Referanduma doğru (23 Ağustos 2010)

Referanduma doğru (23 Ağustos 2010)

Referanduma doğru

Türkiye’nin çıkarına değil
BBP eski MKYK Üyesi Dr. Hikmet Aytek, referandumda ‘hayır’ oyu vereceğini belirterek, “Çünkü, mevcut AKP hükümetinin aldığı kararlar, Türkiye’nin değil, BOP ve Avrupa Birliği çıkarlarından yanadır” dedi

Haber: Macit SOYDAN
Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) çeşitli kademelerinde görev alan Dr. Hikmet Aytek, 12 Eylül’de yapılacak referandumda oyunun hayır olduğunu söyledi. BBP’de MKYK Üyeliği, 2004 yılında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adaylığı, Genel Başkan Danışmanlğı, İstanbul İl Yönetim Kurulu Üyeliği ve Eğitim Komisyonu Üyeliği gibi görevlerde bulunan Dr. Hikmet Aytek, BBP’nin aksine oyunun evet olmadığını açıkladı.

Geçmişten ders almıyorlar
AKP iktidarının 8 yıllık icraatını eleştiren Aytek, şunları kaydetti: “Mevcut hükümetin aldığı kararlar, Türkiye çıkarlarından yana değil. Büyük Orta Doğu Projesi ve Avrupa Birliği çıkarlarından yana. Bu iki proje Türk milletinin var ettiği projeler değildir. İkinci olarak bunların öncelikleri milletimizin kendi içerisinde uzlaşmasından, milletimizin fakirlikten kurtulmasından, kalkınmasından yana değil. Bunların öncelikleri dışarıdan tayin edilen önceliklerdir. Bunlar hızla Türkiye’yi çatışma ortamına götürüyorlar. Geçmişten hiç ders almıyorlar. Böyle bir karakter yapısını ele aldığımız zaman, bunun nasıl uygulamalar yapacağı da zaten görülür. Yani böyle bir yönetimin planlaması, koordinasyonu, organizasyonu bu bahsettiklerime paraleldir. Görüyorsunuz mutfaklar yangın yeri, insanlar çöplükten ekmek topluyor, Türkiye’nin gündemi Anayasa’da biliyorsunuz bir de sosyal devlet olma vasfı var. Buna kimse değinmiyor.”

Fırıldak olmaya değer mi
Büyük Birlik Partisi’nin referandumda “Evet” kararı almasını değerlendiren Dr. Hikmet Aytek, “Büyük Birlik’teki kardeşlerime de rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun ağzıyla cevap vermek istiyorum. Onun en yakın ağabey dediği kişiydim ben. O, şöyle bir laf sarf etmişti. Demişti ki; ”Üç günlük dünyada fırıldak olmaya değer mi ?“ Ben Büyük Birlik’teki ”Evet” diyen arkadaşlarıma Muhsin Bey’in bu sözünü söylüyorum” şeklinde konuştu. “Muhsin Yazıcıoğlu yaşasaydı evet derdi” şeklindeki sözleri de değerlendiren Aytek, “Benim üzerimdeki intibaı o böyle bir şeye evet demezdi. Vefat etmiş insanların arkasına sığınmasınlar. Çıksınlar desinler ki, bizim düşüncemiz bu kardeşim. Açıkça söylesinler” dedi.

İkinci 12 Eylül’e “evet” demeyeceğiz

AKP diktatörlük peşinde
Birleşik Kamu İş’e bağlı Tarım Orman İş Sendikası Genel Başkanı Şükrü Durmuş, 12 Eylül’de yapılacak referandumda hayır oyu kullanacaklarını söyledi. AKP’nin, Anayasa değişikliği ile kendi diktatörlüğünü yaratmak istediğini savunan Durmuş, “Bir hukuk devletinde olması gereken yasama, yürütme, yargı erklerini ve güçler ayrılığını kaldırıp kendi diktatörlüğünü yerleştirmek amacında” dedi.

Halkın talepleri yok
Anayasa değişiklik paketinde Türk halkının taleplerinin olmadığını kaydeden Durmuş, “Köylü, işçi, emekçi, çiftçinin sorunları yok. Ama kendi sermayedarlarının çıkarları var. Biz hayır demekle de yetinmeyip, tüm halkımızı da bu amaçlar doğrultusunda hazırlanan anayasa paketi konusunda aydınlatmak ve hayır oyu vermeleri için elimizden geleni yapacağız. İkinci bir 12 Eylül’ü kabul etmeyeceğiz” diye konuştu.


