Rekorlara hazır mısınız?
2022 yılında AKP''nin bozuk ekonomi sisteminin ayakta kalması için yardımcı olan birçok etken vardı. Bunlardan birisi de turizm gelirleri idi. Deprem felaketi sonrası 2023 yazının 2022''ye göre daha sıkıntılı geçmesi olası zira psikolojik olarak yabancı turistlerin ülkemizi tercih etmesi sanıldığı gibi kolay olmayacak. Bina kalitesinin on binlerce örnekle gözler önüne serilmesi açıkçası turizm adına da kötü bir manzara oluşturdu.
Bu işin sonunda turizm gelirlerinin azalması yaşadığımız dolar kıtlığını artıracak bir unsur olacaktır. Havuza giren döviz sadece turizmden kaynaklanmıyor. İhracat gelirleri de oldukça önemli. İhracatın yüksek teknolojiye dayanmadığını hep söyledik. Sadece liraya değer kaybettirerek de Türk ihracat malını ucuz hale getirip satmak da maharet değil. Yani malı satmak için, para değeri ile değil, malın kalitesi ile oynamak gerekir diye yüzlerce kez yazdık. Ancak bırakınız reformlar yaparak kalite artırmayı, mevcut durumda bile ihracat gelirimizin azalacağı bir yıla girdik. Bakın Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi dün Dünya Gazetesi''ne bir beyanat verdi, diyor ki: İthalatımızdaki artış hem miktar, hem de değer olarak ihracatımızın artışının çok üzerinde. Türkiye düşük kur-düşük faiz politikasıyla enflasyonu düşürme, kişi başı millî geliri yüksek gösterme çabası içerisinde. Bütün bunlar kulağa hoş gelen hedefler ancak ekonominin dinamikleriyle örtüşmüyor. Düşük kur, düşük faiz politikasına geçtiğimizden beri enflasyon tüm yakıcılığıyla arttı ve son 25 yılın en yüksek seviyelerini gördük. Dış ticaretimizde bu süreçte olumsuz etkilendi. 2021 yılında 46 milyar dolar olan dış ticaret açığımız, 2022 yılında 110 milyar dolara dayandı.
İşin sıkıntılı tarafını Jak bey sonra söylüyor: Doğru adımlar atılmazsa açık 160 milyar dolar olabilir!
Nedir doğru adımlar? Kuru gerçek değerine bırakmak, ama o zaman enflasyon oluşacak ve AKP seçim kaybedecek değil mi? Ama şimdi de dolar kıtlığı artıyor ve nereye kadar Rusya desteği ile tutulacak?
Artık öyle bir noktaya geldik ki gerçeklerden kaçarak aslında daha büyük acılara davetiye çıkarıyoruz. Naci Görür hoca 2019 yılında Kahramanmaraş depremini söylerken birileri başını kuma gömmedi mi? Ama bakın gerçek daha büyük bir fatura çıkarmadı mı?
Şimdi liraya sahte bir değer verirken üzerimize gelen iktisadi sıkıntıları tekrar dikkatinize sunayım:
1-Deprem ile kamu harcamaları artacak, bütçe açığı oluşacak, bunu kapatmak, devleti çevirmek için borç alınacak, vergiler konulacak, enflasyon rekora koşacak. Lira değer kaybedecek.
2-Cari açık 110 milyar dolardan 160 milyar dolara çıkarsa zaten deprem ile karşımıza çıkmış 50-80 milyar dolarlık masrafa bir de artan cari açık eklenecek. Bu durum dolar kıtlığını artıracak.
Deprem daha ortada yokken dün Merkez''den gelen veriye göre, Türkiye''nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2021 yıl sonunda -252,7 milyar ABD doları iken 2022 Aralık sonunda -279,1 milyar ABD doları seviyesine çıktı. Yani ekonomi durduğu yerde büyük açıklar üretiyordu şimdi bu durum daha da kötüye gidecek.
Sözün özü turizm ve ihracatla yaşanan girişlerin düşeceği ancak harcamalarla yaşanacak çıkışların artacağı bir yılda Rus desteği kalktığı anda kurda trajik gelişmeler görülebilir.
Bütçede, para arzında, cari açıkta, enflasyonda ve kurda rekorlara hazır mısınız?