döneceğini düşünüyorum. Zira Aykut Kocaman ve talebeleri bu maçı kaybetmelerinin ne anlama geldiğini çok iyi biliyor. Beşiktaş ve Galatasaray’a 10 puan fark atan Bursaspor, bu akşam kazanması halinde Fener’e karşı da 9 puanlık bir avantaj elde edecek. 10’uncu haftada üç büyük takımla bu kadar büyük farkın oluşması demek, İstanbul takımlarının gardlarının düşmesi anlamına geliyor. O yüzden çok önemli bir karşılaşma Bursaspor-F.Bahçe maçı. Hatta geçen haftaki derbiden daha da kritik. Heyecan ve temponun yüksek geçmesini beklediğim bu karşılaşmanın centilmence başlayıp, centilmence bitmesini diliyorum.

Oh ne âlâ!
Birisi kendisine kucak açan takımı yarı yolda bırakıp başka bir takımla anlaşıyor. Diğerinin görevine başarısız olduğu için son veriliyor ama bir hafta içinde kendisine çalıştıracak yeni bir Süper Lig takımı bulabiliyor. Sanki başka teknik adam yokmuş gibi “Dön dolaş yine bana gel” hesabı aynı isimler ligde cirit atmaya devam ediyor. Bülent Uygun ve Rıza Çalımbay’dan bahsediyorum. Bıraktınız mı takımlarınızı kardeşim. O halde biraz dinlenin. Bırakın da başka teknik adamları izleyelim biraz da. Ama neredee... Bir çoğunun gözünü para bürümüş. Ayrılırken para, takımın başına geçerken para. Ohh ne ala memleket. Halbuki İtalya’da ve bazı başka ülkelede bu duruma karşı tedbirler alınmış. Takımlarından ayrılan hocalar aynı sezonda bir başka takımı çalıştıramıyor. Biz niye yapmıyoruz bu uygulamayı? Yeni teknik direktörler çıksın istemiyor muyuz?

Yazarın Diğer Yazıları