BOP eşbaşkanlığı oylanacak
Ümraniye davası tutuklu sanıklarından İP Genel Başkanı Doğu Perinçek, 12 Eylül’de Büyük Orta Doğu Projesi (BOP) eşbaşkanlığının oylanacağını söyledi. Perinçek, Silivri Cezaevi’nden yaptığı analizde, “Hayır” oylarının nasıl çoğunluğu sağlayacağına ilişkin değerlendirmeler yaptı. Halihazırda “hayır” ve “evet” oylarının eşit göründüğünü belirten Perinçek, şunları kaydetti:

Kararsızlar belirleyecek
“Yoksulluk ve işsizlik konusu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından vurucu ifadelerle işlendi. Şimdi bütün mesele, ülke bütünlüğü konusunda duyarlılığı olan kararsız kesimin kazanılmasındadır.” Referandum sonucunu yüzde 26 dolayındaki kararsızlar kitlesinin belirleyeceğini ifade eden Doğu Perinçek “Türkiye, 12 Eylüle kadar her gün, her saat Tayyip Erdoğan’ın BOP eşbaşkanlığını tartışmalıdır. Getirilen Anayasa değişikliği, işte bu Amerikan projesini uygulamak içindir. Yargı bu amaçla kelepçelenmek isteniyor. Liderler, meydanlarda toplanan onbinlere, yüzbinlere sormalıdır: Türkiye’yi bölme projesine evet mi, hayır mı? Büyük kentlerimize kurulan büyük ekranlarda ve mitinglerde, sabahtan akşama kadar Tayyip Erdoğan’ın o BOP elemanı görüntüleri ve konuşmaları döndürülmelidir. Halk oylaması, bu zemine oturtulduğu zaman, işte o karasız olan kitle, hayır oyuna yönelecektir” şeklinde konuştu.

ABD caydırılmalıdır
Türkiye’yi bölen ABD’nin caydırılması gerektiğini ifade eden Perinçek, “Tayyip Bey’e BOP görevi verenler 13 Eylül sabahı öğrenmelidir ki, Türkiye’de artık yeni bir BOP Eşbaşkanı bulamayacaklardır. Görmelidir ki, atadığı BOP Eşbaşkanı halkoyunda tepe- takla gitmiştir; Türkiye halkı BOP Eşbaşkanını devirme ehliyetine sahiptir” dedi.

AKP, ülkeyi ele geçirmek istiyor
Güney Dinç, Cumhuriyet gazetesinde 2 Ağustos 2010 tarihinde yayınlanan “AKP’nin Anayasa Paketine ’Hayır’Demek Zorundayız” başlıklı makalesinde okuyucuları şöyle uyarıyor: “...AKP’nin Türkiye’yi demokratikleştirmek gibi bir derdi bulunmuyor. AKP, her yönden ülkeyi ele geçirmek istiyor. Bunu da büyük ölçüde başardı. Yasama ve yürütme erkleri tümüyle AKP’nin denetimindedir. Şimdi sıra yargıyı ele geçirmeye gelmiştir. 12 Eylül günü yapılacak halkoylamasının tek amacı budur.

8 yıllık uygulama ortada
AKP egemenliğinin ne anlama geldiğini görmek için, çok uzaklara gitmeye gerek yok. Bugüne kadar yaptıklarını değerlendirmek yeterlidir. YÖK, RTÜK, TÜBİTAK, TRT gibi kurumların yapılanmaları ve sekiz yıllık uygulamaları ortadadır. Üniversitelere rektör atanmalarında izlenen yöntemler, öğretim elemanlarının seçimlerinin gözetilmediğini ortaya koymuştur. Tüm bu kuruluşlarda çoğulculuk, düşünce çeşitliliği, düşünce özgürlüğü ortadan kalkmıştır. Tek tip düşünen ya da bir yerlere atanmak için öyle görünen insanlar göreve getirilmiştir. Kamu hizmeti personeli büyük ölçüde AKP’lileştirilmiştir.

Denetim istemiyor
...Yargının yasama ve yürütme ile uyum içinde çalışması gerektiğini söylüyorlar. Demokrasilerde, hukuk devletinde böyle şey olmaz. Çoğulcu demokrasilerde yargı, yasama ve yürütmeyi denetler. Böylece demokratik denge sağlanır. AKP, denetim istemiyor... Hemen herkes bilmektedir ki, yargı, yasamayla ve yürütmeyle işbirliği içinde olamaz. AKP insanları yanlışlara inanmaya zorluyor. Yargı, yasamanın da yürütmenin de üzerindedir. Bu, sadece Türkiye’de değil, erkler ayrılığı ilkesinin uygulandığı her ülkede böyledir. Gündemdeki halkoylamasının tek amacı, HSYK üyelerinin seçiminde, Anayasa Mahkemesi yargıçlarının atanmasında siyasal iktidarın yetkilerini arttırarak AKP’nin yargıyı ele geçirmesini sağlamaktır. Ancak iktidar, salt bu iki madde ile halkın önüne çıkma yürekliliğini gösterememiştir.Bu oyuna düşmemek gerekiyor. Hukuk devletini korumak için AKP’nin anayasa paketine ”Hayır“ demek zorundayız.

Hayır diyorum ÇÜNKÜ
TV’deki kadrolu yüzler hararetle destekliyor
Turgay Kanat: Türkiye artık sözde Ermeni soykırımı ifadesinde yer alan -sözde- kelimesini kaldırmalı ve soykırım gerçekleri ile yüzleşebilme olgunluğunu göstermeli diyen Cengiz Çandar isimli bir gazetecinin hararetle desteklediği bu referanduma tarihi bilen bir Türk’ün evet demesi mümkün olabilir mi? Elbette ki hayır. Bunlar ve benzeri gazeteciler, televizyonların kadrolu yüzleri oldular. Bunların hararetle desteklediği referanduma yüce Türk milletinin evet demesi mümkün olabilir mi. Tabii ki hayır. Ben de o hayırcılardanım.


Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Ücretlileri köle gibi çalıştırdı
Mehtap Kılıçdoğan: Hayır diyorum çünkü bu anayasayı hazırlayan parti tam 8 yıldır iktidarda olmasına rağmen, ülkenin en büyük sorunu işsizliğin çözümüne yönelik herhangi bir adım atmadı. Tam aksine işsiz yığınlara yenileri eklendi. Atanmamış binlerce öğretmen kapıda beklerken, ücretli köle olarak çalıştırdı. Şimdi bu insanlardan “demokrasi” adına kendisi için hazırladığı anayasayı kabul etmesini istiyor.


Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Milli kaynaklarımız peşkeş çekilmesin
Yağmur Sökmen: Üniter yapımızı korumak için hayır diyoruz. Milli kaynaklarımızın yabancı sermayedarlara (!) peşkeş çekilmemesi için hayır diyoruz. Türk Milleti’nin arasındaki gelir dağılımının daha fazla açılmaması için hayır diyoruz. Yargılanmaktan korkanları yargılamak için hayır diyoruz... Türk halkına hesap borçları vardır. Bu nedenle referandumda hayır demek zorundayız. Demokratik laik Türkiye Cumhuriyetinden, ulus kimliğimizden kopartılmamak için HAYIR demek zorundayız. Susturulmamak için referandumda hayır demek şart.

Hayır diyorum ÇÜNKÜ
Kuzu kuzu gidip evet dememizi istiyorlar
Ramazan Çaybaşı (Fransa) : Sıradan bir basit dernek yöneticisi bile zamanı gelince hesap verir. AKP, 8 yıldır ülkenin anasını ağlattı. Fabrikaları kapattı, insanları işsiz bıraktı, yandaşlarını milyoner yaptı. Bütün bunların hesabını elbette verecek. Anayasa paketi, kendini kurtarma operasyonudur. Kendi başlarına bir anayasa yaptılar ve vatandaşın da kuzu kuzu gidip ona evet demesini istiyorlar. Buna eminim Türk halkı kanmayacaktır. Bunu yemeyeceğiz. Sandık başına gidip onlara unutamayacakları bir ders vereceğiz. Onun için hayır.